Hürriyet gazetesi yazarı Hüseyin Yayman, AK Parti'nin yeni yol haritasını kaleme aldı.
AK Parti'nin kongreyle birlikte yeniden yapılanmaya giderken zorlu bir yol haritasının beklediğini vurgulayan Yayman, Erdoğan'ın hareket planını şu sözlerle anlattı:
"Başbakan Erdoğan’ın yeni harekat planında altı önemli viraj var… Yeni dönemin ilk adımı büyük kongrede atılırken önce parti yönetimi değişiyor.
Parti bürokrasisinde üç önemli koltuk var. Bunlar; Teşkilat, Seçim ve Siyasi-Hukuki işler...
Siyasi ve Hukuki işlerden sorumlu genel başkan yardımcılığı aynı zamanda partide ikinci adamlığa karşılık geliyor.
Bu göreve kimin getirileceği konusunda çeşitli iddialar olmakla birlikte Tayyip Bey’in, yeni davet ettiği güçlü bir ismi bu koltuğa oturtacağı öne sürülüyor. Başbakan Erdoğan kimseyle paylaşmadığı yeni şemada, bu isme sembolik anlam yüklüyor…
Bu ismin tabanın nabzını tutması yanında, kabine ile parti arasındaki dengeyi sağlayacak özgül ağırlıkta olması bekleniyor."
KIRMIZI PLAKAYA KİMLER BİNECEK?
Kongreden sonra ikinci önemli gelişmenin kabinede yaşanacağını dile getiren Yayman, AK Parti'li bazı isimlerin yeni yıla girmeden kabine revizyonuyla geri çekileceğini öne sürdü.
Kabine revizyonunu iki nedene bağlayan Yayman şöyle yazdı:
"Birincisi yorulan ve yıpranan bazı isimlerde kan değişikliğine gitmek…
İkincisi ise on yıldır kabinenin dışında kalan Ömer Çelik, Bülent Gedikli, Mustafa Elitaş, Haluk İpek, Nurettin Canikli, Reha Denemeç, Salih Kapusuz gibi isimleri son dönemde kabineye almak.
Bu arada siyaset kulislerinde dile getirilen diğer bir iddiaya göre son dönemdeki çıkışlarıyla dikkat çeken Cemil Çiçek’in yerine yeni dönemde Mustafa Elitaş, Haluk İpek isminden biri ya da öne çıkmayan sürpriz bir isim aday gösterilebilir.
Başbakan Erdoğan bu değişikliği yaparken ‘ahde vefa, yönetimde istikrar’ ilkeleri arasında bir tercihte bulunacak ve ona göre karar verecek.
Başbakan’ın, dayatmalara reaksiyon gösterdiği ve yapacaksa dahi yapmaktan vazgeçtiği göz önüne alındığında, muhtemel değişiklikler konusunda beklentilerin tersine hareket etmesi sürpriz sayılmamalı"
YEREL SEÇİM NEDEN ÖNEMLİ
Yayman takvimin üçüncü adımının ise "yerel seçimlerin erkene alınması" olduğunu dile getirdi.
Yerel seçimlerin 2013 sonbaharına alındığında kabinedeki birçok ismin erken devir teslim yapmak zorunda kalacağına dikkat çeken Yayman, o bakanların isimlerini de verdi:
"Binali Yıldırım, Sadullah Ergin, Ali Babacan, Egemen Bağış, Nihat Ergün, Taner Yıldız, Faruk Çelik, Recep Akdağ gibi kabinenin ağır topları çeşitli metropollerin belediye başkanlıklarına yatay geçiş yapacaklar.
Kimin nereden aday olacağı konusunda çeşitli spekülasyonlar yapılsa da henüz için netleşmiş bir karar bulunmuyor.
İsimler ve şehirler meselesi yaptırılacak çapraz anketlerle zaman içinde somutlaşacak… AK Parti, erkene alınan yerel seçimlerde Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi tabloyu görüp, hesap hatası yapmak istemiyor.
Bu anlamda yerel seçimler, cumhubaşkanlığı seçimi öncesinde turnusol işlevi görecek. Beşinci kritik adımda 2014’te yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi var.
2014 yazında Tayyip Bey Köşk’e çıkarken, yerine kimi bırakacağı sorusu bu sürecin en önemli tartışmasını oluşturuyor.
Siyaset kulislerinde senaryolar havada uçuşsa da olacakları sadece Tayyip Bey biliyor ve tek seçici o…
Fakat bilinen o ki Başbakan Erdoğan bu meselede ne Özal, ne de Demirel gibi hareket edecek."
AK PARTİ GAZA MI YOKSA FRENE Mİ BASACAK?
Yayman altıncı büyük gelişmenin ise 2015 genel seçimlerinde yaşanacağını ve partinin kurucu kadrosunun yerine yeni bir "kurmay takımı" geleceğini iddia etti:
"Böylesine karmaşık bir takvim yanında Hükümetin önünde zorlu bir gündem var… Yeni anayasa bunlardan birini oluştururken, dış politika gündemi ve yükselen şiddet bu takvimi zora sokuyor.
Yapısal sorunlarda çözüm takviminin daralması hükümeti frene değil, gaza basmaya zorluyor. AK Parti bir yandan yapısal sorunları çözmek için reform yapmak, diğer yandan ise siyasal desteğini devam ettirebilmek için ise yavaş gitmek durumunda…
‘Restorasyon-inşaa’ paradoksunu siyasetsizlikle aşmaya çalışan AK Parti için asıl sorun takvimde değil, burada yaşanıyor…"