banner171

ÖNYARGISIZ BAKABİLMEK.

ÖNYARGISIZ BAKABİLMEK.

 

Sevgili dostlarım, normalde yerel siyaset üzerine yazmaya özen gösteren birisi olarak daha çok Gaziosmanpaşa ve Sultangazi eksenli siyasal gelişmeleri yorumlamaya çalışırım. Ancak bu gün sizinle paylaşmayı düşündüğüm yazım daha çok Türkiye ile alakalı,  Prof.Dr.Eser Karakaş’ın Star gazetesinde yazdığı  bir makalede o kadar çarpıcı gerçekler var ki bunları bir kere daha sizinle paylaşmak istedim. Önyargısız bakabilen her göz bu farkı anlayacaktır diye düşünüyorum. Ak partinin iktidara geldiği 2002 yılı ile seçime gittiğimiz bugünlerdeki bazı parametreleri sizinle beraber mukayese edelim.

Yoksulluk verileri

·          2002 senesinde yüzde 1,4 oranında olan gıda yoksulluk (açlık) oranı şimdi 0,5’e inmiş; açlık çekenlerin oranı yaklaşık üç kez azalmış.

·          Gıda ve gıda dışı genel tanımlı yoksulluk oranı 2002’de yüzde 27 iken bugün yaklaşık yüzde 18.

·         Kişi başına günde 4 Doların altında harcama yapanların oranı 2002 senesinde yüzde 30 iken şimdi yüzde 5.

 

Sağlık verileri

·          2002 senesinde 19 milyar TL olan toplam sağlık harcamaları bugün 80 milyarın üzerinde; bu büyüklükler özel artı kamu sağlık harcamalarına tekabül ediyorlar.(ABD doları bazında da 13 milyar dolardan altmış milyar dolara yükselen bir büyüklük söz konusu.)

·          Kişi başına sağlık harcamaları 2002 senesinde 188 ABD doları iken bugün bu büyüklük 1000 ABD dolarına yaklaşıyor.

 

·          2002 senesinde hane halklarının toplam sağlık harcamaları içindeki payı yüzde 20 iken bugün bu oran yüzde 15 dolayındadır.

·          Günümüzde toplam sağlık harcamalarının milli gelir içindeki payı % 7 dolayındadır ve bu oran AB ortalamalarını yakalamış bulunmaktadır.

 

Eğitim verileri

·          Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) bütçesi Cumhuriyet tarihi içinde ilk kez Milli Savunma Bakanlığı (MSB) bütçesinin üzerine çıkmış bulunuyor.

·          2011 senesinde MEB bütçesi 34 milyar TL iken MSB bütçesi 17 milyar TL; başka bir ifadeyle MEB bütçesi MSB bütçesinin yaklaşık iki katı olmuş durumda.

 

Ak partiye oy veren en büyük kesimin aylık ortalama gelirinin 0-700 TL arasında olduğu düşünüldüğünde, yukarıda sıralanana gelişmelerin tümümün bu sosyal sınıftaki insanlara doğrudan katkıda bulunduğu görülebilir. Ak parti ülkemizdeki refah artışını toplumun en alttaki kesimlerine, yukarıdaki verilerden de görülebileceği gibi doğrudan aktarabilen politikalar ile bu ülkede % 50 oy potansiyeline ulaşmıştır.

Ak partinin üst üste üçüncü dönemde de tek başına iktidar olabilme başarısının sırrı ne BOP, ne ABD, ne AB ne de herhangi hayali komplo teorileridir. Çok aramaya gerek yok yukarıdaki parametreleri kim daha iyi uygularsa ülkede o iktidar olur.

YORUM EKLE

banner208

banner148

banner150

banner153