"HDP VE KANDİL YİNE BAŞARAMAYACAK"
YAYMAN: PKK, Öcalan çözüm istiyor diye kerhen destek verdi ama çözüm değil yöneteceği bir coğrafya istiyor. Çatışma başlarsa bana yarar diye düşünüyor. HDP ise Erdoğan’ı tasfiye cephesinin son aracı konumunda, Kandil’in emrinde. Yine başaramayacaklar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Batman’a ve Diyarbakır’a gitti, büyük coşkulu bir kalabalık tarafından karşılandı. Ama HDP’li belediye başkanlarınca karşılanmadı. Niye?
2005’te Recep Tayip Erdoğan bu süreci başlattığında da Diyarbakır’da belediye başkanları Başbakanı karşılamamışlardı. Hatta çöpleri bile toplamamışlardı. 2005’teki bu olayı tarih nasıl yazdıysa bunu da yazacaktır. Çözüm sürecini millet destekliyor, Diyarbakırlılar destekliyor, toplum destekliyor. Masadan kalkan kendisi kaybeder.
"KANDİL DAYATTI, HDP İTAAT ETTİ"
- 20 yıldır meşru alanda partisi de bulunan Kürt siyasi hareketi, çözüm sürecinin kritik bir evresinde uzun bir aradan sonra ilk kez seçimlere parti olarak giriyor. Bunun anlamı ne?
HDP’nin kendi kararıdır. Kandil, İmralı ve HDP konsorsiyumu ortak karar verdi.
- Fikir kimin fikri?
Sanırım Kandil’in. Uzun tartışmalardan sonra İmralı ve HDP de ikna edildi. HDP ve Öcalan önceleri bağımsız adaylarla girilmesini savunuyordu. Ancak Kandil’in ısrarlı tutumuyla HDP ve İmralı parti olarak girilmeye ikna edildi.
BARAJI AŞMAMAK İÇİN LİSTE YAPTILAR
- Barajı aşabilir mi peki HDP?
Başbakanımızın dediği gibi Meclise girerlerse tebrik ederiz. Ama konuyu yakından izleyenlerin de gördüğü gibi HDP, barajı aşmama listesi yaptı.
- Çözüm sürecine etkisi ne olur, HDP’nin Meclise girmesinin ve de girmemesinin?
Sürecin kendi dinamiklerinde ilerleyen bir yapısı var. HDP’nin Mecliste olup olmamasının çözüm sürecinin geleceğiyle ilgisi yok. Bağımsız konular. Çünkü çözüm süreci HDP’nin Mecliste olmadığı dönemde başladı. Erdoğan 2005’te Diyarbakır’da sürecin startını verdiğinde HDP mecliste yoktu. HDP öncesi partiler HADEP 1995 ve 1999, DEHAP 2002 seçimlerine parti olarak girdi. Barajı aşamadılar. Aşamadıkları için de dünya yıkılmadı. Bağımsız adaylarla girme fikri ilk 2007 ve 2011 seçimlerinde gündeme geldi. HDP geleneksel olarak parti olarak seçime giriyordu ve barajın altında kalıyordu. Normal olan buydu. Şimdi eskiye dönüş yaptılar ve parti olarak giriyorlar. Nasıl bir sonuç alınacağını yaşayarak göreceğiz.
"HDP KÜRTLERİN CHP'SİDİR"
- Sizin öngörünüz değerlendirmeniz ne?
HDP’ye 6-8 Ekim olaylarından dolayı Güneydoğu’da Kürt vatandaşlarımızın canını çok yaktı. HDP’ye PKK’ya üye olmayanlara düşman muamelesi yaptı, dışladı, ötekileştirdi. Bölgede dip dalgada tepki var. HDP, Kürtlerin CHP’si gibi hareket ediyor. Sekter ve Marksist bir dili var. Erdoğan karşıtı pozisyon alıp kendilerini AK Parti üzerinden tanımlıyorlar. HDP’nin barajı aşabilmesi CHP’deki Alevi, AK Partideki muhafazakar oylara bağlı. Yani kaderi kendi elinde değil.
HDP’nin barajı aşıp aşamaması Meclis aritmetiğini değiştirecek ve Türkiye’nin 2023 hedefleri dahil uzun erimli pek çok projesini etkileyecek. Bu açılardan bakınca HDP’nin kendi parti siyaseti için ülke siyasetini ve hedeflerini riske ettiğini söylemek hakkaniyetli bir yorum mu olur, aşırı bir yorum mu?
Anadoluda güzel bir söz var, doğmamış çocuğa don biçilmez diye. Önümüzde 7 Haziran var. Seçime fokuslandık. Olanda hayır vardır. Milletimiz için hayırlısı ne ise o olsun. Sosyal olayları indirgemeci bir mantıkla ele almamak lazım.
ERDOĞAN'I TASFİYE CEPHESİ VE HDP
- HDP’nin seçime parti olarak girme kararında Kandil’den öte süreç karşıtı başka odakların da dahlinden bahsedilebilir mi peki?
HDP, Erdoğan karşıtlarının projesine dönüştürüldü. AK Parti hakkında kapatma davası açtılar, başaramadılar. Cumhuriyet mitingleri düzenleyip toplumu kutuplaştırdılar, başaramadılar. Gezi olaylarını düzenlediler, tasfiye demediler. Gül, Erdoğan ayrışması tasarladılar, başaramadılar. 17/25 Aralık darbesini planladılar sonuç alamadılar. Şimdi ise Meclise başka bir parti sokup AK Partinin önünü kesmek istiyorlar. Ancak geçmişte olduğu gibi bu defa da başaramayacaklar.
- Cumhurbaşkanı aktörü-garantörü olduğu çözüm sürecine zarar veriyor diyenler var?
Cumhurbaşkanımız sürecin mimarı ve lideridir. Olmasaydı süreç bu noktaya gelemezdi. ‘Zehir içerim yine de devam ederim’ diyen bir Başbakan daha önce geldi mi? Tayyip bey hiçbir faninin almayacağı riskler aldı ve hepsini başardı.
PKK-HDP SÜRECİ ZEHİRLEMEK İÇİN ÇALIŞTI
- Cumhurbaşkanının “Kürt sorunu değil Kürt vatandaşımızın sorunu vardır” cümlesi sürecin ve Kürtlerin inkarı anlamına gelir mi?
Niye gelsin? Ortada somut talepler var ve hükümet bunları adım adım yaptı. 1992’de HEP’in, Başbakan yardımcısı Erdal İnönü’den SHP’de ve hükümetten kalmak için yapılmasını istedikleri bir liste var. AK Parti bu listede sırlanan tüm talepleri yaptı. Daha ne yapabilir? Son 30 yılda nereden nereye gelindiğine bakmak lazım. Hangi adımlar atıldı sormak lazım. AK Parti iktidar olmadan sorunu nasıl çözeceğini deklare etmiş bir partidir. Uzun bir liste var. On yıl önce bunlar hayaldi. AK Parti bu adımların hepsini attı.
- İktidar partisi bunları yaparken silahlı Kürt siyasi hareketinin sivil ayağı ne yaptı?
PKK/HDP süreci enfekte etmek için, zehirlemek için elinden geleni yaptı. Marjinal solcularla Cihangir cemaatiyle koalisyon kurup Erdoğan’ı tasfiye etme projesine soyundular. HDP PKK’nın silah bırakması gerektiğini dahi söylemedi. Türk milliyetçiliğini tetiklemek için sinsi adımlar attı. PKK tamamen geri çekilmeden süreç ilerlemez. Başbakanımızın dediği gibi sürecin geleceği kamu düzeninin sağlanmasına bağlı. PKK silah bırakıp yurt dışına çekilmeden süreç ilerlemez.
"KANDİL ÇÖZÜM İSTEMİYOR"
- PKK çözümü istiyor mu, istemiyor mu?
Kandil çözümü istemiyor.
- Kandil ne istiyor?
PKK kendisinin yöneteceği bir coğrafya istiyor. PKK, Öcalan çözümü istediği için sürece kerhen destek verdi. Kandil her müzakere/diyalog döneminden sonra başlayan çatışmanın lehine olduğu hesabını yapıyor. Zaten 2012’de savaşmasasından kalkıp çözüm masasına geldiler.
TÜRKİYE ARTIK ÖRGÜTÜ ÇÖZDÜ
- Bu, süreç bitti anlamına mı geliyor?
2013 Nevruz’unda Öcalan’ın dile getirildiği ‘Silahlar susup, siyaset konuşmadan’ adım atılamaz. PKK, taktik hamlelerle Ankara’yı kandırdığını düşünüyor. Gerçeği görüyoruz ve asla onların planlarına izin vermeyeceğiz. Türkiye artık örgütü çözdü ve hangi adımı atacağını biliyor.
- Cumhurbaşkanının “karşılıklı oturulan bir masa yok, olması devletin çökmesi demektir” açıklaması sürece dair ne söylüyor bize?
Sürecin ilk defa Hükümet programına alınması ne anlama geliyor. HDP, hükümete ayar vermeye çalışmak yerine gücü yetiyorsa PKK’ya silah bırak çağrısı yapsın. Hem silahlı beş bin kişiyle şehirleri tehdit edecek, oy vermezseniz ölürsünüz diyeceksin Batıya dönüp demokrasi havarisi kesileceksin. Böyle bir dünya yok. 90’larda kontrgerillanın halka yaptığını şimdi PKK yapıyor.
"O SİLAH BIRAKILACAK"
- Sürecin yıkılmaması için gerek şart ne?
PKK’nın yurt dışına çekilmesi ve Türkiye’deki silahlı mücadeleyi sonlandırması.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın müdahaleleri sürecin sıhhatı için bir tür balans ayarı mı?
Tayyip Erdoğan sürecin başlatıcısı ve mimarıdır. HDP’nin ‘Erdoğan’ı tasfiye cephesinin’ ortakçılığına soyunması ahlaki değildir. Süreçte bir tek tıkanıklık var. PKK’nın verdiği sözlerin hiçbirini tutmamasıdır. Sözlerini tutmadığı gibi İmralı’nın iradesini de zaafa uğratmak istiyorlar.
"HDP'NİN SEÇİM ÇALIŞMASI YANLIŞ"
- HDP seçim stratejisi nasıl sizce?
HDP’nin seçim startejisi Erdoğan ve AK Parti üzerine inşaa edilmiş negatif bir kampanya. Neler yapacağını halka anlatmak yerine kendini AK Parti üzerinden tanımlıyor. Bu strateji eski Türkiye’nin siyasetidir ve varacağı bir yer yoktur.
AK PARTİ İLE YENİ TÜRKİYE
- 7 Haziran’ın AK Parti ve Türkiye için anlamı nedir?
7 Haziran AK Parti için final seçimidir. AK Parti 3 genel, 3 yerel, 2 referandum ve 1 cumhurbaşkanlığı olmak üzere 9 seçim kazandı. 9 seçimin finali 7 Haziran seçimidir. Kemal Tahir’in ifadesiyle Türkiye ‘Yol Ayrımı’nda. Seçmen sadece iktidar için oy kullanmayacak. ‘Eski Türkiye’ ile ‘Yeni Türkiye’ arasında bir tercihte bulunacak. Bu bağlamda Türk demokrasi tarihinin en önemli seçimlerinden biri bu. Türkiye’nin küresel ve bölgesel bir güç olabilmesi bu dönem atılacak stratejik adımlara bağlı. Önümüzde iki yol var. Eski Türkiye’nin siyaset paradigmasıyla mı yoluna devam edeceğiz yoksa Turgut Özal’ın iddialı teziyle 21. Yüzyılı Türklerin yüzyılı yapacak bir yola mı gireceğiz? Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın toplumun önüne koyduğu 2023 hedefi bu seçimde anlam kazanacak.
‘Yeni Türkiye’ milletle ve tarihle buluşmanın kod adı
- AK Parti üçlü paketinin ilk seçiminden beri “yeni Türkiye” vaad ediyor, kavramsallaştırıyor. Neyi kast ediyor?
Yeni Türkiye kavramı ilk kez kullanılmıyor. Cumhuriyet kurulduğunda Batılılar kullanıyor, 27 Mayıs darbesinden sonra da bir parti kuruluyor. Fransa’dan esinlenilerek İkinci Cumhuriyet kavramı tartışılıyor. Kavram eski, içerik yeni. AK Parti Cumhuriyetin halkla buluşmasını arzuluyor. Yeni Türkiye milletle ve tarihle barışmanın kod adıdır. Yeni Türkiye, cumhuriyeti 100. yıla taşıyacak yeni bir medeniyet hayalini kapsıyor. Yeni Türkiye topyekûn devlet reformunun adıdır. Bireylerin evrensel hak ve özgürlüklerinin güvence altına alındığı, sınırlı/sorumlu ‘anayasal devlet’ anlayışının hakim kılındığı, yönetim felsefesinin demokratikleşme, sivilleşme ve yerelleşme eksenine oturduğu bir Türkiye hayal ediyoruz.
GENÇLİK HAYALLERİMİ GERÇEKLEŞTİRİYORUM
- Akademisyen-yazar olarak Türkiye siyasetini etkileme imkanız vardı zaten. Parti siyasetine niye talip oldunuz?
Gençlik hayallerimi gerçekleştirmek için. Öğrenciliğim Özal’lı yıllarda geçti, fikirlerinden etkilendim. Entellektüel birikimimi siyasete taşımak ve Yeni Türkiye idealine katkı sunmak istedim. 1994 seçimlerinde Tayyip Beyin kampanyasında anketörlük yaptım, kurmay kadroyu tanıdım. Cumhurbaşkanımızı belediye başkanlığı döneminden beri takdirle izliyorum. Erdoğan dönüştürücü bir lider. Cumhuriyet tarihinin Atatürk’le beraber en büyük lideri.
- Nasıl gidiyor saha çalışmaları? Seçmen ne diyor?
Sahada seçmenin kararını verdiğini görüyorum. Zaten son bir yılda tercihini değiştirecek major bir olay yaşanmadı. Yerel seçimle, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ortalaması bir sonuç alınacaktır.
AK PARTİ NE YAPTI, HDP NE YAPTI?
AK Parti iktidar olmadan sorunu nasıl çözeceğini deklare etmiş bir partidir. Uzun bir liste var. Sıralayalım...
1. OHAL Valiliği kaldırıldı.
2. OHAL uygulamasına son verildi.
3. Kürt Enstitüsü kuruldu.
4. Kürtçe gazete dergi çıkarılamıyordu izin verildi
5. Kürt Dili edebiyatı bölümü açıldı.
6. Kürtçe kitaplardan oluşan kütüphane kuruldu.
7. Yayla yasakları kaldırıldı.
8. Anadilde savunma hakkı kabul edildi.
9. DGM’ler kaldırıldı.
10. 24 saat yayın yapan radyo Tv açıldı.
11. Yol kontrolleri kaldırıldı
12. Kürtçe seçim propaganda yasağı kaldırıldı
13. Alfabedeki Q, W, X harflerine izin verildi.
14. Andımız kaldırıldı
15. Çok sayıda demokratikleşme paketi açıklandı.
16. Sürecin yasal altyapısı kuruldu.
17. Akil insanlar heyeti oluşturuldu.
18. Eski isimlerin iadesi kabul edildi.
19. TBMM’de komisyonlar kuruldu.
20. TRT6’nın adı TRTKurdi olarak değiştirildi
21. HDP’li Şerafettin Elçi’nin adı Cizre Havalaanına verildi.
22. İlk defa HDP’li siyasetçiler İmralı adasına gitti.
23. İmralı adasındaki mahkumlar değiştirildi.
24. HDP’nin İmralı Heyeti genişletildi.
25. İmralı adasının şatları iyileştirildi.
26. Hakkari Üniversitesi’nin adı şehrin eski ismi Çölemerik olarak değiştirildi
27. Yapılan yol, hastane, havalanı, köprü, okul, üniversiteleri saymıyorum.
On yıl önce bunlar hayaldi. Tüm bu adımları AK Parti attı.
Peki PKK-HDP ne yaptı?
Onlar sadece süreci zehirlemek istediler. Marjinal solcularla ve Cihangir cemaatiyle koalisyon kurup Erdoğan’ı tasfiye etme projesine soyundular. HDP, PKK’nın silah bırakması gerektiğini dahi söylemedi. Türk milliyetçiliğini tetiklemek için sinsi adımlar attı. PKK tamamen geri çekilmeden süreç ilerlemez.