Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 65 yaşındaki babası Yusuf Çelik'in Almanya'dan emekli olduğunu ve bayram tatilini geçirmek için 15 Temmuz'da Türkiye'de bulunduğunu söyledi.
Darbe girişimi olduğunu televizyondan ve sosyal paylaşım sitelerinden duyunca hemen babasını aradığını belirten Çelik, "Dikkatli olmalarını söyledim. O da haberleri izlediğini, iyi olduklarını söyledi. Darbe girişiminin ilk saatleriydi. Daha sonra telefonu kapattım. Olayın ilk anlarında çok şeyden haberimiz yoktu." diye konuştu.
"Babam, Cumhurbaşkanımızı ve ülkesini çok severdi"
Yaşananların bir darbe girişimi olduğunu görünce tekrar annesini aradığını anlatan Çelik, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanımızın davetini duyunca ve olayların büyüdüğünü görünce evi tekrar aradım çünkü babamın yerinde duramayacağını çok iyi biliyordum. Babam, Cumhurbaşkanımızı ve ülkesini çok severdi. Annemi aradığımda biz üzülmeyelim, endişeye kapılmayalım diye babamın iyi olduğunu söyledi. Babam, Cumhurbaşkanımızın 'meydanlara inin' çağrısı üzerine abdestini alıp, namazını kılarak dışarı çıkmış. Giderken de telefonunu, cüzdanını bile yanına almamış. Bugüne kadar hiç yapmadığı bir şeydi. Annem, o gece babam gelmeyince meraktan aramaya çıkmış, hastanelere, karakollara sormuş. En sonunda Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde babamın cesedini bulmuşlar. Hastaneye yaralı olarak gelmiş. İsmini ve memleketini ancak söyleyebilmiş."
"Böyle bir babanın evladı olmaktan gurur duyuyorum"
Şehit babasını Aksaray'ın Sarıyahşi ilçesinde son yolculuğuna uğurladıktan sonra Almanya'ya döndüğünü dile getiren Çelik, 15 Temmuz sonrası Türkiye'de yaşanan gelişmeleri medyadan takip ettiğini aktardı.
Çelik, babasının son görüntüsünü Yenikapı’daki Demokrasi ve Şehitler Mitingi'nden sonra televizyonda yayınlanan "15 Temmuz Marşı" klibinde gördüklerini ve çok duygulandıklarını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Ailemle televizyonda Yenikapı’daki mitingi izliyorduk. Ardından 15 Temmuz Marşı yayınlandı. Klibi izlerken eşim bir anda 'babam bu' diye seslendi. Hemen internetten klibi buldum. Gerçekten eşimin dediği kişi rahmetli babamdı. Sonrasında bu görüntünün daha uzun ve orijinal halini arayıp bulduk. Babam görüntüde, tankın üstündeydi. Darbeci bir askeri tanktan çıkarmaya çalışıyordu. Görüntüleri izlediğimde gözyaşlarımı tutamadım. Babam davası uğruna şehit düştü. Böyle bir babanın evladı olmaktan gurur duyuyorum."
"Vatan hainlerinin idam edilmesini istiyorum"
Darbe girişimi akşamı babasıyla beraber olamadığı için duyduğu üzüntüyü dile getiren Çelik, "O gün ben de orada olmayı, babamla hainlere karşı mücadelede yan yana bulunmayı çok isterdim. Babamın inancı bizim de inancımızdır. O vatan hainleri, babamı ve 238 vatan evladını şehit etti. Ben bu hainliği yapan ve ülkemize bu acıları yaşatan FETÖ'cülerin, vatan hainlerinin idam edilmesini istiyorum. Zaten Cumhurbaşkanımız da bizimle aynı fikirde. Ülkemize çok büyük üzüntü yaşattılar. Allah bu yolda ülkemizi ve Başkomutanımızı korusun." ifadelerini kullandı.
"En ağır şekilde cezalandırılmalarını istiyorum"
Şehit Yusuf Çelik'in eşi Ayşe Çelik de darbe girişimi sonrasında yaşadıklarını asla unutmayacağını vurgulayarak, şunları söyledi:
"Eşim o gün oruç tutmuştu. Cumhurbaşkanımızın daveti üzerine hemen evden çıktı. Sabaha kadar eşimi bekledim. Daha sonra aramak için hastanelere, polis merkezlerine gittim. Eşimin cenazesini çok zor bulduk. Vücudunda kurşun izi, başında da darp izleri vardı. Bizlere bu acıyı çektirenlerin en ağır şekilde cezalandırılmalarını istiyorum."