Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Kartal Orhantepe Mahallesi Bankalar Caddesi Sema Sokak'ta bulunan Yeşilyurt Apartmanı'nın çökmesine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, inşaat mühendisi, makine yüksek mühendisi ve iş güvenliği uzmanından oluşan bilirkişilerce hazırlanarak soruşturma dosyasına sunulan ön inceleme raporunun detayları belli oldu.
Raporda, tapuda 185 pafta, 12580 ada, 101 parsel sayı ile kayıtlı arsa üzerinde bulunan "bodrum kat + zemin kat + 7 normal katlı" olmak üzere toplam 9 katlı yapılan Yeşilyurt Apartmanı'nın çökmesi sonucunda 21 kişinin vefat ettiği, 14 kişinin de yaralandığı belirtildi.
Zemin katının büyük bir bölümü tekstil deposu olarak kullanılmış
Bahse konu olan apartmanda toplam 47 kişinin ikamet ettiği anlatılan raporda, 1 ve 7 numaralı dairelerde oturan şahıs olmadığı, binanın zemin katının büyük bir bölümünün tekstil deposu olduğu ifade edildi.
Binanın zemin kata bağlı bodrum katının küçük bir bölümünün de ofis şeklinde kullanılan eski marangoz atölyesi olduğu aktarılan raporda, ancak bu bölümlerin aktif kullanılmadığı ve faaliyet göstermediği için çalışan bulunmadığının tespit edildiği bildirildi.
Raporda, yapı sahibi Hikmet Yeşilyurt'un 21 Mayıs 1992'de Kartal Belediyesi İmar Şefliği'ne adresteki binanın yıkılarak yenisinin yapılması hususunda müracaat ettiği ve 17 Haziran 1992'de de "Yapı Yıkma Belgesi" alındığının görüldüğü kaydedildi.
Kartal Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğünce de 16 Ekim 1992 tarihinde mimari ve statik projelerin onaylandığı aktarılan raporda, onaylı bu projelerde binanın "bodrum + zemin + 5 normal kat" olmak üzere toplam 7 kat olarak dizayn edildiği bilgisi verildi.
İnşaatta deniz kumu kullanılmış
Bilirkişilerce hazırlanan ön inceleme raporunda, binanın çöktüğü 6 Şubat'tan, arama kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmalarına son verildiği 10 Şubat'a kadar, heyetçe olay yerinde inceleme ve numune alma çalışmaları yapıldığı kaydedildi.
Çalışmalar sırasındaki gözlem ve tespitlere de yer verilen raporda, çöken binanın inşaatında kullanılan betonun, yıkanmamış ve elenmemiş deniz kumundan yapıldığı belirtildi.
Deniz kumunun usulüne uygun elenip yıkanmamasından dolayı midye kabuklarına rastlandığı, demirlerde korozyon oluştuğu bildirilen raporda, enkaz kaldırma çalışmalarının binanın taban alanının yüzde 75'inde bodrum kat döşeme kotuna kadar tamamlandığı, yandaki binanın yıkılma riski nedeniyle sol aksın bulunduğu alanın şimdilik temizlenemediği aktarıldı.
Raporda, bazı kolonlarda güçlendirme yapıldığının görüldüğü ancak bunlarla ilgili herhangi bir proje bulunamadığı ve hangi hesaplamaya göre yapıldığının tespit edilemediği vurgulandı.
İnşaat demirleri korozyona uğramış
Enkaz kaldırma çalışmaları sırasında, enkazın her katmanından karot numuneleri alındığı belirtilen raporda ancak bazı karot numunelerinin çıkarma aşamasında dağıldığı bildirildi.
Raporda, korozyona uğramış muhtelif demirlerin et kalınlıklarının ölçümlerinin yapıldığı, 12'lik inşaat demirlerinin 9,5'a kadar düştüğünün görüldüğü, 19 karot numunesinde ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığına akredite bir laboratuvarda beton basınç dayanımı testi yapıldığı kaydedildi.
Proje statik hesaplarında inşaatta kullanılacak beton sınıfının BS 16 (C16) olarak öngörüldüğü belirtilen raporda, beton basınç dayanım testi sonuçlarına göre, 19 numuneden 10 adedinin dayanım değerinin (16N/mm²) altında olduğunun tespit edildiği vurgulandı.
Çökme nedeni beton kalitesi
Bilirkişi raporunda, "Bina inşaatı sırasında kullanılan beton kalitesinin, projede öngörülen beton sınıfını karşılamadığı, öngörülenin yaklaşık yarı dayanımında olduğu, kullanılan betonun TSE standartlarına uygun olmadığı görülmektedir. Yapı iznine göre 7 katlı olan ancak 9 katlı yapılan Yeşilyurt Apartmanı'nın çökmesinin nedeni, bina inşaatı sırasında kullanılan beton kalitesinin TSE standartlarına uygun olmadığı, projede öngörülen beton sınıfı dayanımını karşılamadığı değerlendirilmiştir." ifadelerine yer verildi.
Raporda, Yeşilyurt Apartmanı'nın yapım sürecinde rol alan kişilerin, olayda kusurlu olabileceği kanaatine varıldığı vurgulandı.
Kazanın oluşumunda kasıt unsurunun bulunmadığı ancak öngörülebilir ve alınacak tedbirlerle önlenebilir nitelikte olduğuna vurgu yapılan raporda, proje müellifi, teknik uygulama sorumlusu, sorumlu sürveyan, bina inşaatının yapımını üstlenen müteahhit veya yapı sahibi ile inşaatın yapımı sırasında denetleme sorumluluğu bulunan ilgililerin meydana gelen olayda kusurlu olabileceği kaydedildi.