Avusturya olmak üzere Avrupa ülkelerine daha iyi bir gelecek için göç eden ve para kazandıktan sonra dönmeyi düşünen Türklerin, bulundukları ülkelerde kalarak önemli bir mali güce sahip olduklarını söyledi.
Anadolu'da geçim sıkıntısı yaşayan ve ekonomik durumunu düzeltmek isteyen Türklerin, 1961 yılından itibaren Avrupa'ya göç etmeye başladığını anlatan Eren, ''Onlar, yıllar önce Anadolu'daki kasabalarından, köylerinden çıkıp Avrupa yollarına düştüler. Birçoğunun amacı para kazanıp memleketine dönmekti. Bir kısmı bu amacı doğrultusunda, birkaç yıl içinde Türkiye'ye geri geldi. Ancak çoğu, İşçi olarak gittikleri Avrupa'da kalmayı tercih etti'' diye konuştu.
Türkiye'nin, Avrupa ülkelerinden Almanya ile 1961, Avusturya, Belçika ve Hollanda ile 1964 ve Fransa ile de 1965'te iş gücü anlaşmaları imzalandığını anımsatan Eren, 50 yıllık göç tarihinin ilk yıllarında büyük bölümü erkeklerden oluşan ve tamamına yakını işçi olarak giden Türk göçmenlerin, aradan geçen sürede ciddi bir yapısal değişiklik geçirdiğini ifade etti.
AVRUPA ÜLKELERİNİN VATANDAŞLIĞINI SEÇTİLER
İlk göç anlaşmasından bu yana tam yarım asır geçtiğini, Avrupa'ya ilk giden Türklerin çocukları ve torunlarının, artık Avrupa nüfusunda önemli bir yer oluşturduğunu kaydeden Eren, Almanya'da yaşayan Türklerin sayısının 2 milyon 700 bin olduğunu, bunlardan 950 bininin Alman vatandaşı olduğunu bildirdi. Eren, diğer Avrupa ülkelerinden Hollanda'da da 355 bin Türk'ün 266 bini, Fransa'daki 380 bin Türk'ün 200 bini ve Avusturya'daki 233 bin Türk'ün ise 123 bininin, bulundukları ülkelerin vatandaşlığını tercih ettiğine dikkati çekti.
Aile birleşimleri sayesinde kadın ve çocukların sayısının arttığını, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşların farklı alanlarda meslek sahibi olarak göç alan ülkelerin siyasal, sosyal , ekonomik ve kültürel hayatına katılmaya başladığını dile getiren Eren, ''Elbette bu değişim, çözülmesi gereken birçok problemi de beraberinde getirdi. Sorunlara rağmen Avrupa'daki yeni nesil, artık ilk göç eden Türklerden daha farklı bir profil çiziyor. Son 20 yıl içerisinde Türk girişimciler sayısal olduğu kadar niteliksel bir gelişim de gösterdi. Küçük büfeler restoranlara, dönerciler imalathanelere, uçak bileti satıcıları geniş seyahat acentelerine dönüşmüş bulunuyor. Avrupa Birliği genelinde Türk kökenli göçmen girişimcilerin üretim ve istihdam alanındaki ekonomiye katkıları artık bugün göz ardı edilemez noktaya ulaşmıştır. Son hazırladığımız istatistiklere göre, halihazırda Avrupa'daki Türk işletmelerin sayısı 140 bin civarındadır. Bu işletmeler, yaklaşık 640 bin kişiye istihdam sağlamaktadır. Bu işletmelerin, yıllık toplam cirosu 50 milyar euroyu aşmıştır. Sadece Batı Avrupa'daki Türklerin tüketim harcamaları 22,7 milyar eurodur.''
Anadolu'da geçim sıkıntısı yaşayan ve ekonomik durumunu düzeltmek isteyen Türklerin, 1961 yılından itibaren Avrupa'ya göç etmeye başladığını anlatan Eren, ''Onlar, yıllar önce Anadolu'daki kasabalarından, köylerinden çıkıp Avrupa yollarına düştüler. Birçoğunun amacı para kazanıp memleketine dönmekti. Bir kısmı bu amacı doğrultusunda, birkaç yıl içinde Türkiye'ye geri geldi. Ancak çoğu, İşçi olarak gittikleri Avrupa'da kalmayı tercih etti'' diye konuştu.
Türkiye'nin, Avrupa ülkelerinden Almanya ile 1961, Avusturya, Belçika ve Hollanda ile 1964 ve Fransa ile de 1965'te iş gücü anlaşmaları imzalandığını anımsatan Eren, 50 yıllık göç tarihinin ilk yıllarında büyük bölümü erkeklerden oluşan ve tamamına yakını işçi olarak giden Türk göçmenlerin, aradan geçen sürede ciddi bir yapısal değişiklik geçirdiğini ifade etti.
AVRUPA ÜLKELERİNİN VATANDAŞLIĞINI SEÇTİLER
İlk göç anlaşmasından bu yana tam yarım asır geçtiğini, Avrupa'ya ilk giden Türklerin çocukları ve torunlarının, artık Avrupa nüfusunda önemli bir yer oluşturduğunu kaydeden Eren, Almanya'da yaşayan Türklerin sayısının 2 milyon 700 bin olduğunu, bunlardan 950 bininin Alman vatandaşı olduğunu bildirdi. Eren, diğer Avrupa ülkelerinden Hollanda'da da 355 bin Türk'ün 266 bini, Fransa'daki 380 bin Türk'ün 200 bini ve Avusturya'daki 233 bin Türk'ün ise 123 bininin, bulundukları ülkelerin vatandaşlığını tercih ettiğine dikkati çekti.
Aile birleşimleri sayesinde kadın ve çocukların sayısının arttığını, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşların farklı alanlarda meslek sahibi olarak göç alan ülkelerin siyasal, sosyal , ekonomik ve kültürel hayatına katılmaya başladığını dile getiren Eren, ''Elbette bu değişim, çözülmesi gereken birçok problemi de beraberinde getirdi. Sorunlara rağmen Avrupa'daki yeni nesil, artık ilk göç eden Türklerden daha farklı bir profil çiziyor. Son 20 yıl içerisinde Türk girişimciler sayısal olduğu kadar niteliksel bir gelişim de gösterdi. Küçük büfeler restoranlara, dönerciler imalathanelere, uçak bileti satıcıları geniş seyahat acentelerine dönüşmüş bulunuyor. Avrupa Birliği genelinde Türk kökenli göçmen girişimcilerin üretim ve istihdam alanındaki ekonomiye katkıları artık bugün göz ardı edilemez noktaya ulaşmıştır. Son hazırladığımız istatistiklere göre, halihazırda Avrupa'daki Türk işletmelerin sayısı 140 bin civarındadır. Bu işletmeler, yaklaşık 640 bin kişiye istihdam sağlamaktadır. Bu işletmelerin, yıllık toplam cirosu 50 milyar euroyu aşmıştır. Sadece Batı Avrupa'daki Türklerin tüketim harcamaları 22,7 milyar eurodur.''