Organize olmuş gizli bir örgütün varlığının altını çizen Ağar, "Bütün örgütlerde klasik bazı yapılanmalar var, kod adı kullanan, yeni gelişen elektronik sistemlerden istifade eden haberleşme sistemlerini ortaya koymak gibi başka bugüne kadar gizli örgütte bugüne kadar rastlanmadı.
Türkiye'deki her gizli örgütün dış bağlantısı var. Genelde de bu bağlantıların arkasında yabancı istihbarat servisleri var" ifadesini kullandı. Her örgütün içinde üç kademe olduğunu kaydeden Ağar, bunların yönetici, militan ve sempatizanlar olduğuna dikkat çekerek şunları kaydetti: "Mücadele yürütülürken, temel amaç bu örgütün sıfıra indirgenmesi, bir daha gelişemeyecek biçimde tedbirlerin geliştirilmesidir. Sempatizan kesimine ıslah olma, geriye dönme fırsatını vermektir. Eğer onlarla ilgili yapılan tüm soruşturmalarda yanlışlık olursa bunları militanlaştırırsınız. Doğru bir şey değildir. Ortaya çıkan tablo şaşırtıcı ve dehşet vericidir. Bir devletin temeli adalet, güvenlik, savunmadır. Devletin fonksiyonlarını icra eden bu kurumların tamamında çöküntü ortaya çıkmıştır. Bu çöküntülerin onarılması gerekmektedir. Onaracak olan siyasi kadrolardır."
Müşterek iradenin olayı çözmesinin gerektiğini vurgulayan Ağar, "Devletin ve milletin geleceği bakımından, insanların daha iyi, huzurlu yaşaması bakımından itirafçıyım yerine millete hizmet şeklinde takdim edilmelidir ve yardımı olan insanları deşifre etmeksizin, kamuoyu nezdinde başka duruma düşürmeden bunların hassa bir cerrah dikkatiyle mutlaka yapılması gelen işlerdir" şeklinde konuştu.
'SOL ÖRGÜTLER KONUSUNDA YANILDIM'
Ağar şöyle devam etti: “Sol örgütler bizim sandığımızın tersine, zararsız, eline bıçak almamış insanlar çıktı. Benşube müdürlüğündeyken sol örgütlerin ardında Rusya var sanırdım. Meğerse sadece TKP’yi desteklermiş SSCB. Bu örgütlerin ardında Batı varmış. Zaten sol örgütler de bizim sandığımızın tersine, zararsız, eline bıçak almamış insanlar çıktı. Kabul etmek lazım ki temiz fikir adamlarıydı. SSCB dağılınca da zaten TKP desteği çekildi. Solcuların şiddete bulaştığı önyargısını yıllarca gözümüzde büyüttük.”