Patlamanın ardından can korkusuyla evlerini boşaltan ve polisin kapısında nöbet tuttuğu bazı evlerin, aynı gece soyulduğu ortaya çıktı.
Hürriyet Gazetesi'nin haberine göre Korutürk Caddesi üzerinde bulunan ve patlamanın etkisiyle hasar gören binalarda oturan vatandaşlar, can korkusuyla evlerini boşalttılar. Polis de patlama yerinin etrafı ve çevrede güvenlik çemberi oluşturdu. Bir süre sonra evlerine dönmek isteyen bazı vatandaşlara, sokak başlarında ve binaların önlerinde nöbet tutan polisler güvenlik gerekçesiyle izin vermedi.
3 kat birden
Geceyi akrabalarının yanında geçiren bazı vatandaşlar, dün sabah evlerine gittiklerinde bazı evlerin kapılarının açık olduğunu gördüler. Yeşilova Mahallesi 2’nci Sokak 5 numaralı binanın 3 katında bulunan evlerin soyulduğu ortaya çıktı. Patlama yerine en fazla 30 metre uzaklıktaki sokağın, hem girişinde hem çıkışında 2’şer polis nöbet tutarken evlerin soyulması vatandaşları çileden çıkardı. Çevre binalarla birlikte yaklaşık 10 evin soyulduğu bilgisi verildi.
Terörden sonra hırsızların gazabına uğrayan vatandaşlardan Hasan Hüseyin Kıpırtı, “Hırsızlar her yerde cirit atmış” diyerek özetle şunları anlattı:
POLİS OĞLUMUN İLACINI ALMAMA İZİN VERMEZKEN...
“17 yaşındaki oğlum İslam, bir süre önce beyinde bulunan tümör nedeniyle ameliyat olmuştu. Patlama olunca evimizin camları kırıldı, sokaklar yanıyordu biz de can korkusu ile evlerimizi boşalttık, bir akrabamıza yerleştik. Bizim gibi diğer komşular da aynısı yaptı. Oğlumun ilaçlarını almak için gece yarısı eve döndüm ancak binanın girişinde ve çıkışında bulunan polisler bir türlü binaya girmeme izin vermedi. Oğlumun acil ilaca ihtiyacı olduğunu anlatmaya çalıştım, ‘ne yapayım oğlum ölsün mü’ diye çıkıştım. Ama polisler, ‘Ölürse hastaneye götürürsün yasak’ diyerek evime girmeme izin vermediler.
KUMBARAYI BİLE ALMIŞLAR
Sabah evimize girince şok olduk. Evimizde bulunan yaklaşık değeri 15 bin lira olan eşime ait ziynet eşyaları, dizüstü bilgisayar ve çocuğuma ait kumbaranın çalındığını gördük. Aynı binada üç katta bulunan diğer komşularımızın da soyulduğunu öğrendik. Kapımızda bekleyen polislere tepkimizi gösterdik, neredeyse biz suçlu konumuna düşecektik.”