SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI DOKUZUNCU GÜNÜNDE
Halkların Demokratik Partisi Merkez Yürütme Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle; "Diyarbakır'ın Silvan İlçesi 2 ayı aşkın bir süredir kuşatma ve saldırı altında. Silvan'da sokağa çıkma yasağı dokuzuncu gününde. İlçede altıncı kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Çok sayıdaki ölü ve yaralılar hakkında sağlıklı bilgi alınamıyor. Yüzlerce ev ve işyeri kullanılamaz hale getirildi. Birçok mahallede ekmek, elektrik ve su yok. İlçede internet ve cep telefonu erişimi sağlanamıyor. Gökyüzünde ise helikopterler ve insansız hava araçları tur atıyor. Özel harekat, jandarma ve asker tanklarla, zırhlı araçlarla, toplarla, keskin nişancılarla ilçede operasyon yapıyor. İlçenin tepelerine yerleştirilen tanklardan mahallelere top atışı sürüyor."
"YAŞAYANLAR TC VATANDAŞI"
"Türkiye, AKP ve Saray eliyle büyük bir şiddet sarmalı içine sürükleniyor, adeta ateşe atılıyor. Devlet şiddetinin ve hak ihlallerinin dozu her gün katlanarak artıyor. Başta yaşam hakkı olmak üzere tüm temel insan hakları ihlal ediliyor. Oradaki milletvekillerimiz ağır tehdit altında bulunuyor. Ancak tüm örtme çabalarına rağmen yaşananlar Türkiye ve dünya kamuoyundan gizlenemiyor. Silvan, Türkiye sınırları içinde. Bu ilçede yaşayanlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı.
"YAŞADIKLARI ZULMÜN NEDENİ.."
Yaşadıkları zulmün nedeni ise siyasi iradelerine sahip çıkmaları, haklarını savunmaları, zulme karşı özgürlük ve eşitlik mücadelesi vermeleri ve direnmeleridir. Meşru ve siyasi olan özerklik talebine sahip çıkmalarıdır. Halkın demokratik olan bu talebi tankla ve topla, zulümle bastırılamaz. Silvan ve diğer ilçelerdeki saldırılar "terörle mücadele değil, halkı sindirme ve teslim alma operasyonlarıdır."
"BİR KEZ DAHA ÇAĞRIDA BULUNUYORUZ"
"Türkiye'nin batısındaki sessizlik son derece kaygı vericidir. Geçici bir hükümetin yönlendirmesiyle yaşananlara karşı susuluyor. Silvan'dan ve bölgenin diğer ilçelerinden, köylerinden, sokaklarından yükselen sesler duyulmuyor. Barışın sesinin, halkların eşitliği ve kardeşliği haykırışının yükseltilmesi her geçen gün zorlaşıyor, ama buna karşılık bu her geçen gün daha büyük önem kazanıyor. Bir kez daha Türkiye halklarına ve demokrasi güçlerine, sivil toplum kuruluşlarına, siyasi partilere, vicdan sahibi tüm yurttaşlarımıza çağrıda bulunuyoruz. Bu acıları daha büyük felaketlere sürüklenmeden durdurmalıyız. Bu felaket sarmalından çıkışın yollarını hep birlikte bulmak zorundayız. Kaybedilecek zamanımız kalmamıştır. Bu yaşananlar bir oyun değildir ve gelişmeler geri dönülemez bir noktaya gelmektedir. Toplum olarak duygularımızı kaybetme hali asla kabul edilemez."
HÜKÜMETE "OPERASYONLARIN DURDURUN" ÇAĞRISI
"Bugün Silvan'da yaşananlara, yarın bir başka yerde yaşanacaklara sessiz kalmayalım. Güçlerimizi bir araya getirelim. Bu topraklarda barış ve adalet duygusunun, eşit olarak bir arada yaşama hedefinin daha fazla yara almaması için dayanışmamızı yükseltelim. Susmak ve duyarsız kalmak, onaylamak anlamına gelmektedir. Koşullar ne kadar zor olursa olsun, barışta ve eşitlikte ısrar etmek dışındaki her yol acılarımızı derinleştirecektir. Hükümeti bir kez daha operasyonları durdurmaya ve Kürt halkının siyasi iradesine saygı duyarak sorunu müzakere yolu ile ele almaya çağırıyoruz. Bir kez daha söylüyoruz, konuşarak çözemeyeceğimiz hiçbir sorunumuz olmamalıdır."