Gül, yeni adli yılın demokrasinin daha güçlenmesi, yargıya olan güvenin artması, güven veren ve erişilebilir adalete ulaşılması konusunda önemli bir dönem olmasını arzu ettiklerini kaydetti.
"2019 yılını yargıda milat olarak görme kararlılığındayız." diye konuşan Gül, hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi, adalet sisteminin iyileştirilmesi için gerekli adımları atacaklarını aktardı.
Gül, reform iklimini korumayı, özgürlükçü yaşamı sürdürmeyi hedeflediklerini belirterek, "Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir ve adaleti tesis edecek olan yargı mercileridir. Herkesin kendini emin ve güvende hissetmesi demektir. Yargı yetkisinin millet adına kullanan yegane adres bağımsız ve tarafsız mahkemelerdir." diye konuştu.
"Yargı milletin yargısıdır"
Yargı kararlarının herkesi bağladığına işaret eden Gül, mahkemelerin kimsenin keyfine, beklentisine, talebine göre işlemeyeceğini vurguladı.
Hiçbir çıkar, menfaat grubu ve ideolojik yapının yargının kararlarına tesirinin mazur görülemeyeceğine değinen Gül, şöyle devam etti:
"Üzerine titrediğimiz, tüm gayretimizin varlık sebebi olan ‘yargıya güven’ konusunu gölgeleyebilecek, hatta bu güveni baltalayabilecek nitelikte her türlü suistimalin, yargının içinden ya da dışından her türlü etkileme ve yönlendirme girişimlerinin karşısındayız. Buna yine hukukumuzun mekanizmaları içerisinde en etkili karşılık verilecektir. Çünkü yargı asla bir kesimin, diğer kesimden hesap sorma aracı değildir. Yargı milletin yargısıdır. Görevi adaletin tesisidir. Alternatifi de yoktur. Yargıyı yıpratmaya yönelik beyan ve yayınlara karşı verilecek en etkili cevap yine yargı tarafından verilecek 'adil karar' olacaktır.
Biz biliyor ve inanıyoruz ki Türk yargısı da kendi içerisinde süte su katanlara asla izin vermeyecek, buna müsaade etmeyecektir. Bu konuyu hep beraber gözümüz gibi koruyarak süte su katılmasına asla izin vermeyeceğiz. Türkiye'de hak arama yolları açıktır. Her karar gibi yargı kararları da kamusal eleştirinin konusu olabilir. Kararı yerinde bulan da hukuki dayanaklarını yetersiz gören de çıkabilir. Ama eleştiriyle yargıyı dizayn etme çabasına yönelik hamleleri ayırt etmemiz gerekiyor. Bir kararda hata varsa yine hukuk içinde, kanun yolunda, istinafta, Yargıtayda düzeltilmektedir."
"FETÖ'nün kripto elemanları"
Türkiye'nin FETÖ, PKK, YPG ve DEAŞ terör örgütleriyle eşzamanlı bir şekilde mücadelesini sürdürdüğünü, bu süreçte yargı içerisinde de ayıklamaların devam ettiğini, buradaki en önemli kriterin mücadelenin zaafa uğramaması olduğunu anlatan Gül, bu doğrultuda özveriyle çalışan tüm yargı mensuplarına, adalet camiası çalışanlarına teşekkür ettiğini kaydetti.
Gül, değerlendirmelerine şöyle devam etti:
"Terörle mücadelemiz esasen bir hak ve özgürlük mücadelesidir. Bu mücadeleyi yargının saygınlığını yükselterek, toplumun adalet inancını yücelterek sürdüreceğiz. 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası mücadeleyi adliye koridorlarında yargı mensuplarımız büyük kahramanlıkla vermiş hala vermektedir. Elbette bu mücadeleyi verirken de FETÖ terör örgütünün bir kripto unsur olduğunu asla gözden çıkarmamamız lazım. Takiyyeyi ahlak, din haline getirmiş, devlet kurumlarına sızmayı hareket tarzı haline getirmiş, bunu 40 yıldır yapan bir terör örgütüyle karşı karşıyayız. Üstüne basa basa söylüyorum. FETÖ'nün kripto elemanları hangi kılığa girerlerse girsinler, hangi boya küpünden çıkarlarsa çıksınlar, değil ByLock değil ankesör dumanla bile haberleşseler onları bulup çıkaracağız, yine Türk yargısı bu temizleme hareketini başarıyla sürdürecektir."
Tüm yargı mensuplarının bir yandan FETÖ ile mücadele ederken, diğer yandan kendi içerisindeki unsurları da adaletin karşısına çıkardığını belirten Gül, bu konuda asla rehavete kapılmadan, kararlı şekilde mücadelenin devam edeceğini vurguladı.
"Mücadeleyi sulandıranlarla da mücadele"
Konuşmasında FETÖ ile mücadeleye yönelik sulandırma girişimlerine de değinen Bakan Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türk yargısı, FETÖ mücadelesinin en ön safında pozlar verip FETÖ'cü yöntem ve üslupla bu mücadeleyi sulandıran, mücadeleden rant devşirmeye çalışan çıkar odaklarının da çok iyi farkındadır. Bunlarla da mücadeleyi sürdüreceğiz, bundan da kimsenin şüphesi olmasın.
Yargı mensuplarımız, terörle mücadeleyi bu kararlılık ve bu anlayışla sürdürmektedir, sürdürecektir. FETÖ belasının üstesinden gelmek yetmez. Onun çürük ahlakı, çarpık zihniyetiyle de mücadele gerekir. Onun kirli yöntemlerinin de reddi gerekir. Suret-i haktan görünüp hakkın ve hakikatin altını oyanlara karşı da dikkati elden bırakmamak gerekir. FETÖ geçmişte hile ve kumpaslarla hukuku çiğnedi. Buna hukuku yücelterek cevap vermek gerekir. FETÖ kurumlarımızı araç olarak kullandı, adalet duygusunu incitti. Buna, Hakk'ın hatırını her şeyin üstünde tutarak karşılık verilmelidir."
Düşmanı alt etmek kadar, ona benzememenin de önem taşıdığını belirten Gül, mücadelede yılmayacaklarını, yorulmayacaklarını kaydetti.
Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı
Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında eğitimi temelden ele alacaklarını anlatan Bakan Gül, bu çerçevede hukuk fakültelerinin kontenjanları ile fakülteye girişte aranan başarı sıralaması ölçütü ile okutulan müfredatın yenilenmesi konularını YÖK ve üniversitelerle görüştüklerini, "Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı” getirilmesi ve Türk yargı sistemine "Hakim Ve Savcı Yardımcılığı" kurumunun kazandırılmasını planladıklarını ifade etti.
Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Ertuğrul Çekin de konuşmasında bölge değerlendirme toplantısının yerel düzeyde karşılaşılan sorunların çözümünde önemli rol üstlendiğini kaydetti.