Şam’ın, Kudüs’ün, Saraybosna’nın ve Medine’nin yükünü de omuzlarımızda hissederek yaptığımız işin mukaddesiyetine inanarak yürüyoruz.
Ak Gençlik yürek fatihi olma iddiasını taşıyan bir gençliktir. Çünkü bu dava bir yürek davasıdır. Bizler “bir adem, bir alem” şiarı ile yürüyoruz, bir gönül incitmeden, bir şefkatten ödün vermeden yürümeye gayret ediyoruz. Şanlı tarihimizin içerisinde yer alan yüzlerce örnek vardır. Asırlar evvel, insanlığın değişmez değerleri bir kılıç kaldırılmadan nasıl taşındıysa Marekeşten Zengibar’a, Orta Afrika’dan Doğu Hind adalarına, Bosna Hersek’ten Yeni Gine’ye, Malabardan Malezya’ya , işte bizde o anlayışla ve o basiretle bu kutlu davanın izinden gitmeye gayret edeceğiz. Biz öldürmek için doğuran zavallılara karşı, diriltmek için ölen bahtiyarlar arasında olmanın şükrünü de eda etmek istiyoruz.
Çünkü biz inanıyoruz ki, bu dava bizim de davamızdır. Bu fetih bizim de görevimizdir. Bizler Allah Resulü’nün siyaset anlayışında şunu gördük; gençler hiçbir zaman es geçilmemiş ve genç sahabeler de bu yükün altına ellerini koymakta asla tereddüt etmemişlerdir. Allah Resulü gençlere saha da yer vermiş ve ellerini hiç bırakmamıştır. Tarihe baktığımızda görüyoruz; Hazreti Ali. Hazreti Hatice’den sonra iman eden ikinci kişiydi ve iman ettiğinde sadece on yaşındaydı. Peygamberi namaz kılarken gördüğünde ve ne yaptığını sorduğunda Müslüman olmakta bir an bile tereddüt etmemişti. Yine babası Ebu Talibin de Müslüman olmasına sebep olmuş ve 22 yaşında müşriklerin öldürmeye diye geldiği peygamberin yatağında yatarak tarihte bir daha şahit olunmayacak bir cesaret örneği göstermiştir. Cafer bin Ebu Talip, o da 20 yaşında Müslüman olmuştu ve İslam’ın yayılması adına her türlü işkenceye ve zorluğa katlanan müminlerdendi. Ayrıca daha o yaşta, Habeşistan kralı Necaşi’nin karşısında yaptığı konuşma ile Habeşistan kralının ve halkının kalbini fethetmiştir. Çünkü onlar her şeyden önce bir yürek fatihiydi.
Bizler bu sahabelerin arasına genç yaşında orduya komutan olmuş, hep ön saflarda savaşmış Amr bin As’ı. Yine Müslüman olmadan önce refah ve zenginlik içinde yetişmiş fakat Müslüman olduktan sonra ailesi tarafından islamı bırakması için teklif edilen tüm serveti reddeden hatta Uhud Savaşında şehit düştüğünde kefen bezi ayaklarına yetmeyen Musap bin Umeyri de unutmamalıyız. Çünkü onlar bu davanın altına imzalarını attılar ve biz bugün bu örneklere bakarak bu yürek devletinin temellerini en iyi şekilde inşa etmenin uğraşı içindeyiz.
Bu medeniyet, davası uğruna ölenleri unutarak yeniden inşa edilemez, o yüzden biz ne onları unutacağız, ne Sezai Karakoç’un Diriliş Muştusunu es geçeceğiz ne de Asımın Nesli olmaktan vazgeçeceğiz. Tarihin her aşaması gençlerin destanıyla doludur. Hazreti Ali’den, Cafer bin Ebu Talip’e, Sultan Melik şah’tan Fatih Sultan Mehmed’e kadar. Bizler gençlere olan inancımızı hiçbir zaman kaybetmemeliyiz, gençlere her alanda güvenmeli ve hem bugünümüzü hem de yarınımızı gençlere teslim etmekten imtina etmemeliyiz dedi.”
Danışma Meclisi’nde ayrıca 12 Aralık’ta vatani görevini yapacak olan İlçe Gençlik Kolları Yönetim Kurulu Üyesi Murat Yıldız’a da çalışmalarından dolayı İl Gençlik Kolları Teşkilatlanma Başkanı Bünyamin Demir tarafından plaket verildi.