Birçok kişide bu pozisyon değişikliğine hızla bir adaptasyon geliştiğini ve kristallerin tekrar yerlerini alarak baş dönmesi gelişmesini engellediğini aktaran Yıldırım, "Genetik yatkınlığı olan bazı kişilerde ise kristaller yerlerini alamadığı için baş dönmesi gelişmektedir. Bu olay baş dönmesi gibi basit bir aşamada kalabileceği gibi bulantı kusma da gelişebilir. Artık bunun adı 'taşıt tutması' dediğimiz daha ileri bir gruba girmektedir." bilgisini verdi. Yıldırım, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Arabada olan hız, riski artırıyor
"Göz, kulak ve beyin sapında bulunan koordinasyon merkezi tam bir uyum içerisinde çalışmaktadır. Okuma esnasındaki satırların takip mekanizmasıyla bu sistemin bağlantısı var. Okuma esnasında iç kulaktaki denge kanalları içerisinde yer alan kristallerin uygun pozisyonda durmaları gereklidir. Araç içerisindeyken kristaller uygun pozisyonda tutulmazsa satır takibi ve okuma zorlaşır aynı zamanda bulantı da ortaya çıkar. Denge sistemindeki kristaller kişi dik pozisyonda iken olması gereken konumdadırlar. Bu da karşıya bakış pozisyonudur. Bu durumda kristaller tam görevlerini yaparlar ve baş dönmesi gelişmez. Araç içerisinde bu pozisyonu koruma en ideal durumdur. Okunacak materyalin bu hizada tutulması kristalleri de uygun pozisyonda tutacağı için ideal okunma yakalanmış olur. Aracın dur kalk yapması esnasında dengeyi sağlayan kristallerin pozisyonu da hızla değişiyor ve bu durum okumayı zorlaştırıyor. Eğer kişi de bu sistem genetik olarak zayıfsa problem daha da artıyor. Aracın sabit bir hızda seyretmesi veya aşırı virajlara girmemesi bu durumdan daha az etkilenmeye yardımcı olur. Tren yolculuklarında daha rahat kitap okunması da trenin hızının diğer araçlara göre sabit olması ve fazla viraj olmamasından kaynaklanmaktadır."
Dr. Aydın Yıldırım, taşıtta kitap okuma konusunda rahatsızlık yaşayanlara aracın gidiş yönünde ki bir koltukta oturmalarını tavsiye ederek, "Kişide eşlik eden bir hastalığın bulunması problemi daha da arttırabilir. Menier dediğimiz iç kulakta denge probleminin daha fazla olduğu hastalık grubunda bu tür şikayetler daha fazla olabilmektedir. Aynı şekilde iç kulaktan ameliyat geçirmiş olan hastalarda da sıkıntı daha fazla olabilmektedir. Şeker hastaları yine nispeten şanssız olan gruba girmektedirler." dedi. Bu problemlerde zamanla şikayetlerin azalma ihtimalinin pek olmadığını da dile getiren Yıldırım, "Ancak bu hastalar araç içerisinde belirli bir pozisyonda seyahat etme alışkanlığı kazandıkça şikayetleri azalabilmektedir. Taşıt tutması olayında ilaç kullanılması yıllardır bilinmektedir. Antihistaminik dediğimiz bu ilaçlar beyin sapı üzerindeki koordinasyon merkezi üzerinden tesir yaparak bulantı ve taşıt tutması şikayetlerini azaltabilmektedirler. Ancak tesirleri belirli bir zamanda ortaya çıktığı için taşıta binmeden bir saat önce almaları gereklidir. Ayrıca bu grup ilaçlar uyku ve dikkat eksikliği yaptıkları için taşıt içerisinde kitap okuyabilme yönünde çok fazla bir fayda sağlayamamaktadırlar." uyarılarında bulundu.