AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, özellikle Batılı ülkeler PYD/YPG ile PKK/KCK arasındaki organik bağı açık biçimde dile getirdi.
ABD'nin Suriye'de ortak olarak tanımladığı ve silah yardımı yaptığı PYD/PKK terör örgütü, Merkezi Haberalma Teşkilatının (CIA) internet sitesinde terör örgütü olarak nitelendirildi ve Salih Müslim de PKK'nın Suriye kolunun lideri olarak gösterildi.
ABD'nin tüm istihbaratını analiz eden Ulusal Terörle Mücadele Merkezinin (NCTC) internet sitesinin terör örgütleriyle ilgili bilgilerin verildiği bölümünde PKK hakkında "Kongra-Gel (KGK)" başlığında bir sayfa bulunuyordu. "PYD'nin PKK’nın Suriye’deki kolu" olduğuna dair ifadenin yer aldığı bu sayfaya bir süredir erişilemiyor.
Bunların yanı sıra Obama döneminin Savunma Bakanı Ashton Carter da terör örgütü DEAŞ konulu Senato toplantısında, YPG ile PKK ilişkisini bizzat itiraf etti. Carter, Senatör Lyndsey Graham'in soruları üzerine YPG ile PKK arasında bağ bulunduğunu kabul etti.
YPG'ye "isim değiştirme" tavsiyesi
Ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, Afrin'deki PYD/PKK unsurlarıyla ilgili konuşurken doğrudan "PKK" ifadesini kullanmasının ardından Dışişleri Bakanlığından bir düzeltme yapılmadı.
Nauert, Suriye'nin kuzeybatısındaki PYD/PKK unsurlarıyla ilgili konuşurken ABD yönetiminin her zamanki "YPG" tanımı yerine doğrudan "PKK" ifadesini kullandı. Daha sonra sözlerinde herhangi bir düzeltme yapmayan sözcü, "Türkiye, Suriye'nin kuzeybatısında DEAŞ'tan gözünü çevirip PKK'nın peşine düştü. Orada istikrar istiyoruz." şeklinde konuştu.
ABD Özel Kuvvetler Komutanı Orgeneral Raymond Thomas da güvenlikle ilgili bir konferanstaki konuşmasında, Türkiye'nin terör örgütü PKK ile ilişkili görmesi sebebiyle YPG'ye "isim değiştirme" tavsiyesinde bulunduğunu şu ifadelerle itiraf etti:
"Biz (YPG'ye) onlara isimlerini değiştirmeleri gerektiğini söyledik. Mesela, YPG dışında kendinizi nasıl adlandırmak istersiniz? Bir gün sonra adlarının 'Suriye Demokratik Güçleri' olduğunu ilan ettiler. Adlarının ortasına 'demokratik' ifadesini koymalarının zekice bir hamle olduğunu düşündüm."
ABD'nin açıkça yardım ettiği hatta müttefik olarak gördüğü terör örgütü PKK'nın Suriye'deki kolu PYD'nin 2013'teki NATO toplantısında terör örgütü olarak kabul edildiği, ABD'nin de bu belgeyi onayladığı ortaya çıktı.
NATO kaynaklarından edinilen bilgiye göre, ABD ve diğer NATO üyesi ülkelerin katılımıyla Haziran 2013'te NATO Karargahının bulunduğu Brüksel'de NATO Stratejik İstihbarat Dokümanı çalışmaları yapıldı. Çalışmalar sonucu ortaya çıkan belgede PYD/YPG, KCK ve PKK'nın yanı sıra “bir terör örgütü” olarak yer aldı. ABD de bu belgeyi kabul ederek resmen onayladı.
"PYD'nin ofisine giderseniz Abdullah Öcalan portreleri görürsünüz"
İngiltere hükümeti, İngiliz Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonunun Türkiye'ye yönelik Mart 2016'da hazırladığı bir rapora verdiği yanıtta, Türkiye'nin PKK şiddetine karşı meşru savunma hakkına sahip olduğunu belirtti.
Terör örgütü PKK'nın Birleşik Krallık'ın terör örgütleri listesinde yer aldığına işaret edilen yanıtta, PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD/YPG ile ilgili olarak da "YPG Birleşik Krallık'ın terör listesinde yer almıyor. Aynı zamanda, YPG’nin ve siyasi kanadı PYD’nin PKK ile ilişkilerinden kaygılıyız. Bu yöndeki haberleri ciddiye alıyoruz ve PYD ile etkileşimlerimizde gündeme getiriyoruz. YPG ve PYD'yi PKK ve terör eylemleri ile arasına mesafe koymaya çağırıyoruz." değerlendirmesine yer verildi.
İngiltere'den ayrıca çok sayıda üst düzey yetkili, PYD/YPG ile PKK/KCK bağlantısının farkında olunduğuna dair açıklamalarda bulundu.
İngiltere'nin bir önceki Ankara Büyükelçisi Richard Moore, katıldığı bir televizyon programında, PKK ile mücadelede Türkiye'nin en güçlü dostunun İngiltere olduğunu söyledi ve "Bu konuda tavrımız net. PKK bir terör örgütüdür. PYD de onunla bağlantılıdır. PYD'nin ofisine giderseniz orada Abdullah Öcalan portreleri görürsünüz." dedi.
İngiltere'nin Ortadoğu'dan Sorumlu Devlet Bakanı Alistair Burt, terör örgütü PKK ile PYD/YPG arasındaki bağlantıyla ilgili olarak, "İlişkilerin farkındayız. PYD ve YPG ile konuştuğumuzda PKK ile ilişkileri kesmesi gerektiğini söylüyoruz. Pratikte ise muhtemelen kesmiyorlar. İlişkiler ortada." ifadesini kullandı.
Hollanda Dışişleri Bakanı Halbe Zijlstra da Birleşmiş Milletler (BM) Şartı’nın meşru müdafaa hakkını düzenlediği 51. maddesine işaret ederek, "Türkiye'ye karşı açıkça saldırılar oldu. Türkiye'nin kendini savunması için yeterli işaretler var. YPG masum değil. Hollanda hükümeti YPG'yi hiçbir zaman desteklemedi. YPG ile PKK arasında güçlü bağlantılar var. PKK ise hem Hollanda hem de Avrupa'ya göre bir terör örgütüdür." değerlendirmesinde bulundu.
İspanya İçişleri Bakanlığı, 27 Ocak 2016'da yaptığı açıklamada, 8’i İspanyol, 1’i Türk vatandaşı olmak üzere toplam 9 kişinin PKK terör örgütü ile bağlantıları olduğu gerekçesiyle tutuklandığını ifade etti. İspanya Özel Yetkili Mahkemesinin 23 Ocak 2017'de kabul ettiği iddianamede şüphelilerden ikisinin, Suriye’nin kuzeyinde DEAŞ'la mücadele kapsamında silahlı eğitim aldıkları, PKK terör örgütünün Suriye’nin kuzeyinde faaliyet gösteren silahlı kolu YPG’ye katıldıkları, PKK tarafından verilen talimatları uygulayan ve bu örgüte tabi olan YPG’nin ön saflarında çatışmalarda yer aldıkları hususları vurgulandı.