Bakanlık olarak kültüre, medeniyete uygun, yaşanabilir şehirlerin inşası için atılan küçük, büyük tüm adımları her zaman desteklediklerini vurgulayan Kurum, şu ana kadar 33 il, 61 noktada ziyaretlerde bulunduklarını, gezilerde şehirlerin büyük yol katettiğini gördüklerini belirtti.
Kurum, bugün dünyada ülkelerin değil, şehirlerin yarıştığını, dolayısıyla şehirlerin yaşam kalitesini bugünkü seviyeden daha yukarıya çıkarmanın öncelikli hedefleri olduğunu vurguladı.
Şehirlerin acil ihtiyaçlarını tespit ederek, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ruhuna uygun şekilde çözüm bulmaya gayret ettiklerine dikkati çeken Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Önümüzdeki 5 yıllık dönemi doğru planlarsak, bu planlama çalışmalarını daha uzun vadeli yaparsak, önümüzde şehirlerimizin geleceği ve çarpık kentleşme adına 'Dur' diyebileceğimizi bir süreç var. 31 Mart seçimlerinden sonraki 5 yıl yerel yönetim seçiminin olmadığı, 4,5 yıla yakın yine genel seçimin olmadığı bir süreç yaşayacağız. Belki de Türkiye olarak uzun bir süredir böyle bir süreci de yaşamadık.
Dolayısıyla bu süreci Bakanlık olarak şehirlerimizin geleceği adına çok iyi değerlendirmek zorundayız."
İlk 100 günlük planların yüzde 98'i gerçekleşti
Bakan Kurum, Türkiye Ulusal Mekansal Strateji Planı'nı başlattıklarını, plan çerçevesinde ulaşım yollarına, istihdama ve bölgedeki nüfus artışına kadar birçok veriyi değerlendireceklerini söyledi.
Böylece şehirlerin tekdüze olmasına, kırsal alanların yok oluşuna karşı aksiyon geliştireceklerini vurgulayan Kurum, 2023'e kadar şehirleri verimli şekilde üreten kentlere dönüştürme hedefleri olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı ilk 100 günlük icraat planını tamamladıklarını bildiren Kurum, ilk 100 günlük planları yüzde 98'lik başarıyla gerçekleştirdiklerini, şimdi ikinci 100 günlük eylem planları çerçevesinde çalışmaları başlattıklarını dile getirdi.
"Hedeflerimiz, 13 bin kuruluşumuzda sıfır atık sistemine geçmek"
Bakan Kurum, 2023'te gerek Türkiye gerekse Bakanlık adına çizdikleri hedeflere ulaşmak için daha fazla çalışmak gerektiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayelerinde başlatılan "Sıfır Atık Projesi"nin çok önemli bir proje olduğuna işaret eden Kurum, şöyle konuştu:
"Biliyorsunuz, ilk defa Cumhurbaşkanlığı Külliyemizde ve akabinde Bakanlığımızda başlatılan bu uygulama bugün yaklaşık 11 bin 800 kamu ve kuruluş binasında hizmet vermeye başlamıştır. İkinci 100 günlük hedeflerimiz, 13 bin kuruluşumuzda sıfır atık sistemine geçmektir. İl müdürlerimiz, şehrinizde sıfır atık sistemine geçmemiş ne bir valilik ne de bir belediye olmasın. Biz bundan sonraki süreçte sıfır atık sistemine geçmemiş vali ve belediye görmek istemiyoruz. İnşallah 13 bin olan hedefimizi 20 bine çıkararak çok kısa bir zamanda, 2023'e geldiğimizde 100 bin kişiye doğrudan istihdam ve yıllık da yaklaşık 20 milyar tasarruf sağlamayı öngörüyoruz.
Sıfır atık sisteminde yönetmeliğimiz çıkacak, şu an belli noktalarda eksikliklerimiz var. Bu eksiklikleri de Sıfır Atık Yönetmeliği'yle gidermek suretiyle sistemi bütüncül çalıştıracak ve artık çöplerimizin düzenli depolama sahalarına gitmediği, ayrıştırdığımız ve bu ayrıştırdığımız ürünlerin de yeniden kullanıldığı bir sürece hep birlikte girmiş olacağız."
"Plastik poşet kullanımını 440'tan 40'a düşürmeyi hedefliyoruz"
Plastik poşetlerle ilgili yeni uygulamaya da değinen Kurum, artık ülkelerin plastik poşetleri paralı yapmanın yanında yasaklamaya başladıklarını ifade etti.
Kurum, plastik poşet kullanımının yıllık 30-35 milyar adet olduğunu belirterek, şu an 440 olan kişi başı kullanım oranını 2023'te 40'a düşüreceklerini söyledi.
Bu proje sayesinde bez çanta ve filelerin kullanılmaya başlandığına işaret eden Kurum, vatandaşların kampanyayı benimsediğini belirterek teşekkür etti.
Projenin hayata geçtiği ilk 10-15 günlük süreçte kullanım oranında yüzde 65 azalma olduğunu dile getiren Kurum, hedefin yüzde 90 azalma sağlamak olduğunu vurguladı.
Kurum, iklim değişikliğinin artık dünyada ve Türkiye'de günlük yaşantıyı olumsuz etkilemeye başladığını söyledi.
Deniz sularının 1880'den bu yana 20 santimetreden fazla yükseldiğini, 1993'ten bu yana denizlerdeki yükselişin iki kat daha hızlı arttığını belirten Kurum, iklim değişikliğine sebep olan sera gazı salınımı bu hızla devam ederse yaşanacak küresel ekonomik kaybın 2050'ye kadar 500 milyar doları bulacağına dikkati çekti.
Küresel iklim değişikliği ile mücadele için 2030 yılı yol haritasını belirlediklerini ifade eden Kurum, "Eylem Planı Hazırlıkları" ve "İklim Değişikliğine Uyum Stratejisi"ni belirlediklerini ve çalışmaları başlattıklarını dile getirdi.
Bakanlık olarak 2023 yılı hedeflerinden birinin de istisnasız tüm şehirlerdeki yaşam kalitesini artırmak olduğunu vurgulayan Kurum, yaşanabilir şehirler için yatay mimariyi her anlamda hayata geçirmek zorunda olduklarını ifade etti.
Kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında bugüne kadar yaklaşık 890 bin konutun dönüşümüne başladıklarını, her yıl 300 bin konut dönüştüreceklerini belirten Kurum, "Bunu yaparken kentsel dönüşüme ilişkin eylem planı hazırlıyoruz. Bu hafta sektörümüzle, yerel yönetimlerimizle bu süreci paylaşacağız." ifadelerini kullandı.
Kurum, kentsel dönüşümü, tarihi kent merkezlerindeki dönüşüm ve deprem riski taşıyan yıkık yerlerdeki dönüşüm olmak üzere ikiye ayırdıklarını söyledi.
Artık kentsel dönüşüm projelerinde yüklenicilerin Bakanlığın belirleyeceği teminat şartlarına uymak zorunda olduğunu aktaran Kurum, yüklenicilerin ya tamamlama sigortası yaptıracaklarını ya da Bakanlığın belirlediği teknik ve mali kriterlere uymak zorunda olduklarını anlattı.
Kurum, bu sayede hem vatandaşın mağduriyetinin engellenmiş olacağını hem de projelerin daha doğru süreçle yönetilmesinin sağlanacağını ifade etti.
"İmar barışına başvuran bağımsız bölüm sayısı 9 milyon 687 bin"
Bakan Kurum, vatandaşlardan gelen talep üzerine imar barışı süresini 30 Haziran'a kadar uzattıklarını söyledi.
"Bugüne kadar imar barışına başvuran bağımsız bölüm sayısı 9 milyon 687 bin." diyen Kurum, şunları ifade etti:
"Toplam tutar da yaklaşık 17 milyar liradır. Bu süreç çerçevesinde il müdürlerimiz olmak üzere tüm arkadaşlarımıza büyük sorumluluk düşüyor. Bu sürece kadar yoğun bir tempoyla imar barışı sürecini götüren tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. İmar barışı sürecini tamamladığımızda ülkemizdeki tüm imarsız, imara aykırı, iskansız, ruhsatsız, mimarlık ve mühendislik hizmetlerinden yeterince faydalanmamış konut stokumuzu belirlemiş olacağız.
Tüm inşa faaliyetlerimizi de elde ettiğimiz arşiv çerçevesinde yürüteceğiz."
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün yılda 30 milyonun üzerinde vatandaş, kamu kurumu ve özel sektöre hizmet verdiğini belirten Kurum, faaliyetler kapsamında hazineye 2017'de 10,7 milyar lira, 2018 yılında da 11,4 milyar lira harç geliri sağladıklarını söyledi.
Yeni tapu senetlerinin en önemli özelliklerinden birinin QR kodu olduğunu anlatan Kurum, QR kodunun akıllı cep telefonlarına okutulduğunda, TAKBİS üzerinden taşınmazın kadastro haritasının doğrudan görülebildiğini dile getirdi.
Artık gayrimenkul alım satımında harca esas değer üzerinden satış yapıldığına değinen Kurum, devlet açısından ciddi gelir kaybı olduğundan dolayı gayrimenkullerin gerçek değerler üzerinden alım satımının yapılması için çalışmalara başladıklarını belirtti.
Bu yıl toplam bedeli 17 milyar lira olan 2 bin 142 iş için 9,2 milyar lira harcama yaparak, bedeli 2,6 milyar lira olan 400 işin de ihalesini yapacaklarını anlatan Kurum, uluslararası finans kaynaklarından, kredi ve hibe olmak üzere 1,1 milyar avro kaynak sağlayacaklarını dile getirdi.
Kurum, "İller Bankamız, İçişleri Bakanlığımız ile yaptığımız protokol çerçevesinde aldığımız atıl arazilerden İstanbul Hadımköy'de 1,5 milyon metrekare arazi üzerinde sanayi projesi gerçekleştirecek. Bu sanayi projesiyle şehrin içindeki dönüşmesi gereken, merkezinde kalmış, artık hem üretim anlamında hem de hizmet anlamında yetersiz alanların dönüşümünü sağlamış olacağız. Bu 1,5 milyon metrekare sanayi alanını yaptığımızda şehir merkezindeki birkaç sanayi alanının da dönüşümünü gerçekleştirmiş olacağız. Bu manada altyapı, üstyapı ve sosyal donatılarıyla modern bir sanayi alanı oluşturuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Kurum, İzmir Karabağlar Kentsel Dönüşüm Projesi ve Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi'ni de hızlı şekilde yürüttüklerini belirterek, 2023 yılına kadar 3 bin kilometre bisiklet yolu, 3 bin kilometre yeşil yürüyüş yolu, 60 kilometre çevre dostu sokak ve 60 bin metrekare gürültü bariyeri çalışmalarını tamamlayacaklarını ifade etti.
İkinci 100 günlük eylem planı çerçevesinde 28 ilde 25 milyon metrekarelik alan üzerinde 52 millet bahçesi çalışması yürüttüklerini kaydeden Kurum, millet bahçelerinde yürüyüş, bisiklet yolları olacağını, millet kıraathanelerinde gençlerin kitaplarını okuyup ders çalışabileceklerini söyledi.
Emlak Bankası yeniden hizmete girecek
Kurum, Emlak Bankasının kurulmasıyla sektörün ithalatını azaltmayı hedeflediklerini vurguladı.
Türkiye Emlak Katılım Bankasının 93 yıllık mirası ve tarihi olduğuna işaret eden Kurum, şu bilgileri verdi:
"Bankanın tekrar faaliyetlerine başlaması için yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Bankanın temel stratejilerini, müşteriye ulaşacağı kanalları ve sunacağı hizmet gruplarını belirledik. Nihai noktaya geldik. BDDK'ye faaliyet izni için başvurumuzu yaptık. Çok yakın zamanda faaliyet iznini alarak Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle hizmete açmayı ve 93 yıllık Emlak Bankasını yeniden hayata geçirerek sektörümüze katkı sağlayacak hem kentsel dönüşümde uygun kredi verilecek hem de ülkemizde ithal edilen malların yerli üretimine katkı sağlayacak süreci de başlatmış olacağız."
TOKİ'nin özellikle son yıllardaki ürettiği konutlardan yaklaşık yüzde 95'inin sosyal konut niteliğinde olduğunu belirten Kurum, Türkiye'deki birinci el konut satışında TOKİ'nin payının 2018'de yüzde 7,7 olduğunu dile getirdi.
Kurum, "Hedefimiz yıl bazında 50 bin konutu ihale etmek, 50 bin konutun satışını gerçekleştirmek ve TOKİ tarafından inşası bitirilen 138 projede toplam 52 bin konutun 2019 yılının ilk üç ayında teslimini gerçekleştirmek." dedi.
Emlak Konut ile daha önce yaptıkları "Türkiye için kazanç vakti" kampanyalarına benzer yeni kampanyalar yapacaklarını belirten Kurum, 2023 yılına kadar 250 bin bağımsız bölümün üretimini gerçekleştirmeyi hedeflediklerini söyledi.
Kurum, 2023'te Türkiye'deki tüm hava, su ve deniz kirliliğinin kaynağında engellendiği, tüm atıkların geri dönüştürüldüğü veya arıtıldığı, kirliliğe karşı mücadelede "tam dijitalleşmeye geçmiş, her sorunun tek noktadan hızlıca çözüldüğü" tertemiz bir Türkiye hedeflediklerini sözlerine ekledi.