gphaber

Gürsel Tekin Konuştu !

İSTANBUL

Sarıgül’den yeni CHP’ye, İstanbul Belediye Başkanlığı’ndan Bursa il kongresine tüm merak edilenleri MUSTAFA ÖZDAL’a anlattı.

Sarıgül’den yeni CHP’ye, İstanbul Belediye Başkanlığı’ndan Bursa il kongresine tüm merak edilenleri MUSTAFA ÖZDAL’a anlattı.
 
Sayın Kılıçdaroğlu’yla birlikte toplumda ve CHP tabanında büyük bir beklenti oluşmuştu. Yeni döneme Yeni CHP sloganıyla girildi. Bugün gelinen noktada ‘yeni CHP’nin tam olarak yaratılabildiğini düşünüyor musunuz?
 
Yenileşme sadece CHP’ye ve Türkiye’ye mahsus bir kavram değil. Yeni CHP demek reddi miras bir CHP demek de değildir. Rahmetli babamdan bakkal kaldı ama o işletmenin markete dönüşmesini istedik. Bütün çaba bu. Örneğin İstanbul’da bunu başardık. İstanbul’da oyumuzu yüzde 40’lara yükselttik. Ama yeni CHP kavramını tam oturtamadık.
 
Yani yenilenemedi mi CHP?
 
Evet. Örneğin partide örgütlenme yapılanması ve çeşitli politikamızda mutlak bir değişimin olması ve yenilenmemiz gerekiyordu olmadı. Sayın genel başkan bu konuda çok çalışkan. Ama sadece genel başkanın çalışması yetmiyor. Bir bütün olarak yukarıdan aşağıya kadar genel başkanın sahaya çıktığı gün Bayburt’un veya Bursa’nın bir ilçesinde de aynı hareketin olması gerekiyor.
 
Bu hareketlilik örgütlerde yakalanamadı mı?
 
Maalesef. Mesela ilk kez Türkiye’de CHP’nin 50 yıllık siyasetini belirleyebilecek 41 projemiz vardı. İktidar projemizi çok eleştirdi ama önemli bir kısmını kendileri hayata geçirdi. Şimdi iktidarın hayata geçirdiği projelerin bizim olduğunu sokakta kim biliyor?
 
Projelerinizi iyi anlatamadınız öyle mi?
 
Biz dahil olmak üzere yukarıdan aşağıya yeni CHP’yi anlatamadık. Mesela aile sigortasını 81 ilde anlatmamız gerekiyor... Ama maalesef eski geleneklerimizden vazgeçmiş değiliz. İlçelerimizde bunların konuşulduğunu sanmıyorum. İlçelerde kim delege olacak bu konuşuluyor. Bırakın vazgeçin bunlardan, hiçbir siyasi parti delegeyle iktidar olmuş değil. 30 yıldır denemiş olduğumuz bu sistem bize hiçbir şey kazandırmadı. Bize kazandıracak olan şey vatandaşla bütünleşebilmek, milletin sorunları dinlemek ve projelerinizi anlatmaktır.
 
Bunlar Yeni CHP’de yapılamadı mı?
 
Yapılamadı. E peki siz de örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcısı oldunuz siz yapsaydınız diyebilirsiniz. Ama unutmayın ben örgütlerden sorumlu genel başkan olduğum dönemde önce önseçim, daha sonra genel seçim oldu. Seçim bittikten sonra bu projeleri hayata geçirecektim ama maalesef Genel Başkan görev değişikliği yapınca bu projeleri hayata geçirme olanağım kalmadı. Kaldı ki bu projeler hayali değildi. İstanbul’da uygulanan projelerdi ve bunu en iyi Genel Başkan biliyor.
 
PARTİ BARAJ ALTINDA KALDIĞI ZAMAN DAVUL ZURNA ÇALDILAR
 
İstanbul il kongresine dönersek tekrar, desteklediğiniz adayın kazanamamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Ben hiç kimseyi desteklemedim.
 
Ama Oğuz Kaan Salıcı’yı desteklemediğiniz biliniyor.
 
Benim için ‘A adam B adam’ önemli değil. Bir anlayış örgütleri görevden alıyor itirazım o anlayışa karşı. İstanbul dahil Türkiye’nin hiçbir yerinde hiçbir adayı desteklemedim.
 
Genel Başkan, İstanbul il kongresine müdahil olmadığını söylüyor ama müdahil olanlara karşı da sessiz kaldığını düşünüyor musunuz?
 
Elbette müdahil olmadı ama müdahale etmek zorundaydı. Sayın Genel Başkanımız bu kötü gidişata müdahale etmek zorundaydı.
 
Türkiye’yi dolaşıyorsunuz İstanbul milletvekili olarak. Anlaşılıyor ki kurultaya bir hazırlık yapıyorsunuz...
 
Bu kurultayda bir genel başkanlık sorunu olduğunu düşünmüyorum Ama kurultayda bir yenileşme bekliyorum. Yenilenmiş bir CHP, yeni bir anlayış, yeni bir kadro topluma heyecan verecek ve projelerimizi anlatabilecek bir ana mekanizmaya ihtiyaç var.
 
Umarım bu mekanizmayı Sayın Genel Başkan kurar. Kavga etmek isteseydim genel başkan yardımcılığından ayrılmazdım. Genel Merkez’de oturur kavgamı orada ederdim ama ben kavga etmemek için ayrıldım. Çünkü tahammül edebilecek durumda değildim. Ya kavga edecek; Genel Başkan’ı üzecektim ya da çekilecektim.
 
Defalarca bana haksızlık yapıldı hiçbir gün parti yöneticilerinin aleyhine konuşmadım. Bir kurultay yaptık. PM’ye seçildim, MYK üyeliği yapayım dedim hayır yapamazsın dediler, il başkanlığı yapayım, olamazsın dediler. E tamam teşekkür ederim dedim çektim ve gittim. Bir gün dahi vay nasıl yaparsınız diyen bir insan değilim. Ben bu gelenekten geldim, devşirme değilim. 30 parti dolaşmadım. 1999’un acısını çeken bir insanım. 1999’da parti barajın altında kaldığı zaman gözyaşı döken arkadaşlarım var. Ama şimdi birçok insana bakıyorum, parti baraj altında kaldığı zaman davul zurna çalanlar bugün başka yerlerde.
 
Davul zurna çalanların partinin tepesinde olduğunu mu söylüyorsunuz?
 
Yani, elbette herkes her yerde olabilir. Biz partiyi herkese açarız. Ama partiyi kinle ve geçmiş dönemimin intikamını alan bir anlayışla bertaraf etmek çok yanlış.
 
Bu sözlerinizden partinin SHP’liler tarafından ele geçirildiğine dair bir tespit yaptığınız sonucu mu çıkıyor?
 
Benim itirazım; geçmiş dönemde ayrışıp parti kuranlar, SHP’yi kuranlar, sonra da gelip de geçmişin intikamını almaya çalışanlaradır. Yoksa partiye herkes gelecek, SHP de gelecek DSP de gelecek. Keşke tüm sosyal demokratların çatısı olabilsek buna hiçbir itirazım yok.
 
YEL GİBİ GELİR YEL GİBİ GİDERLER...
 
Genel başkan yardımcıları Nihat Matkap ve Erdoğan Toprak’ın il kongrelerine müdahale ettiği için rahatsız olduğunuz iddia ediliyor. Özellikle İstanbul il kongresinden rahatsız olduğunuz biliniyor. İstifanıza neden olan iki isim Toprak ve Matkap mıydı?
 
İstanbul’u benden daha iyi bilen arkadaşımız yok.
 
Parti yöneticilerinin görevi örgütleri ayrıştırmak değil bütünleştirmektir. Bu ayrışmalar oldu, olmaya da devam ediyor. Bundan da çok rahatsız oluyorum. Sayın Genel Başkan’ın da çok rahatsız olduğunu biliyorum. Çünkü bu örgüte vefa borcu var. Sayın Kılıçdaroğlu, CHP tarihinde görülmemiş bir destekle genel başkan oldu. Bir kez değil iki kez 1260 delege Kıılıçdaroğlu’nun arkasında oldu. Delegeler, tüzük kurultayında da her şeye rağmen Sayın Genel Başkan’ın arkasında durdu.
 
Şimdi bu kadar vefalı ve partinin bütünlüğünü düşünen bir yapıyı keyfekeder kişisel örgütlenmeler üzerine bertaraf etmek, onları sıkmak ve ötelemek beni çok üzüyor. Önceki kurultayda 340 kişi beni çizdi. Hiçbir arkadaşıma kırılmadım. İntikam duygusu içine girmedim, tam tersini yaptım. Kimlerin çizdiğini de çok iyi biliyorum. Hangi il başkanları organize etti bu işi biliyorum. Ama en çok o arkadaşlarıma sahip çıktım. Bu arkadaşlardan biri de Bursa’dadır ona sorabilirsiniz. Siyasette kırgınlıklar ve dargınlıklar olabilir ama bu kırgınlık ve dargınlıkları kine nefrete dönüştürdüğünüzde hiçbir enerjiniz kalmaz; iktidarla mücadele edemezsiniz.
 
Ben örgütümü de partimi de biliyorum. Siyasetçinin beslenme kaynağı millettir. Millette ve örgütte desteğiniz olduğu sürece hiç kimse size bir şey yapamaz. Ama millette desteğiniz yoksa yel gibi gelir yel gibi gidersiniz.
 
BELEDİYE BAŞKAN ADAYLIĞINA YEŞİL IŞIK...
 
Gürsel Tekin’in hedefinde İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adaylığı var mı?
 
İstanbul İl Başkanı’yken elbette düşünüyordum adaylığı ama yaptırdığım 3 anketten Sayın Kılıçdaroğlu çıkınca sonuçları genel merkeze götürdüm ve İstanbul’u sadece Kılıçdaroğlu’yla kazanabiliriz dedim. Tam tersini yapabilir ve aday olma isteğime de Baykal hayır demezdi. Ama benim derdim şöhret olmak değil. Benim derdim İstanbul’un sorunlarını çözmek.
 
Teklif gelirse kabul eder misiniz?
 
Elbette hiçbir teklifi reddedecek bir partili değilim. Ama önce İstanbulluların istemesi gerekiyor.
 
Bugünkü anketlerde sonuç değişti mi?
 
O gün 3 kişi çıkmıştı anketten. Kılıçdaroğlu birinci, ben ikinci, Kemal Derviş üçüncüydü.
 
Şu anda daha şanslı olduğuma inanıyorum. Çünkü İstanbul’da çok birikmiş sorun var.
 
’BANA KARŞI KAMPANYA BAŞLATTILAR...’
 
Kılıçdaroğlu neden örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcılığı görevinizi değiştirdi?
 
Bunun nedenini genel başkanın söylemesi gerekiyor ama benim bildiğim nedenler şunlardır: Benden rahatsız olan parti içinde çok kesim vardı. Mesela, genel seçimden hemen sonra bir kampanya açıldı ve kurultay istendi. Kurultayın toplanma gerekçesinde ben hedef gösterildim. Oraya baktığınızda Deniz Bey’in, Önder Bey’in ve Genel Başkan Sayın Kılıçdaroğlu’nun şu anda yanında olan ekibin tümü birleşti. Birleşmenin nedenini de çok iyi anlıyorum. Eğer Gürsel Tekin orada devam ederse hiçbirimize yaşam hakkı yok dediler. Yani eski alışkanlıklarıyla, örgütleri ayrıştıranların ve kavga ettirenlerinin yaşam hakkı olmayacak diye hepsi hedef olarak beni seçti. 
 
Baykal ve Sav ekibi sizi tasfiye etmeye mi çalıştı?
 
Sadece o kesim değil. Tamamı. Genel seçimlerden sonra başarısız olduk mutlaka kurultay olmalıdır denildi.
 
Kurultay girişiminde hedef siz miydiniz?
 
Bunu açıkça ifade ettiler. İmzaları verenlerin bir kısmı da şu an genel başkan yardımcısıdır. Niye böyle yapıldı dersiniz? Gürsel Tekin, İstanbul’da yapılanı burada yaparsa bizim siyasette yaşamamız zorlaşır diyenler böyle bir kampanyayı başlattılar ama hiç önemli değil ben bu kampanyalara boyun eğecek bir insan değilim. Sonra sayın genel başkan böyle takdir buyurdu. İlk kez CHP tarihinde İstanbul’da iki kez tek adaylı kongrede seçilmiş il başkanı benim. Herkesin bunu analiz etmesi lazım. Niçin partiyi ayrıştırmadım? Tam tersine bütünleştirdim. Kimler dışarıda kaldıysa herkesi topladım ve herkes enerjisini dışa harcadı.
 
Kısa süre önce kimine göre beklenen kimine göre de sürpriz bir kararla genel başkan yardımcılığından istifa ettiniz. Bugüne kadar kamuoyuna istifanızla ilgili net açıklamalar yapmadınız. Neden istifa ettiniz?
 
Ben örgütlerden sorumlu olduğum dönemde 46 il başkanı görevinden ayrıldı, aday adayı oldu. 46 ilin tamamında kendi bünyelerinde seçim yaptırdım. Çünkü 30 yıldır o aşamalardan gelen bir insanım. Çok kolay yetişmiyor siyasetçi. Siz iç disiplini oluşturursunuz uymazsa ondan sonra gereğini yaparsınız. Bunlar önemli faktörler. Canımı yakan birkaç olay yaşadım. Onu genel başkanımla paylaştım.
 
’KILIÇDAROĞLUNA KIRGINIM...’
 
Genel Başkan’a en fazla destek veren isimlerin başındaydınız. Sayın Kılıçdaroğlu’na bir kırgınlığınız var mı?
 
Hiçbir şey yok dersem yalan söylemiş olurum. Elbette var, olmaz olur mu? Olup bitenlerle ilgili beklentilerim vardı. Zaman zaman Genel Başkanımıza ağabey diyordum. Beni en iyi genel başkanımız tanır. Hayatımda hiç kimsenin yüzüne söyleyemediğim şeyi arkasından konuşmam. Elbette ki Sayın Genel Başkanımızın bu anlattıklarımdan bana katıldığını biliyorum. Ama birçok şeye müdahale etmesini beklerdim. Etmedi, bu noktada kırgınlığım var.
 
Baykal ve Sav’la görüşüyor musunuz?
 
Sayın Baykal benim eski genel başkanım, talep olursa elbette görüşürüm. Meclis’te görüşüyoruz ama ikili görüşmemiz olmadı. Ne zaman isterse görüşebilirim. Önder Bey’le de ne zaman isterse görüşmeye hazırım. Onlar benim siyasette parti büyüklerim ve bana çok büyük katkıları oldu.
 
Kılıçdaroğlu’nun Sarıgül’e yeşil ışık yakmasıyla ilgili değerlendirmeniz nedir?
 
Doğrusu enteresan bir tartışma yürüyor. Sayın Sarıgül CHP’ye gelmek istiyor mu istemiyor mu bilmiyoruz. Gelmek istiyorsa talep eder ve parti bunu değerlendirir. Diğer arkadaşlar gibi CHP’ye gelmek istiyorum diyorsa CHP’nin kapıları açıktır kendisine.
 
Sarıgül partiye ne katar?
 
E geldikten sonra belli olacak. Geldiğinde bakacağız.
 
BURSA KONGRESİNDE TEK ADAY İŞARETİ
 
Bursa kongresiyle ilgili görüşlerinizi alabilir miyim?
 
Bursa’da elbette demokratik yarış olur, hiç itirazım yok. Çok adaylı yarışlar aynı zamanda partiye zenginlik katar ancak bu adayları örgüt belirlemesi gerekir ve kongre nezaket kuralları içinde olmalı. Birbirini ayrıştırarak birbirini kavga ettirerek kongre takvimi oluşturulmaz . 17 Temmuz’da da bana divan başkanlığı teklifi gelmese de Bursa kongresini gelip izleyeceğim.
 
Bursa’daki adaylara uzlaşın mı diyorsunuz?
 
Elbette çok mutlu olurum. Tecrübeli bir arkadaşları olarak adaylara empati yapmak zorunda olduklarını söylüyorum. Geçmişte tüm bu kongrelerde karşı karşıya da olduk, yan yana da. Soruyorum bu siyasette ne kazandırdı bize. Bu arkadaşlarımıza ne kazandırdı? Denenmiş bu anlayışlar bize, partiye, Türkiye’ye yarar sağlamış değildir.
 
Kaynak: olay.com.tr

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.