Küresel siyasetin kırılan fay hatlarının birçok ülkeyi tartışmalara boğduğunu, sıkıntılara soktuğunu ifade eden Bahçeli, Almanya'dan Fransa'ya, Birleşik Krallık'tan Belçika'ya, Hollanda'dan ABD'ye, Asya-Pasifik'ten Orta Doğu'ya, Kafkaslar'dan Uzak Doğu'ya kadar yaşanan onca sancılı ve sorunlarla dolu gündemin dünyayı adeta ambargoya aldığına dikkati çekti.
Bahçeli, küresel adaletin derin bir komaya girdiğine ve küresel vicdanın sükut ettiğine işaret etti.
Demokrasinin çok çetin kayalıklara çarpa çarpa, yara bere içinde, düşe kalka var olmayı sürdürdüğünü vurgulayan Bahçeli, Fransa'yı baştan ayağa meşgul eden "sarı yelek" kalkışmasının yaşlı kıtanın üzerine kabus gibi çöktüğünü hatırlattı.
Tek bir nedene dayanmayan toplumsal olayların yanardağ ağzı gibi patlayarak sokak hareketlerini tetiklediğine dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Görünen gerçek şudur, dünya buhran güzergahındadır. Bir yanda terör örgütlerinin kanlı eylemleri, diğer yanda örtülü operasyonlar, vandal hesaplaşmalar, provokatif oluşumlar, sosyal bunalımlar, ekonomik itirazlar insanlığın görüş menzilini sıfıra indirmiştir. Adaletsiz paylaşım, ahlaksız kazanç, haksız bölüşüm sosyal ve ekonomik buhranları bileyip büyütmekle kalmamış, kuvveden fiile geçirmiştir. Ülkeler arasındaki güç ve nüfuz mücadeleleri 2018'de daha da şiddetlenmiştir. Mazlumların çığlığı, yerinden yurdundan edilen masumların feryat-figanlı çağrısı 2018'e neredeyse damga vurmuştur. Sınır aşan göçler siyasal sistemleri, karar süreçlerini fazlasıyla etkilemiştir.
Uzunca bir süredir Orta Doğu'ya ve İslam toplumlarına hakimiyet kuran kaos, derinlik ve genişlik kazanmıştır. Biteviye devam eden milletler mücadelesi siyasi ve ideolojik cepheleşmeleri kamçılamak şöyle dursun, kemikleştirmiş ve keskinleştirmiştir. Tarihin neyin mücadelesi olduğuna yönelik evrensel soruya her ülkücünün vereceği tek bir cevap vardır, o da şudur, tarih milletlerin mücadelesidir."
"Türkiye'nin önü açıldı, ufku aydınlandı"
Devlet Bahçeli, küresel sistemin karmaşa ve kaotik bir görünüm ve gösterimdeyken Türkiye'de tarihi gelişmeler yaşandığını ifade etti.
Milli mutabakatın kronik münakaşaları engellediğini, çözümsüzlük zincirini kırdığını anlatan Bahçeli, Türkiye'nin 2018 yılında yeni bir sisteme kansız ve kazasız geçiş sağladığını anımsatarak, "Bu yıl içinde tarihi bir açılım, iftihar edilecek ruhi bir atılım tezahür etmiştir. 7 Ağustos Yenikapı dirilişinin ve 16 Nisan halk oylamasının 24 Haziran Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri'yle taçlanması sonucunda Türkiye'nin önü açılmış, ufku aydınlanmıştır. 'Birlikten kuvvet doğar.' sözü geçerli ve gerçek anlamını bulmuştur. Egemenliğin yegane sahibi büyük Türk milleti, bizzat tercih ve seçimiyle ağırlıklarından kurtulmak, ayak bağlarından sıyrılmak, tarihin ve coğrafyanın yüklediği sorumlulukları yerine getirmek maksadıyla kutlu iradesini aracısız ve fasılasız şekilde kullanmıştır." değerlendirmesinde bulundu.
"1918'i analiz etmek, sonra 2018'i değerlendirmek gerek"
Bahçeli, 24 Haziran 2018'deki Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimi'yle Türkiye Cumhuriyeti'nin üçüncü evresine demokratik olgunlukla geçildiğini, 9 Temmuz 2018'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin resmen inşa edildiğini ve hayata geçtiğini hatırlattı.
Tam 100 yıl önce, yani 1918'de Birinci Dünya Savaşı'nın ağır ve vahim sonuçlarının konuşulduğunu aktaran Bahçeli, o dönemin gerçeklerinden örnekler verdi.
"Bir düne bakılmalı, bir de bugün yorumlanmalıdır. Önce 1918'i analiz etmek, sonra 2018'i değerlendirmek mukayese açısından elzemdir." tespitinde bulunan Bahçeli, Türk milletinin 100 yıl içinde geldiği aşamanın muazzam bir mevki, muazzez bir mertebe olduğunu vurguladı.
Bahçeli, "Hiçbir dış telkin görülmeden, hiçbir zalim müdahale olmadan, hiçbir baskı ve dayatmaya maruz kalmadan Türkiye'nin yeni bir sistem mimarisiyle buluşması Türk milletinin övünç madalyasıdır. Bu suretle 2018'de tarih yazılmış, müstesna bir Türk destanı yaşanmıştır. 1918'in hezimeti tamamen temizlenmiş, enkazın geride kalan tortuları bütünüyle ayıklanmıştır. Nitekim istiklalimiz sağlam esaslara bağlanmıştır." ifadelerini kullandı.
Geçmişin mirasının geleceğin parlak ufkuyla birleştiğine işaret eden Bahçeli, 1918'den 2018'e kadar geçen birinci beka mücadelesinin şimdi yerini ikinci beka aşamasına bıraktığını belirtti. Bahçeli, 1918'den 1923'e kadar süren Kurtuluş Mücadelesi'nin, 2018'den 2023'e kadar sürmesini ümit ettikleri yükseliş safhasıyla daha da temelleneceğini, bunu başaracak iradenin ise gücünü ve güvenini Türk milletinden alan Cumhur İttifakı olduğunu değerlendirdi.
"Direne direne, doğrulup devleşerek bu noktaya gelindi"
Bahçeli, artık hesap veren bir ülke değil, hesap soran bir Türkiye olduğunun altını çizerek, "Arayan değil, aranan, çekilen değil, çevik bir iradeyle ileriye atılan, korkan değil, kahramanca duran, ya istiklal ya ölüm, ya beka ya da bela diyen bir seviyeye tırmanan bir ülke ortadadır." ifadesini kullandı.
Devlet Bahçeli, yabancıların ağzına bakan bir devlet değil, dost-düşman herkesin ağzından ne çıkacak diye merak ettiği bir devletin ayakta olduğunu kaydetti.
Direne direne, doğrulup devleşerek bu noktaya gelindiğine dikkati çeken Bahçeli, şu tespitlerde bulundu:
"Hiçbir şey elbet kolay olmamış, milli birlik ve kardeşlik bağlarını güçlendirerek bu aşamaya tebcil edilmiştir. Devletine küskün millet, milletine mesafeli devlet anlayışı tarihin çöplüğüne fırlatılmıştır. Milletçe kenetlendik, tek nefes olduk, yürekler toplu vurdu, zalimlerin oyunu bozuldu. Bilinmelidir ki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye Cumhuriyeti'nin beka kilidi, beraberlik ümidi, huzur, istikrar, bereket ve refah aşısıdır. Yeni sistem katılaşmış anlaşmazlıkları zaman içinde çözecektir."
"Yeni bir Türk mucizesine imza atılabilecek"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, 2018'de Türk milletinin büyük bir başarıya imza attığını ve gıpta edilecek bir demokrasi atılımı yaptığını bildirdi.
Geçmişten ders alındığına işaret eden Bahçeli, "1918'den 1923'e kadar hem kurtuluşumuzun hem de kuruluşumuzun çatısı örülmüştü. 2018'den 2023'e kadar da her alanda kalkınmış, iç huzurunu, iç barışını, iç denge ve düzenini tam olarak temin etmiş bir halde bölgesel ve küresel çapta zirveye gözünü dikmiş bir Türkiye hedefini gerçekleştirmek önümüzdeki en temel milli görevdir." vurgusunu yaptı.
Bölgesinde lider, küresel zeminde sözü ve nazı geçen bir ülke durumuna ulaşmanın sadece zaman meselesi olduğunu belirten Bahçeli, Cumhuriyetin 100. yılında bin yılların omuzlara yüklediği tarihi görevleri onurla yerine getirmelerinin mümkün olduğunu belirtti.
"Terörü yenmiş, ekonomik saldırıları kökünden püskürtmüş, kur oyunlarını hepten bozmuş, faiz lobisinin entrikalarını bertaraf etmiş bir ülke olarak yeni bir Türk mucizesine imza atılabilecektir." değerlendirmesini yapan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Fırat'ın doğusuna yapılacak haklı ve meşru harekatla milli bekamız üzerinde oynanan oyunların bozulması, Münbiç'te sahne alan sinsi tiyatroların, kirli pazarlıkların, danışıklı dövüş süreçlerinin bitirilmesi milli gaye olmalıdır. Türkiye hem masada hem de sahadadır. Tarihin çağrılarına kulak tıkamak imkansızdır. Uyanan milli şuurun hedeflerini söndürmek akıl dışılıktır. Kimin nereden çekildiği değil, önemli olan Türkiye'nin nereye ve hangi hukuki sebeplerle girip mazlumların ümidi olacağıdır.
Cumhur İttifakı'nın, 31 Mart 2019 mahalli idareler seçimlerine milletine hadim bir ruhla, bekasına bağlı ve sadık bir anlayışla hazırlanırken inanıyorum ki tarihin istikametini etkileyecek, bir kez daha tayin edecektir. Nitekim 1 Nisan 2019 sabahı büyük Türk milletinin gelecek ülkülerinin, güçlü ve kutlu yükselişinin bir mührü olacaktır. Bu güç bizde vardır. Bu potansiyel bizde vardır. Bu irade bizde vardır. Bu kararlılık, bu dirayet, bu hamiyet, bu cesaret aziz Türk milletinde ziyadesiyle meridir, mevcuttur."
Devlet Bahçeli, 2018'den geleceğe bakıldığında son derece umutlu ve arzu dolu olduklarını bildirerek, "Dünyayı siyasal ve ekonomik çalkantıların beklediği önümüzdeki yıllarda bir güven, istikrar ve güvenlik burcu olarak sivrilebiliriz. Karamsarlık bizim kitabımızda yazmayacaktır. Kötümserlik salgını bizim semtimize asla uğrayamayacaktır. Nice badireden çıktık, nice belaları alt ettik. Anka kuşu gibi, her seferinde küllerimizden yeniden doğduk. Yaparız, başarırız, Türkiye'yi hak ettiği, layık olduğu, gelişmişlik ve medeni noktalara el birliğiyle, iş birliğiyle, güç birliğiyle, Cumhur İttifakı'nın ahlak, muhteva ve müktesebatıyla taşıyabiliriz." değerlendirmesini yaptı.