Emniyet eski Müdürü Hanefi Avcı, dün çıkan "Cemaat'in İflası, Hoca'nın Ayağının Kaydığı Yer" isimli kitabında, Paralel Yapı'nın açığa çıkışını ve cemaatin çöküşünü anlattı. Hanefi Avcı, 2010 yılında Paralel Yapılanmayı deşifre ettiği ilk kitabı "Haliç'te Yaşayan Simonlar, Dün Devlet Bugün Cemaat"isimli kitabının yayınlanmasının ardından bu örgütün hedefi haline gelmiş, Devrimci Karargah ve Ergenekon soruşturmaları kapsamında tutuklanmıştı. Yaklaşık 4 yıl tutuklu kaldıktan sonra Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali kararı ile serbest kalan Avcı'nın, bugün ikinci kitabı kitapçılarda yerini aldı. İşte o kitaptan satırbaşları...
BAYKAL'IN KASETİ
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal ve 10 MHP'linin kasetlerini Cemaat'in oluşturduğu artık bir gerçek. Sadece CHP ve MHP'lilerin değil cemaatin adamlarında birçok siyasetçi, yargı mensubu ve üst düzey yöneticilerin de şantaj görüntüleri var.
HRANT DİNK CİNAYETİ
Başbakanlık müfettişleri İstanbul'a geldiklerinde Emniyet'te bu soruşturmada bulunmuş görevlileri çağırıp belge ve evrakları istiyorlar... Terörle ve Güvenlik şube müdürleri saygıyla 'Tamam' diyorlar. Ancak zamanın İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer müfettişlere, "Başbakan sizi göndereceğine, Ergenekon soruşturmasına sahip çıksın" diyor... Başbakanlık müfettişleri merkeze dönüp topladıkları bilgilere göre raporlarını hazırlarken, Teftiş Kurulu Başkanı Müttalip Ünal diyor ki, "Bu soruşturmadan Ramazan Akyürek ve Ali Fuat'ı çıkarın. Onları dahil etmeyin." Müfettişler bunun uygun olmayacağını söylüyor.
ORDUDA CEMAAT
Cemaat ordu içerisinde ciddi bir güç oluşturdu. Cemaatin ordu içerisinde meydana gelmiş çok sayıda olayı eleştirip yazmış olması, gizli yapılan toplantıların dışarıya sızdırılarak yayınlanması ve Genelkurmay Başkanı'nın dahi konuşmalarının internette yayınlanması bunun ciddi bir göstergesi...
FAİLİ MEÇHULLER
Cemaat aslında faili meçhuller konusunda çok büyük mesafe alabilirdi. Aslında faili meçhullerle, özellikle Güneydoğu'daki olaylarla ilgili elde çok önemli bilgiler vardı... Ama bu konuda hiç istekli davranmadılar; söz konusu olaylara dair ciddi araştırmalar yapmadılar.
17-25 Aralık darbe girişimi başarılı olsaydı, cemaate muhalif kimse kalmayacaktı... İkinci adımda üst düzey bürokratlar, bakanlar ve MİT Müsteşarı dahil hepsi İran casusluğu yapmaktan gözaltına alınıp tutuklanacaktı. Türkiye genelinde İKK faaliyetleri adı altında muhalif herkes susturulacaktı.
''HEDEF HERŞEYE HÜKMETME''
Cemaat'le hükümet arasındaki kavga, cemaatin her şeye hükmetme hırsına dayanıyor. Cemaatin ülkedeki siyaseti dizayn etmeyi planladığı ve komplolar ile bu konuda çok önemli neticeler aldığı açık olarak ortaya çıkmıştır. En büyük adli idari davalarda, büyük holdinglerin davalarında, hükümet ve bakanlığın kararları iptali Cemaat'in etkin olduğu yargı ve yüksek yargıda karara bağlanıyor ve burada cemaatin hakimiyeti her gün daha çok yükseliyor, tek güce dönüşüyor.
''HERKESİN SIRLARI ONLARDA''
Telefon dinlemeleri ile elde edilen toplumsal tüm bilgiler ve devletin arşivi, Cemaat'in elinde ve denetiminde. Bilgi en büyük güçtür. Cemaat herkesin gizli sırlarına vakıf... İstediğinde suçu 10 günde çıkarıyor ancak Cemaat mensuplarının yaptığı işler hiçbir şekilde çözülmüyor.
''GÜLEN'E ADETA TAPIYORLAR''
Cemaat'i anlamak için Fethullah Hoca'nın Cemaat içinde nasıl görüldüğünü bilmek lazım! O ne diyorsa doğrudur. Hiç tartışılmaz. Çünkü onda akıl üstü, ilahi irade tarafından ona verilmiş bilgiler ve kutsanmış şeyler vardır... Hoca'nın çayından artan, bardağın altındaki çay parçası asla dökülmez. O çayı da herkes gıdım gıdım almak suretiyle bundan bir menfaat sağlar. Hocanın kullandığı hiçbir eşya boşa atılamaz, çöpe atılamaz. Yaptığı her hareketin bir manası olduğu kabul edilir. (ahaber)