İşte Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları;
(HDP binalarına yapılan saldırılar) Bu tür saldırlar bütün partilere yapılmış saldırılardır, gerekli talimatları verdik soruşturmalar ve çalışmalar şu anda da sürüyor. Daha önceki seçimlerde bu tür provokatif olaylar oldu.
AK Parti olarak biz 12 yıldır seçim ortamında hiçbir dönemde şiddete bulaşmışlığımız yoktur. Bizim dilimizden hiçbir zaman tahrihkar ifadeler çıkmamıştır. Çok ilginç bir koalisyonlar karşı karşıyayız.
'HDP İLE MHP'NİN BİR ARAYA GELMESİ DÜŞÜNÜLEBİLİR MİYDİ'
Seçim öncesinde HDP ve MHP'nin aynı çizgide buluşacağını düşünebilir miydiniz. HDP, ''MHP işareti yapanlar yapmış olabilir ama muhtemelen onlar değildir diyor.'' bunun ardından ''MHP'de evet biz değildik'' diyor.
'BİZ SİYASETİN ÖZNESİYİZ ONLAR NESNESİ'
Bizim için bu doğal bir seçimdir. Meselede iktidar olmaktır. Muhalefet partilerinin hiç birinin iktidar olma ümidi yok. Biz siyasetin öznesiyiz onlar nesnesi. HDP'nin barajı aşması konusu benim pekte ilgilendiğim bir konu değil. Biz her seçimden önce bir şeyler yaşadık. Bizden 'AK Parti içinden azınlık hükümeti kurabiliriz' diye bir şey diyen olmadı. Bunu söyleyen azınlık hükümetine razı olan bir kişi bizden değildir. Koalisyon çabası manipilasyondur.
330 ve daha yukarısı bir milletvekili sayısı olması için çalışıyoruz. Sivil bir anayasayı yapabilecek bir güce ulaşmak için gece gündüz çalışıyoruz. Biz darbe defterini kapatan partiyiz.
'DARBE DENEMELERİNİ SÖNDÜREBİLECEK BİR AK PARTİ VAR'
330 ve daha yukarısı bir milletvekili sayısı olması için çalışıyoruz. Sivil bir anayasayı yapabilecek bir güce ulaşmak için gece gündüz çalışıyoruz. Biz darbe defterini kapatan partiyiz. Türkiye'de artık bir kesimin isteği üzerine iktidar değişimi olmayacak. Darbe denemeleri söndürebilecek bir AK Parti gücü var.
Açık söyleyeyim çatı aday denemesi bir Sisi denemesidir. Bunu Ekmeleddin Bey üzerinden söylemiyorum.
'BENİ İSYAN ETTİREN OLAY BU'
Artık medyanın yönettiği bir siyaset yok. Bir savcı şehit edilmiş, şakağına silah dayanmış bunu terör örgütü yaymak istiyor. Sorumlu bir medya bunun için ne yapar. Cenaze olacağını bildiğimiz için tüm medya kuruluşlarını arattım ve bu resimleri yayınlamamalarını rica ettik.
Ertesi gün bu medya organları birinci sayfadan bu resimleri yayınladı. Beni isyan ettiren bu. Bunun üzerine bunları yapanlar için cenazeye gelmesinler dedim. Ve ardından bana hitaben çok ağır yazılar yazıldı. Başsavcının şehit edilmesi bir provokasyondu. Bizim beklentimiz hepimizin ortak tavır almasıydı ama alınmadı.
''BU MEDYA ORGANLARI NEDEN HDP'YE DESTEK VERİYOR''
Doğan medyası şehit edilen savcımızın şakağına silah dayanan resimleri yayınlamamış olsaydı bizim hükümetimiz bir tepki gösterir miydi. Ya da 'yüzde 52 ile idam' haberlerini yapmasaydı. DHKP-C örgütünün resmen reklamını yapar gibi şehit savcımızın görüntülerini onların istediği şekilde gazeteye basıyorsunuz. HDP çıkıpta PKK silahı bıraksın dedi mi? Demedi. Peki bu medya organları niye HDP'ye destek veriyor.
'İSPAT ETSİN GÖREVDEN ALIRIM'
(HDP'nin 'seçimlerde hile yapılacak' iddiası) Bu o kadar adice bir iftira ki. Nerede bunun delili. Şimdiden birileri seçim sonuçları hakkında manipilasyon yapmaya başladı.. İspat etsin yarın kimse ben istifa ederim, kimse bunun sorumlusu ben görevden alırım. Biz zaten seçimi kazanacağımızdan eminiz niye böyle bir şeye başvuralım. Demirtaş Doğu'da kimse tehdit edilmiyor diyebilir mi?
'SİZİN ORAYA GİTME AMACINIZ NE?'
Eğer HDP'den silahsızlanma ile ilgili bir açıklama gelmez ise HDP'den seçim sürecinde adaya gidip görüşme yapmanın anlamı ne. Ben bunu demek istiyorum. Yani bunu demeyeceksiniz sizin oraya gitme amacınız ne!
'ABDULLAH GÜL' AÇIKLAMASI
(Gülen ile yapılan görüşme) Sayın Abdullah Gül'e olan saygımı herkes bilir. Doksanlı yıllardan buyana. Başbakan danışmasnı olarak ilk Başbakan olduğu zamandan beri. Herhangi şekilde kendisini üzecek ve rencide edecek bir tavır içine girmeyeceğimi herkes bilir. Bu konuyu ben gündeme getirmiş değilim. Söylenecek şeyler söylendi. Bunu karşılıklı söylenmiş şeyler olarak telaffuz etmemek gerekiyor. Benim açımdan olayın seyri bellidir.
Paralel yapı konusunda, herhangi bir örgütsel faaliyet içindeyse gereken yapılır. Gerek basın gerek diğer alanlarda. Yani seçim sonrasını bekleyelim denmez.