Sabah Gazetesi Yazarı Mahmut Övür, "Cizre'de neler oluyor?" başlıklı bir yazı kaleme alarak, Cizre'de yaşanan olayların arka planında kimlerin olabileceğini değerlendirdi.
İşte o yazıdan öne çıkan bölümler:
Cizre'de olup bitene tek bir yönden bakmamak gerekiyor. Birçok bölgesel ve küresel hesabın yapıldığı coğrafyada Cizre sanki bu hesabın hayata geçirilmek istendiği bir şehir.
Durumu belki de en iyi özetleyen Vatan Yazarı Hüseyin Yayman oldu: "Gördüğüm kadarıyla Cizre özel olarak seçilmiş bir yer. Maraş gibi, Çorum gibi pilot bölge tayin edilmiş. Süreci provoke etmek isteyen gizli bir güç peş peşe zaman ayarlı eylemler yapıyor. Korkarım ki tedbir alınmazsa olaylar devam edecek."
CİZRE'Yİ KİMLER NİÇİN SEÇTİ?
Asıl soru da Cizre'yi kim veya kimler, niçin seçti? O kadar çok şüpheli var ki... İlk akla gelen hiç kuşkusuz PKK içindeki çözüm süreci karşıtları.
Bağlantılı ülke de yabana atılacak gibi değil, İran.
Bu tezi Öcalan'ın son açıklamaları, Hatip Dicle'nin oraya gitmesi zayıflatıyor.
"ADRES SADECE PKK DEĞİL"
PKK'yi yöneten Öcalan ve sivil toplumda etkili olan Dicle, o gün maskeli ve silahlı eylemleri durdurduklarını söylüyorlar ama ölümler devam ediyor. Bu da olayları çıkartan adresin sadece PKK içinde olmadığını gösteriyor.
İkinci bir adres daha var; Hüda-Par/ Hizbullah ekseni... Hüda-Par'la ilgili Diyarbakır'da bir araya gelen sivil toplum örgütlerinin şu iddiası hiç de yabana atılacak gibi değil:
"HİZBULLAH MAĞDURİYETE OYNUYOR"
"Hüda-Par işin ne kadar farkında bilmiyoruz ama artık bölgede bir Hizbullah gerçeğini görüyoruz.
Bu yapı geçmişte PKK'nin yaptığı gibi mağduriyete oynuyor. Ve dindar- muhafazakârların tek temsilcisi olmak istiyor. Bu olayın bir yanı. Öteki yanı ise çözüm sürecini sabote etmek. Her iki ihtimalde de, kendisinin kazanacağını düşünüyor."
ARKA PLANDA HİZBULLAH VE İRAN VAR
Cizre'de, arka planında Hizbullah ve İran'ın olduğu bir çatışmadan söz ediyoruz. Bir anlamda eski derin devlet aradan çıkmış, başka güçlerin devreye girdiği "vekalet savaşı"nda Kürt Kürdü öldürüyor.
Cizre'deki karanlık güçlerin bu kirli hesaplarını sadece çözüm sürecinin başarısı engelleyebilir. Cizre'yi değil asıl Türkiye'yi kilitlemeyi hedefleyenlere karşı, başta sivil siyasetçiler olmak üzere çözüm sürecinin muhataplarına çok iş düşüyor.