Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bünyesinde 62 derneği ve 25 temsilciliği barındıran UDEF'in misafir öğrencilerle Türkiye'nin bağını güçlü şekilde devam ettirmeye yönelik faaliyetlerini takdirle takip ettiğini söyledi.
Türkiye'nin iş yapma konusunda değil, yapılan işin icmalini tutma ve sonrasında takibini yapma konusunda ciddi eksiği olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Eskiden beri ülkemizde 100 binlerce misafir öğrenci, eğitim öğretim görmüş ve bunlar ülkelerine dönmüşlerdir. Bizim ilk dönemimizde dahil, bu öğrencilerle eğitim öğretimleri sonrasında ilişkileri devam ettirecek bir mekanizma kurulmamıştır. Misafir öğrenci sayımız, bireysel irtibatlarla takip edilemeyecek kadar çoktur. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'mızın kurulmasıyla bu konuda da önemli bir adım atılmıştır. Daha önce farklı gönüllü kuruluşlar çatısı altında yürütülmüş olan misafir öğrencilerimizi dernekleşme yoluyla bir araya getirme çalışmaları, UDEF'in kuruluşuyla daha güçlü bir çatıya kavuşmuştur."
'Hedefimiz ülkemizdeki misafir öğrenci sayısını 350 bine çıkarmaktır'Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'deki yabancı öğrencilerin sayısına değinerek, "Ülkemizde Türkiye Bursları adıyla kurumsallaştırdığımız program vasıtasıyla ülkemize gelen ve kendi hesabına okuyan 115 bin misafir öğrencimiz bulunuyor. Dünyanın neredeyse her ülkesinden öğrenciye sahibiz. Hedefimiz ülkemizdeki misafir öğrenci sayısını 350 bine çıkarmaktır. Böylece dünyada en çok misafir öğrenci barındıran ilk 5 ülke arasına gireceğiz, hedefimiz budur." dedi.
"FETÖ'nün üzerinde durduğu konulardan biri de yurt dışından gelen öğrencilerdi"Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin son yıllarda FETÖ'nün darbe girişimi dahil pek çok saldırıya maruz kaldığını hatırlatarak, şunları söyledi:
"FETÖ'nün en çok üzerinde durduğu konulardan biri de yurt dışından gelen öğrenciler, yani sizlerdiniz. Misafir öğrencilerimizi kabulden eğitime ve mezuniyet sonrasına kadar her aşamada, İslam'ın ve Türkiye'nin düşmanı bu terör örgütünün istismarından kurtaracak tedbirleri aldık, alıyoruz. Arnavutluk da maalesef işte o FETÖ'nün adeta istilası altında. Tabii görüşmelerimiz oluyor. Er veya geç orada da onların o müstevli hareketini çökerteceğiz. Her geçen gün orada mesafe alıyoruz ve Maarif Vakfı'mız Arnavutluk'ta okulları teslim alma sürecini devam ettiriyor. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'mız, öğrenci seçimine çok objektif ve adil kriterler getirdi. Maarif Vakfı'mız özellikle Afrika'da, bunun yanında biraz da yavaş da olsa Balkanlar'da yürüttüğü faaliyetlerle mahallinde eğitim öğretim konusunda önemli mesafe katetti. Vakfımızın kısa sürede hayata geçirdiği projelerle sadece Afrika'da 10 bin öğrenciye eğitim öğretim veriyor olmasını önemli görüyorum. Yunus Emre Enstitü'müz dünya çapında sayıları 55'e ulaşan Türk Kültür Merkezi ile çok güzel faaliyetler yürütüyor. Esasen hepsi de birbiriyle ilişkili olan faaliyetleri inşallah yeni dönemde çok daha koordineli, çok daha yakın iş birliği içinde ve sürekli çıtayı yükselterek sürdüreceğiz. Bu kurumlarımızla gerek ülkemizde gerekse kendi ülkelerinde, eğitimden kültüre tüm çalışmalar için kardeşlerimizin hizmetindeyiz."
'İsteseniz de istemeseniz de güçleneceğiz'Cumhurbaşkanı Erdoğan, programa hazırlık yaparken Çadlı iki öğrencinin hikayesini öğrendiğini dile getirdi.
Tüm gençlere örnek olması için bu hikayeyi paylaşmak istediğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Çad'da birbirlerine husumet besleyen iki kabileye mensup bu kardeşlerimiz, eğitim için ülkemize geliyor. Ancak gelmeden önce ülkelerindeki Fransızca öğretmenleri Türkiye'yi onlara öyle kötülüyor ki işte bu aralar olduğu gibi dönüş biletlerini de ceplerine koyarak İstanbul'a ayak basıyorlar. Ülkemizde başlarına her türlü felaketin gelebileceği, hayati tehlikelerinin dahi bulunduğu telkinleri, rakip kabilelerden olmalarına rağmen onları yakınlaştırıyor, aynı yurtta, aynı evde yaşamaya zorluyor. Aradan bir süre geçince Fransızca öğretmenlerinin kendilerine anlattığı Türkiye ile hakiki Türkiye'nin uzaktan yakından bir ilgisi olmadığını görüyorlar. Bunun üzerine Çad'ı yıllarca sömüren gücün kendilerine nasıl bir oyun oynadığının farkına varıyorlar. Sadece eğitimleri süresince birlikte olmakla kalmıyor, dönüşte kabileleri arasındaki husumeti de sona erdirecek adımlar atıyorlar."
Fransa'nın Afrika'yı sömürdüğüne de dikkati çeken Erdoğan, "Sadece bu Fransızlar, tabii halkı tenzih ederim, yöneticiler, Cezayir'de bunlar 5 milyon insanı katlettiler. Bunlar Libya'da aynı şeyi yaptılar, Ruanda'da on binleri, yüz binleri katlettiler. Fransızlar. Ama Türkiye'ye karşı son dönemde yaptıklarını görüyorsunuz. Ya biz size ne yaptık ya? Bizimle alıp veremediğiniz ne? Güçlendiğimizden rahatsız oluyorsanız, isteseniz de istemeseniz de güçleneceğiz. Dürüst, samimi olduğunuz sürece biz de size karşı dürüstüz ama dürüst olmazsanız gereği neyse onu yaparız." ifadelerini kullandı.
Birleşmiş Milletler'e eleştiriCumhurbaşkanı Erdoğan, dünyayı tüm insanlık için, daha güzel, güvenli, adil ve müreffeh hale getirmek üzere her platformda çalıştıklarını dile getirdi.
Tüm devletlerin, toplumların hakkını, hukukunu koruma yeri olarak kurulan Birleşmiş Milletler'deki (BM) temsil adaletsizliğini, "Dünya beşten büyüktür." diyerek kendilerinin dile getirdiklerini hatırlatan Erdoğan, "Artık dünya, 2. Dünya Savaşı sonrasının şartlarını yaşamıyor. Bugün başka bir dünya var. Öyleyse Birleşmiş Milletleri reforme etmemiz şart. Peki BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri böyle bir şeye 'Evet' derler mi? Çok zor. Niye? Çünkü yakaladıkları fırsatı kolay kolay bırakmazlar. Bıraksalar da bırakmasalar da biz bütün BM Genel Kurulu'nda bu düşüncemizi dile getiriyoruz, getirmeye de devam edeceğiz." dedi.
Dünyada hemen hemen bütün ülkelerin bir korku atmosferinin içinde yaşadığına değinen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Çünkü bu beş daimi üyeden bunlar çok korkuyor, çok çekiniyorlar. Ama biz inandığımızı inandığımız gibi söylüyoruz. Söylemeye devam edeceğiz. Halbuki şu anda 196 ülkeye diyoruz ki 'Senin de BM Güvenlik Konseyi'nde daimi üye olma hakkın yok mu?' 5 daimi üye, 15 geçici üye, 20 üye. Bu 20 üyenin tamamı daimi üye olsun ve dönerli olarak, 10'u diyelim ki bir sonraki 10 olarak kalsın ama bu değişim devam etsin, bu değişim devam ederken de buradaki 20 üyenin tamamı da BM Güvenlik Konseyi'nin üyesi olsun. Dolayısıyla 196 üyenin 196'sı da BM Güvenlik Konseyi'nde üyeliği yaşasın. Türkiye bunu niye yaşamasın, Japonya niye yaşamasın, Almanya niye yaşamasın, Hindistan, Pakistan niye yaşamasın? Hepsi, irili ufaklı bunu yaşasın. Ama istemezler. Şu anda halkı Müslüman olan bir tane ülke BM Güvenlik Konsey'inde yok. Nasıl iş bu? Biz adalet istiyoruz BM, adaleti tesis için kuruldu ama şu anda böyle bir yaklaşım var mı? Yok. Biz bunu aramaya devam edeceğiz. Biz insanlığın adaletini arıyoruz. Bunu er veya geç inşallah yakalayacağız. İnşallah belki hemen değil ama bir gün mutlaka dünya mazlumlarının adalet talebinin yerine geldiğini göreceğiz. Bizlere düşen şey o güne kadar bu mücadeleyi kesintisiz sürdürmektir."
'Misafir öğrencimiz ikamet belgelerini kendi üniversitelerinden alabilecekler'"115 bin misafir öğrencimizin tamamı ikamet belgelerini Göç İdaresi'ne gitmeden kendi üniversitelerinden alabilecekler." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Ülkemize gelen tüm misafir öğrencilerimiz artık eskisi gibi üç ay beklemeden derhal genel sağlık sigortası kapsamına dahil olabileceklerdir. Eskiden kalma sigorta prim borcu olan öğrencilerimizin de gecikme faizleri silindi."
Erdoğan, "Bu hayırlı teşebbüsü (UDEF) hep birlikte desteklemeliyiz. Bu alanı birlikte doldurmazsak FETÖ ve DEAŞ gibi terör örgütlerine, sömürge ayıbını alınlarının ortasında taşıyan güçlere fırsat vermiş oluruz." ifadesini kullandı.