Milletvekilliği haklarının iadesi için TBMM’ye yaptığı başvuruda olumlu bir gelişme yaşanmadığını açıklarken, yeniden siyasete girmeyi düşünmediğini belirten Kavakçı, AK Parti’nin aldığı oylar rahmetli Erbakan’ın katkısının olduğunu söyledi.
YENİDEN SİYASETE GİRECEK Mİ?
- Bugün TBMM’de başörtülü milletvekilleri var. Başları açık seçildiler, sonradan örtündüler. Neler söyleyeceksiniz?
Benim söyleyeceğim birşey yok. Onlara sormalısınız.
- Önümüzde milletvekilliği seçimi var. Başörtülü adaylar olmalı mı, olacak mıdır sizce?
Olacaktır eminim. Hem de sadece iktidar partisinde değil, biraz siyasi akılları varsa bütün muhalefet partilerinde de olacaktır.
- Sizin yeniden siyasete girme gibi bir düşünceniz var mı?
Hayır yok. Ben siyasetin içinde olduğum yerde bulunmaya devam edeceğim Allah izin verirse.
- Milletvekili haklarınızın iadesi gündeme gelmişti, TBMM’ye başvurmuştunuz. Haklarınızı iade ettiler mi?
Hayır.
AK PARTİ’DEN TEKLİF ALDI MI?
- AK Parti’den hiç teklif aldınız mı, aldınızsa ne şekilde oldu bu?
Hayır.
- Sayın Cumhurbaşkanı’nın kızının AK Parti’nin adayları arasında olacağı iddiaları var. Olursa, sizden sonra ilk defa bir başörtülü aday milletvekili seçilmiş olacak. Nasıl yorumluyorsunuz?
Tahminim AK Parti’den birden fazla başörtülü milletvekili seçilecektir. Siyasetin içinde yoğrulmuş, büyümüş, tecrübesi olan biri olarak Cumhurbaşkanı’nın kızının da milletvekili olarak siyasete devam etmesi olağandır.
ANADOLU'YU ŞAHLANDIRAN LİDER
Erbakan için Kavakçı “Bütün engellemelere rağmen, çok kısa bir dönemde, ekonomide çığır açıcı adımların öncüsü oldu. Anadolu’yu şahlandıran lider oldu” dedi.
HAKLARI İADE EDİLMEDİ
28 Şubat sürecinde başörtülü olduğu gerekçesiyle milletvekilliği elinden alınmış bir isim olan Kavakçı, üzerinden geçen 16 yıl içinde haklarının halen iade edilmediğini de açıkladı.
ERBAKAN YORUMU
- Erbakan denildi mi neler geliyor aklınıza. Nasıl tarif ediyorsunuz rahmetliyi?
İslam’a hizmet etmiş, cesaretin kıt olduğu bir dönemin cesur Müslüman siyasetçisi, bir lider.
- Erbakan Türkiye tarihinde nasıl bir iz bıraktı sizce?
Savunan adam oldu. Bütün engellemelere rağmen, çok kısa bir dönemde, ekonomide çığır açıcı adımların öncüsü oldu. Anadolu’yu şahlandıran lider oldu.
- Saadet Partililerde, “dindarların pek çok sorununda çileyi Erbakan çekti, meyvelerini AK Parti topluyor” görüşü hakim. Neler söyleyeceksiniz?
Çileyi Erbakan da çekti, Erdoğan da. Halkın gözünde bu ayrışma yaşanmadı diye gözlemliyorum. Çileyi çok insan çekti, nesiller çekti. Keşke üzüntüler olmasaydı. Ama insan ve nefsin olduğu her yerde, herşey olabiliyor.
HALKTA, BAYRAĞI ERDOĞAN DEVRALDI DÜŞÜNCESİ VAR
- Bugün AK Parti iktidarının aldığı oylarda Erbakan’ın katkısı olduğunu düşünüyor musunuz?
Düşünüyorum tabi ki. Halkın gözünde Erbakan ve Erdoğan ayrımının yapılmadığını da düşünüyorum. Birinin bıraktığı bayrağı diğeri üstlendi diye okuyor siyaseti, halkın geneli. Aynı tedrisattan geçmiş, iki nesli temsil ediyor ikisi de.
BAŞÖRTÜSÜ SEMBOL DEĞİL
- Başörtüsü bir sembol değil, İslam’ın gereğidir. Yıllarca bunun mücadelesini vermiş biri olarak, bugün bazı insanlar başörtüsünü taşırken, İslam’ın gereğinden çok başka nedenlerle taşınıyor sanki?
Başörtüsü İslam’ın gereğidir. Bence sembolik anlamdan söz edeceksek, bu da Müslüman kadının tanınırlığına vesile olması açısından yine Kur’an temellidir, diye düşünüyorum. İslam’ın gereği olmanın dışındaki başka sebeplerden dolayı başını örten kadınlar da olabilir. Ben açıkçası görmedim, karşılaşmadım. Ancak bunu duydum. Üzüntü verici bir durum. Ben yine de mevzubahis grubun istisnai oranda olduğunu düşünüyorum.
- Bu noktaya nasıl gelindi?
Yozlaşma ile gelindi. İslam’sızlaşma ile gelindi. Bunun devası İslam’laşmadır. İslami yeniden öğrenme ve içselleştirmedir.
- Kimlere ne gibi görevler düşüyor?
Toplumun bütün katmanlarına görev düşer.
ONU OMUZLARINA ÇIKARTAN ERKEĞİN YAPTIĞI NE PEKİ ?
- Düzce Üniversitesi Bahar Şenlikleri'nde kimi başörtülü öğrencilerin erkek arkadaşlarının omuzlarına oturup eğlendiğini gösteren fotoğrafın size düşündürdükleri nelerdir?
Müslümanların yozlaşması, bilinç kaybı, hafıza kaybı ve yok oluşu, 28 Şubat’ın “başarısı” olarak tasvir edebilirim. Ancak yine başörtülü kız üzerinden konuştuğumuza dikkat çekmek isterim. Oysa, onu omuzlarına çıkartan erkek öğrencilerden hiç bahsetmiyoruz. Bu çifte standardı doğru bulmuyorum. Türkiye’deki Müslüman kimliklerdeki yozlaşma sürecini başörtülü genç kızlar konusuna hapsetmeyi reddediyorum.
- Sokaklarda caddelerde dolaşırken gördüğünüz başörtülü modelleri genel itibariyle nasıl buluyorsunuz?
Başını örten insanların görünürlüğü arttı. İstatistiki olarak desteklemek mümkün olmasa da başını örten kadınların da sayısı arttı. Sayının artışı ile gelen bir çeşitlilik sözkonusu bugün. Yani, herkes kendi anladığı şekilde, arzu ettiği ölçüde tesettüre giriyor. Eskiden çok fazla başını örten yoktu, simdi var ama farklılaşmalar daha fazla.
MEDYA SORUNLU
- Başörtüsü, dindar gençlik konularında Sayın Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın samimiyetinden, gayretinden şüphe yok. Fakat bir yetersizlik olduğu da kesin. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Retoriğin, toplumsal yapı taşları ile desteklenmesi lazım. Eğitim alanında gerekli kanuni düzenlemelerin yapılması dışında bunların pratik hayatta uygulanabilir olmasına imkan verecek zaman, süre lazım. Ayrıca Türkiye’nin tezatlıklar ülkesi olmaktan vazgeçmesi lazım. Yani bir taraftan dindar, duyarlı gençlik yetiştirme gayreti olacak, diğer taraftan bunun tam tersine hizmet edecek film, program, yarışma vs. ile bezenmiş bir televizyon, gazete furyası olacak. Bu denklemde bir yanlış var.
- Son döneme damgasını vuran AK Parti iktidarının performansını siz nasıl buluyorsunuz?
Türkiye’ye önemli bir yol kat ettirdi bu iktidar. Bence sağlıklı bir AK Parti değerlendirmesi için, bir kaç on yıla ihtiyaç var. Ancak ondan sonra, geçmişe bakarak genel bir değerlendirme yapabiliriz. Umulur ki kazandırdıkları kaybettirdiklerinden fazla ve önemli olsun. Ben gidişatın genel anlamda iyiye doğru olduğunu görüyorum.