AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimlerin öne alınmasını öngören anayasa düzenlemesiyle ilgili, ''Bu tabii üzücü bir tablodur ve ben bunun fitneye, nifaka, şuna buna vesile olmasını istemem. Ama siyaseti biz böyle anlamıyoruz. Eğer biz, bir yere imza attıysak mezara kadar o imzanın arkasında durmalıyız. Pazara kadar değil'' diye konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan bazı ifadeleri şöyle: Gerek Sayın Bahçeli'nin gerekse şahsımın ortaya koymuş irademiz mevcut. Altına imzalarımızı attık ve görünen o ki her iki siyasi parti de attıklara imzalara sahip çıkmamıştır. İmza farklıdır, gizli oylama maalesef farklı olmuştur. Eğer herkes attığı imzasına sahip çıkmış olsaydı netice böyle olmayacaktı.
Sayın Cumhurbaşkanımızın kararından sonra oluşan yeni duruma yönelik istişarelerimizi tamamladık ve bugün itibarıyla ilgili arkadaşlarım gidip Anamuhalefet partisi ve MHP'yle gidip görüşmeleri yapacaklar ve bu görüşmeleri yaptıktan sonra Parlamento'da bunun adımları atılacaktır. Referandum konusunu düşünmüyoruz."
Seçimlerin erkene alınması
"Dünyada seçimlerin erkene alınmasına karşı çıkan, bunu engellemek için her şeyi yapan, her türlü yola başvuran tek anamuhalefet partisi sanıyorum CHP'dir. BDP ile CHP'nin 12 Haziran seçimlerinden beri pek çok konuda birlikte hareket ettikleri ortada. Artık ben ikisini de doğrusu bir görüyorum. Adeta bunlar müttefik. CHP'nin yolu BDP'yi düze çıkarmaz. BDP'nin yolu CHP'yi düze çıkarmaz. Biri her konuda milletle ters düştüğü için çıkmaz yolda. Diğeri de terör örgütünün kuyruğuna takılmaktan vazgeçip gerçek bir siyasi parti olamadığı için yine çıkmaz yolda Neredeyse Avrupa'nın yarıya yakınında 18 yaş, hem seçme hem seçilme yaşıdır. Bir diğer yarısında 21 yaş seçilme yaşıdır, bir diğerinde de 25 yaş seçilme yaşıdır. Cumhurbaşkanı seçilme yaşını bile buralara kadar indiren ülkeler var. Cezalandırmaya gelince, rüşt olmaya gelince 18 yaşa 'evet' diyorsun, seçmeye 'evet' diyorsun ama seçilme noktasına geldiği zaman bakıyorsun 'hayır' diyorsun.''
"Sen bu işlerden anlamazsın"
"Türkiye'nin modern bir ülke olması lazım. Modernlik lafla olmuyor ey Kılıçdaroğlu. Sen bu işlerden anlamazsın. Bunlar senin işin değil. Bunun için çarığı giyeceksin, çalışacaksın. Biz o araziden geliyoruz. Biz o Bağcılar'ın, Güngören'in ta 90'lı yıllarda sokaklarında, sokak aralarında o çamurlarda çizmeleri giydik, oralarda seçim kampanyaları yaptık. Oralarda seçim kazandık ve ondan sonra o Bağcılar'ı Esenler'i, o Güngören'i bu hale getirdik."
"Bu nasıl bir anlayıştır"
"Parlamento'nun içindeki bir parti Türkiye Cumhuriyeti'nin muhatabı olarak KCK'yı gösterir mi, bölücü terör örgütünü gösterir mi? Bu nasıl bir anlayıştır. Biz boşuna 'ya Parlamento ya Kandil' demiyoruz. Bu ifadeleri bunlardan kaç kez dinledik, bunun için diyoruz."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu. Konuşmasında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na sert sözler söyledi. İndirilen Suriye uçağındaki mühimmatları hatırlatan Erdoğan, "Sayın Kılıçdaroğlu, araştırdım ilkokulllarda da kullanılan sözlükte mühimmatın karşısında savaş gereci yazıyor" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu. Konuşmasında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na sert sözler söyledi. İndirilen Suriye uçağındaki mühimmatları hatırlatan Erdoğan,"Sayın Kılıçdaroğlu, araştırdım ilkokulllarda da kullanılan sözlükte mühimmatın karşısında savaş gereci yazıyor" dedi.
"KURU GÜRÜLTÜYE PABUÇ BIRAKILAN DÖNEMLER GERİDE KALDI"
CHP'nin siyaset olarak yaptığı tek şey bizim AK dediğimize kara demesidir. Şahsım ve arkadaşlarım hiçbir zaman onların düştükleri noktaya düşmeyek. Çünkü, bizim aldığımız edep dersinde bu yok. Hamdolsun biz 'Edep yahu' kapısından geçtik, onların geçmisini de temenni ederim. Çıkardıkları bütün o gürültü mezarlıktan geçenlerin ıslık çalması durumuna benziyor. Korkularını kendi gürültüleri ile bastırmaya çalışıyorlar yaptıkları budur. Türkiye'de kuru gürültüye pabuç bırakılan dönemler geride kaldı.
"ESED'LE KILIÇDAROĞLU'NU AYIRT EDEMİYORUZ"
Sayın Kılıçdaroğlu, özellikle dış politikaya ilişkin konularında öyle sözler söylüyor ki akıl alır gibi değil. Türkiye'nin ana muhalefet partisinin genel başkanının, karşı olduğumuz dış politikada karşı tarafta saf tuttuğunu görüyoruz. Kılıçdaroğlu'nu Esed ile ayırt edemez hale geldik. Esed'in temsilcilğini Kılıçdaroğlu yapıyor.
"BAK SEN BAŞBAKAN'A HAKARET EDEBİLİYORSUN"
Dışişleri Bakanımızı eleştiriyor. Sayın Davutoğlu'nun kitabını bile okumamış, ama bizim gençler kendisine hediye göndermiş umarım okur. Suriye'ye demokrasiyi getirmekten biz bahsediyormuşuz Türkiye'de demokrasi var mı diye soruyor. Suriye'de BAAS partisinden başka parti yoktur. Ey Kılıçdarğlu bak sen Başbakan'a hakaret ediyorsun sıkıysa biri çıksın Esed'e hakaret etsin. Nerede olduğu belli olmayan bir hücreye gönderilir.
"DAK EDENE DUK EDİLİR"
Hataylı bir ailenin çocukları, Suriye'nin cezaevlerinde kaldı. Cumhurbaşkanı'nın talimatıyla bırakıldılar. Kılıçdaroğlu bu mu demokrasi be? Türkiye böyle bir şey yaşadı mı? Şiir nedeniyle içeride yattı insanlar. Kim vardı bu zihniyetin arkasında CHP zihniyeti vardı. Bakın Arap atasözü ne diyordu "Men dakka dukka" Dak edene duk edilir. Şimdi Suriye'de bu oluyor.
"SENİNLE SIR DA PAYLAŞILMAZ"
Neymiş uçaklardan çıkan malzemeleri gösterecekmişiz. Suriye uçağımızın düşürüldüğü olayda sana brifing veriyoruz ertesi gün millete açıklıyorsun. Seninle zaten sır da paylaşılmaz.
"SENİN İÇİN SÖZLÜĞE BAKTIM"
Sayın Kılıçdaroğlu'na düşün diyeceğim ama kendisini de zorda bırakmak istemiyorum. Onun yerine o uçakla ilgili Sayın Kılıçdaroğlu'nun seviyesine hitap eden bir izahiye yapmayı tercih ediyorum. Kılıçdaroğlu nedir bu mühimmat diyor. Sayın Kılıçdaroğlu araştırdım ilk okulllarda da kullanılan sözlükte mühimmatın karşısında savaş gereci yazıyor. Yani sizin üzerinize gelen füze eğer mühimmat ise o füzenin size yönelmesini sağlayan radar da mühimmattır.
"MKE ARMUT ÜRETMİYOR HERHALDE"
Yapılan aramalarda uçakta malzemeler bulundu. Gönderen aynı ülkemizdeki MKE'nin Rusya'daki karşıtı. Alıcı Suriye Milli Savunma Bakanlığı. MKE de herhalde elma armut üretmiyor. Uçağın kargo kısmında bulunan malzemelere el konularak operasyon sona erdi. Bizim burada yaptığımız uluslararası hukukun bize verdiği bir haktır ve bu hakkı kullandık. Sayın Kılıçdaroğlu Suriye'den önce bunu eleştirdi.
Ermenistan'dan da kalkan uçağı indirdik. Onun da bütün bagajları incelendi araştırıldı. Orada gıda, insani yardım olduğu görüldü ve uçak Halep'e devam etti. Her şey ülkemizin hakkını hukukunu koruyacak şekilde yürütülüyor.
"RUSYA DA 'HAKLISINIZ' DEDİ"
NATO'dan AB'ye neredeyse herkes Türkiye'nin haklılığını vurguluyor: Suriye'deki son gelişme ile ilgili bile Rusya en sonunda haklılığımızı vurgulamak zorunda kalmıştır. Niye biz duygusal davranmıyoruz? Atılması gereken adımlar neyse onu atıyoruz.