gphaber

Başbakan Gündemi Değerlendirdi

SİYASET

Başbakan Erdoğan, gündeme dair önemli açıklamalar yaptı.

Başbakan Erdoğan, Kanal 7 ve Ülke TV'de ortak yayınlanan, ''İskele Sancak Özel'' adlı programda soruları yanıtladı.

"Neşet Erşat'a Allah Rahmet Diliyorum"

Sanatçı Neşet Ertaş'ın vefatıyla ilgili bir soru üzerine Erdoğan, bugünkü cenazesine büyük bir katılım olan sanatçının seveninin çok olduğunu söyledi.

Birçok kesimden cenazeye katılım olduğunu hatırlatan Erdoğan, sanatçıyla geçmişte bir araya geldiğini belirterek, şöyle konuştu:

''O mütevazı hali gerçekten insanı etkiliyordu ve çok özenli, hani bozkırın mızrabıydı. Bozlakta, türküde farklı bir insandı. Tabii o mahlası da bugün ifade ettim, onun garip olarak seçmesi, bu dünyayı bir yalan dünya olarak zaten sürekli nitelemesi ve bu yalan dünyaya da bir garip gözüyle nasıl bakılır bunu görmesi önemliydi. Zaten hepimiz garip geldik, garip gideceğiz aslında da. Yani arası zaten hep aldatmaca, orada aldanıyoruz. Bütün mesele onu tespit edip, ona göre tabii durumumuzu değerlendirmemiz gerekiyor. Bunu da bütün eserlerinde de görüyoruz ve o noktada çizgisini saptırmadı, zik zak yapmadı, o çizgide hep devam etti.''

Sanatçıya, birlikte katıldıkları programda çok sigara içmesi nedeniyle takıldığını belirten Başbakan Erdoğan, Ertaş'ın da kendisine ''O benim şu andaki dostum'' diye yanıt verdiğini söyledi.

Sanatçıya Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, ''İnşallah mekanı cennet olsun. Orada sevenlerinin bulunması, katılımın bu kadar yüksek olması inşallah yerinin cennet olmasına vesile olur. Hepimiz Hak'tan geldik Hak'ka gideceğiz, bunun önünde durmak yok'' diye konuştu.
Terör Örgütünün Eylemleri
Son zamanlarda eylemleri artan terör örgütünün neyi amaçladığının sorulması üzerine ise Erdoğan, terör örgütünün gerçekleştirdiği eylemler konusunda rakamsal bilgiler verdi.

''Bizim şu andaki tespitlerimizde yani rakamsal olarak baktığımızda aslında zannettiğimiz kadar, daha önceki 90'lı yıllardaki durumda değiliz, oraların çok çok altındayız'' diyen Erdoğan, bir şehit verilmesine bile katlanılamayacağını vurguladı.

Terörün 1992-1993 yıllarında zirve yaptığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

''O yıllarda 6 bin 956, 6 bin 596 gibi, terör olaylarının grafiği var. Şimdi bu terör olaylarına baktığımızda, geliyoruz 2012'ye. 2012'de bin 698'e düşüyor. Bu kadar düşüyor. En düşük olduğu yıl ise 2000, 2001, 2002. Burada da bin 381, bin 435, bin 365 eylem sayısı. Bu olaylarla birlikte özellikle şehitlerimizin durumuna baktığımızda, bir de teröristlerin durumuna baktığımızda, ortadaki bir diğer şey de şudur; toplamda 2012 yılı itibarıyla şu anda bizim olay sayısı bin 926 gözüküyor şu an itibarıyla. Toplam şehidimiz 144. Şehit asker sayısı 107, şehit polis sayısı 24, şehit geçici köy korucusu 13, ölen vatandaşımız, şehidimiz 29. Bu arada terörist sayısı ölenlerden 239.''

''Alan Hakimiyeti Tesis Etmenin Gayreti İçerisinde''
Bunların 25 Eylül tarihi itibarıyla son veriler olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

''Şöyle bir durumla bir defa baş başayız. Daha önce bireysel hedefler belirlemişti terör örgütü. Şimdiyse bir alan hakimiyeti tesis etmenin gayreti içerisinde. Şemdinli'deki deneme dikkat ederseniz buydu. Fakat Şemdinli'de bu alan hakimiyetine yönelik attığı adımda başarılı olamadı. Orada başta Silahlı Kuvvetlerimiz olmak üzere, polisimiz hep birlikte böyle bir onların gayretini boşa çıkardılar, boşa çıkarmanın yanında da çok ciddi zayiat vererek oradan defoldular, yani inlerine adeta girildi, öyle bir durum söz konusu oldu. Bunu
artık diğer yerlerde teşebbüs etme cüretine dahi giremediler, çünkü oradan aldıkları ders çok ağırdı.''

''Terör Şu Anda Bitecek Diye Bir Tespit Yapılamaz''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yollardaki mayınların tek sıkıntıları olduğunu belirterek, bunlara yönelik güvenlik güçlerinin çalışmaları olduğunu bildirdi.

Bu konuda da olumlu neticeler beklendiğini vurgulayan Erdoğan, ''Ama terör yani şu anda bitecek diye bir tespiti yapmak veya belirlemek kolay bir iş değil'' dedi.

Bazılarının İspanya, İngiltere, Srilanka gibi ülkelerden bahsettiğine değinen Erdoğan, ''Bunlar saçma sapan şeyler. Srilanka orada bir ada ve ne yapmışlar o adayı tamamen yerle bir etmişler, işi bitirmişler. Şimdi biz her yerde 'hukuk devletiyiz' diyoruz, demokrasiden bahsediyoruz ve 'atacağımız adımları da hukuk devleti anlayışı içerisinde atacağız' diyoruz ama hukuktan anlamayana da aynen işte Şemdinli'de, Beytüşebap'da olduğu gibi gereği neyse o da yapılacaktır'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, bu süreçte İspanya ve İngiltere'de, bu ülkelerin liderleriyle kendisinin de görüşmeler yaptığını dile getirerek, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın da temasları olduğunu söyledi.

Erdoğan, şöyle konuştu:''Biz biliyorsunuz kimsenin, yani adım atmakta tereddüte düştüğü İmralı
olsun, Oslo olsun bu görüşmeleri biz çok açık net bu adımları da attık. Niye? Acaba nerede bir şey var, bunu görelim. Yani bu görüşmelerle bir şey elde edeceksek bununla bunu yapalım. Oslo'da olacaksa Oslo ile bunu yapalım. Onun için de ben Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı olarak Emre Bey zamanından itibaren
başlattık görüşmeleri. Sonra Hakan bey geldi, Hakan bey ile de aynı şekilde devam ettik. Şu anda bu kesilmenin bazı sebepleri oldu. O sebep de neydi? İletişimdeki samimiyetsizlikti. Tabii bu samimiyet olmayınca ister istemez burada bu işi keselim dedik.''

''O Aslında Bir Belge Değil'' CHP'nin öne sürdüğü belge hatırlatılarak, ''İşin hangi noktaya kadar geldiği''nin sorulması üzerine Erdoğan, Oslo'yla ilgili yalan ve yanlış haberlerin terör örgütü kaynaklı olduğunu ifade etti.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

 ''O aslında bir belge değil. Onların hazırlamış olduğu, kendilerine göre bir uydurma kaleme aldıkları 9-10 maddelik bir yazı. Ama bunu belge olarak sundular. Bu, oradaki görüşmelerden de onun içinde yok mudur, vardır tabii. Ama bir evrakın belge olabilmesi için tarafların onun altında imzalarının olması lazım. Böyle bir imza var mı? Yok. Ne yaptı terör örgütü? Bunu bazı yazılı medyaya, ardından görsel medyaya pas ettiler. O servisi yaptıktan sonra hemen bakıyorsunuz yargı devreye girdi ve müsteşarımın üzerine geldiler. Tabii gıyabında. Ardından da şahsen benim üzerime geleceklerdi. Yani ben o zamanlarda da o açıklamayı yaptım. Müsteşarımın üzerine niye gidiyorsunuz? Direkt benim üzerime gelin, onu oraya gönderen benim. Ne yapacaksınız bu noktada bana yapın.

Çünkü böyle bir belge olsa benim müsteşarım zaten o belgeleri, görüşmeleri filan geliyor bana özetliyor. Orada da bakardım ki orada imza var vesaire, 'bu imzayı nasıl attın' derdim, sorardım zaten bunu. Aynı şekilde adayla ilgili olarak. Bunların da her görüşmeden sonra bu görüşmeler bize geliyor, özetleniyor. Biz devlet yönetiyoruz, bakkal dükkanı yönetmiyoruz ki. Dünyanın neresinde istihbarat teşkilatları yan gelip yatar? O ülkedeki yönetim onları sadece terörü bırakın, adi suçlarda, anarşiyle ilgili değişik suçlarda her suçta onları kullanır ve biliyorsunuz dünyada istihbarat örgütünün elemanlarına 'ajan' derler.''

Başbakan Erdoğan, çözüm için yapılması gereken neyse bunu yapmak durumunda olduklarını bildirdi.

Son dönemde bunların tekrar başlamasına yönelik bazı çağrılar yapıldığı ifade edilerek, ''Oslo benzeri bir sürecin işletilip işletilmeyeceği'' sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:

''Bu konularda tabii BDP'nin bu çağrısını ne denli değerlendiririz, kaale alırız o ayrı bir konu. Benzer çağrıyı biliyorsunuz CHP de yaptı. 'Buyrun gelin' dedik, geldi, görüştük. Görüşme esnasında da, 'Biz' dedi 'MHP'den randevu istedik, randevu vermiyorlar.' 'BDP'den?' 'Şu an onu düşünmüyoruz' filan dediler. 'Peki' dedik. 'Siz eğer MHP randevu vermezse ne düşünüyorsunuz?' 'Versin veya vermesin' dedik. 'Verirse çok daha iyi olur ama vermiyorsa da gelin' dedik. 'Bakın üç tane arkadaş yanınızda, benim de üç arkadaşım yanımda hemen burada talimatları verelim ve arkadaşlarımız çalışmaya başlasınlar.

Daha sonra eğer MHP'den buna katılım olursa birlikte yürütürüz.' Tabii MHP çok sert açıklama yaptı, olmadı. Ama ikili olarak o gün genel başkan yardımcılarından bir tanesi, 'bu hemen olmaz' dedi. Hiç olmazsa bir iki ay geçsin. Şu anda üç ayı aştık. Hala CHP'den bizim o talebimize bir cevap gelmedi. Çünkü o gün açıkladıkları o maddeler kesinlikle bir çözüm önerisi değildi. Onlar tamamen teşhisti, tespitti. O tespitleri zaten herkes yapıyor. Bilinen şeylerdi.''

 "Kış Gelmeden Zam Gözüküyor"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, akaryakıt zammı ile ilgili eleştirilere cevap verdi.

Dünya akaryakıt fiyatlarındaki artışı zamlara gerekçe gösteren Başbakan Erdoğan, "Kış aylarına girildiğinde doğalgaza zam yapacağız." dedi.

Başbakan Erdoğan, "Şu andaki zam bizim dengelerle alakalı bir zam olmuştur. Özellikle de doğalgaz noktasında sabırlı gittik ama dünyadaki akaryakıta gelen zamlar nedeniyle biz bu zammı yapmak zorundaydık. Bu zamlar yapılmadığı takdirde hazineden ödüyorsunuz. Ve siz bunları göz önüne alırsanız zamanında müdahaleler yapılmadığında komşu ülkelerde olduğu gibi zor duruma düşebilirsiniz. Doğalgaza kış gelmeden bir zam gelecek gibi gözüküyor. Zaten kıştan önce böyle birşey olmasın dedik ama kışa girerken böyle bir adımı atacağız" dedi.


Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.