İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları:
"GÜLÜNÇ DEĞİL, EMEKLİLERE HAKARETTİR"
2015 yılında yapılan zamların dramatik olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "Yetim aylıklarına 6 lira 99 kuruş, dul aylıklarına 9 lira 32 kuruş, 600 lira aylık alana 13 lira 98 kuruş, 800 lira aylık alana 18 lira 64 kuruş, bin lira aylık alana 23 lira 30 kuruş, bin 47 lira aylık alana da 24 lira aylıklarına zam yaptılar. Bir arkadaşımız bu aylıkları sıralarken 'Gülünç değil, emeklilere hakarettir' diye tanımladı. Gerçekten de bir sosyal devlette, ben emekli, dul, yetim aylığına 6 lira 99 kuruş veriyorum veya en yüksek olana 24 lira ayda maaşına zam yapıyorum derseniz Türkiye Cumhuriyeti'nin itibarıyla bağdaşan bir aylık değildir. Son derece dramatik bir aylıktır" ifadelerini kullandı.
12 KONUDA GÖRÜŞ BİRLİĞİ SAĞLANDI
Emeklilerin dile getirdiği sıkıntıları anlatan Kılıçdaroğlu, gerçek bir intibak yasasının, çok sık hastanelere giden emeklilerden 12 kalemde katkı payı alınmasının ve yapılacak zamların gıda enflasyonunun dikkate alınarak yapılmasının önemini vurguladı.
"Dini bayramlar bizim için çok önemli, torunlarımız var. Gelip ziyaret ediyorlar. En azından dini bayramlarda bize birer maaş ikramiye ödensin. Bizde dini bayramı en azından huzur içerisinde geçirelim. Bize verilen maaş zamlarında enflasyon zamları dikkate alınıyor ama biz ancak geçimimizi sağlıyoruz. Dolayısıyla bizim maaşımıza enflasyon oranında zam yapılacaksa, gıda enflasyonu dikkate alınsın' diyorlar. Sürekli siyasiler dile getiriyorlar. Milli gelir üç kat arttı. Emekliler diyorlar ki 'Bize refah artışından pay verilmiyor. Milli gelir artışından pay verilmiyor. Emekli olduğumuz gündeki gelire mahkum ediliyoruz."
"SOSYAL GÜVENLİK DESTEK PRİMİ KALDIRILSIN DİYORLAR"
Emekli arkadaşlarımız diyorlar ki 'Sivil toplum örgütlerinin yöneticileri bize refahtan da pay verin, milli gelir artışından da enflasyon yanında ayrıca pay verin' diyorlar" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, "Bir başka önemli nokta; 'Aldığımız aylıkla geçinemiyoruz. Geçinemediğimiz için yeniden çalışmak zorunda kalıyoruz. Yeniden çalıştığımız zamanda emekli aylıklarımızdan yüzde 15 sosyal güvenlik destek primi kesiliyor. Çalışan cezalandırılıyor. Sosyal güvenlik destek primi kaldırılsın' diyorlar. Bir başka önemli nokta, emekli arkadaşlarımız diyorlar ki, 'Çalışırken 100 lira alıyorsak emekli olduğumuzda emekli aylığımız yüzde 50 düşüyor. En az yüzde 50 düşüyor. Dolayısıyla emekli olduğumuz zaman yaşam standardımız yüzde 50 oranında düşmüş oluyor'. Çalışırken aldığımız aylıkta emekli olduğumuzda aldığımız aylık arasındaki farkın bu kadar büyük olmaması lazım. Bunun daha mütevazi rakama çekilmesini istiyor arkadaşlarımız. Belediyeler eğer emekli evleri, kültür evleri oluştururlarsa çay kahve içeriz, sohbet ederiz kitap okuruz, dolayısıyla sosyal hayata biraz daha katkıda bulunuruz diyorlar" şeklinde konuştu.
"BİR TABAN AYLIK OLMALI"
Huzur evlerinin çok pahalı olduğunu ve emeklilerin yeni huzur evlerinin açılmasını ve fiyatlarının düşürülmesini istediklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bazı arkadaşlarımız diyorlar ki, 'TSK'dan yargı kararı olmaksızın TSK'nın yasalarına göre görevlerimize son veriliyor. Biz açıkta kalıyoruz. En azından bizi TSK'nın yasalarına göre, TSK'dan ayrılmamız gerekiyorsa bize başka bir kamu kuruluşunda görev versinler oraya gidip çalışalım. Emekli haklarımızı kazanmış olalım. Bankalarla yapılan sözleşmeler var. O sözleşmeler gereği olarak ilgili kamu kuruluşunda çalışanlar promosyon alıyorlar ama biz aylık alıyoruz. Dolayısıyla bizim de bu promosyondan yararlanmamız gerekir' diyorlar. Emekliler de sendika kurma hakkına sahip olmalı. Anayasada örgütlenme özgürlüğü var. 'Mademki örgütlenme özgürlüğü var, bütün Avrupa'da olduğu gibi emekli olarak bizlerde sendika kurmalıyız' diye bir talep dile getiriyorlar. Bir taban aylık olmalı. Bu taban aylığın altında emekli, dul ve yetime aylık ödenmemeli. Bu konuda emekli arkadaşlarımız son derece mütevazi bir rakamdan söz ediyorlar. Açlık sınırının altında taban aylığı olmamalı. Şu noktanın altını çizmek isterim. Emekliye düşük ücret vererek, onu sosyal yardımlara mahkum eden bir hükümet anlayışı doğru bir yanlış değildir. Emekli yıllar yılı çalıştı, üretti, prim yatırdı. Emekli hak ettiği aylığı almalıdır. Biz çalışanlar olarak işçi, memur, esnaf olarak eğer emeklinin hakkının vermezsek, emeklinin hakkını savunmazsak aynı sorun emekli olduğumuzda gelip karşımızda duracaktır. O nedenle biz sosyal yardımları yapılmalı ama her şeyden önce emeklinin hakkı mutlaka ödenmeli."