İşte Barlas'ın yazısındaki ilgili bölüm:
BUNLAR DA BEDDUACI MI?
Londra'daki, New York'taki, Paris'teki, Cannes'daki katlarının kitaplıklarında sadece Gülen örgütünün yayınları mı vardı? Acaba bunlar da Amerika'ya gittiklerinde takke mi takıyorlar ve ağlamalı sızlamalı beddualarla mı turizm farizalarını ifa ediyorlar?
Suriye'nin, Beşar Esad'ın başarı kazanmasına bel bağlayıp Tayyip Erdoğan'ın bitirileceği beklentisine girenler, Türk kentlerine sığınan yüz binlerce Suriyeli sığınmacının trajedisinden hiç mi etkilenmediler? Taksim Meydanı'nı Tahrir Meydanı ile karıştıranlar, bu ülkede yaşanan serüvenin Sisi darbesi ve idamlarla sonuçlandığını göremediler mi?
Dışişleri Bakanı'nın odasındaki konuşmaların gizlice dinlenmesini, gerçekten meşru ve doğal bir olay biçiminde mi gördüler bunlar? "Siyasal röntgencilik"in bir noktada "Casusluk"a dönüşebileceğini göremeyecek kadar mı gözleri dönmüştü bunların?
ERDOĞAN'I YEDİRMEYECEĞİZ
Denizi bilmeyen balıklar gibi bunlar... İçinde yaşadıkları, beslendikleri, çoluklarının çocuklarının geleceğini emanet ettikleri bu güzel ülkenin halkı "Menderes'i, Özal'ı koruyamadık, ama artık Tayyip Erdoğan'ı yedirmeyeceğiz" diyor.
Bu halk Güneydoğu'da da, Batı kentlerinde de barış, huzur, istikrar ve gelişme istiyor. Ülkenin güvenliğine, devletin bütünlüğüne, meşruiyete, demokrasiye ve barışa karşı eylem koyanların cezalandırılmalarını da bekliyor halk...
Yarın seçim sandıkları açıldığında bunların söyleyecekleri türkü bellidir.
"Alçaklara kar yağıyor Halimem üşümedin mi,
MEHMET BARLAS YAZILARI
MEHMET BARLAS YAZILARI