İşte Tuncer'in açıklamasından satır başları:
CNN TÜRK'TE ÇALIŞMAYA BAŞLAMIŞTIM ÇÜNKÜ…
İki sene evvel CNN Türk'te programa başladım, neden? diyenler oldu. Herkes kendince bir yorum yaptı o vakit: "para için, ihanet, adam değilmiş …" Herkes kendi değer yargısı nasılsa o pencereden tahlil etti vaziyeti. Müthiş ironi! Oysa bir derdim vardı. Kutuplaşmanın, bölünmenin, ötekileştirmenin önüne geçmek için bir şeyler yapmalıydık. Şu meşhur yüzde elli meselesi…
İZLEYİCİYLE ASGARİ MÜŞTEREKTE BULUŞUYORDUK ANCAK…
O da öyle değildi bana sorarsanız. AK Parti'nin % 50'lik kitlesi, MHP seçmeniyle, BDP seçmeninin belki % 70'iyle, hatta CHP kitlesinin bir kısmı ile asgari müştereklerde buluşuyordu. BDP, Fazilet, oy kullanmayanı da ilave edin buna. % 85'le 15'in çatışması. İşte o %'15 e de bir şeyler söylenmeliydi. Allah, din, peygamber, medeniyet, Osmanlı… "Bunlar sizin zannettiğiniz gibi değil!" Bunları o kitlenin seyrettiği mecrada ifade edeceksiniz ki, anlamı olsun. Bu niyetle çıkmıştık yola.
ŞEHİT SAVCIYA O HAKSIZLIK YAPILDIKTAN SONRA NASIL DURABİLİRDİM?
Eleştiriyi, hatta ne kadar taviz vermeseniz de kendi tutarlılığınızı zedelemeyi göze alarak bir yola çıkıyorsunuz yani. Zaman zaman kurum içinde, hatta yayında ifade ettiğim eleştirilerim oldu. Karşılık da buldu bunlar kimi zaman. Barış Tünay ismini muhabbetle yad etmeliyim burada. Ama en son mesele, o başka! Yenilir yutulur tarafı yok, izahı yok. Adliyede bir savcı teröristler tarafından katledilecek, Mirgün böyle bir tweet atacak, Radikal o fotoğrafı yayınlayacak, Hürriyet o fotoğrafı manşetine çıkaracak ve siz o grupta yayın yapmaya devam edeceksiniz, olmaz! Ama Mirgün özür diledi diyorlar. Neden sonra? Özürde samimi ise o tweet neden orada duruyor hala? Berkin'in ailesinin 'biz yokuz' dediği sabah, Hürriyet 'Berkin'e İhanet' diyor.
ŞEHİT BABANIN ÇOCUĞUNUN GÖZLERİNİ GÖRDÜKTEN SONRA NASIL KALACAKSINIZ?
Savcı, savcının ailesi, iki evladı, terörün dehşeti… Hiç biri yok! Buna nasıl tahammül edeceksiniz? 10 yaşında bir çocuk babasının cenazesinde ellerini açıp dua ediyor, gözlerinin içinde adını henüz koyamayacağı bir acı… Ve sizin bir kalbiniz var! O gözleri görüp o kurumda nasıl kalacaksınız? Vaziyet bundan ibaret…