İşte Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun gazetecilerle olan görüşmesinden satır başları;
"KAYDETMİŞLERLE AÇIKLASINLAR"
O görüşme bir kere Gülen ile baş başa yapılan bir görüşmeydi, dolayısıyla o da ne söylediğimizi gayet iyi biliyorlar. Ama her şeyi dinlemeye meraklı oldukları için eğer onu da kaydetmişlerse açıklasınlar. Ne söylediğimiz de orada açıktır. Tabii nezaket kuralları içinde söylenmiştir. Bir ültimatom, böyle bir şey yok o günün psikolojisi içinde ama söylediğimiz şey açıktır, 'Türkiye'ye dönmeniz ve bütün bu gerilimlerin durması için gereken adımların atılması, bürokraside olan unsurların kesinlikle siyasal bir şeyin parçası haline gelmemesi' vesaire. Yani uzun bir görüşmedir.
Eğer dediğim gibi kaydetme, dinleme merakları olduğu için isterlerse yayımlasınlar, yani bunu çıkarsınlar, dinlemişler, kaydetmişlerse. Ben söylediğim her şeyin hem farkındayım, hem de ne dediğimi bilirim, ne söylediğimi de bilirim bu konuda hiçbir şeyden de çekincem yok. Ama tabii bunları, ben bir ilim adamıyım, o anda devlet yetkilisiyim, o nezaket kuralları içinde, nasıl Cumhurbaşkanımız başbakan iken 'ülkeye dön' davetinde bulunuldu. Şunu da açık bir şekilde söyleyeyim, 'Bütün bu ön yargıları giderecek olan yegane şey sizin Türkiye'ye dönmeniz ve iletişime açık olmanız', söylediğim şey de budur. 'Türkiye'ye dönmeniz halinde ve her an sizinle görüşülebilir olması durumunda zihinlerdeki bu şüpheler ortadan kalkar. Başbakanımız ne düşünüyorsa size doğrudan söyler, siz ne düşünüyorsanız söylersiniz, biz ne düşünüyorsak söyleriz. Sizin burada bulunmanız, bu iletişimi imkansız kıldığı için şüpheler artıyor. Türkiye'ye gelmeniz bunu kolaylaştırır.
'Yani bu minvalde tabii şimdi, nihayetinde ben kaydetmediğim için bütün motamot ama söylediğimin, işin esası bu. İstiyorlarsa ben hayatımda hiçbir şekilde bir konuyu örtmedim, hiçbir görüşmemi devlet kayıtları dışında yapmadım, olması gereken şeyler içinde yaptım ve ne söylediğimi de dediğim gibi, söylediğim hiçbir sözden de bir adım geri adım atmadım.