Muharrem İnce'den olağanüstü kurultay çağrısı

 İnce'nin açıklamaları şu şekilde;

Derhal seçimli olağanüstü ve tüzüklü kurultay yapılmalı. Kurultayın adı Cumhurbaşkanlığı kurultayıdır. Televizyondan aday öğrenme dönemi kapanmıştır. Buna izin veremeyiz. 

Cumhuriyet'i, çocukları düşünmek zorundayız. Yeni sistemde Cumhurbaşkanını Yüce Divan'a göndermek için 400 vekil gerekiyor diye Cumhurbaşkanını eleştirirken, CHP'nin kurultayı için de bunları dersek insanları inandıramayız. 

Delegelerden korkmamalıyız. Bu delegeler geçmişteki kurultayımızda sayın Genel Başkan'a 1000'e yakın oy vermiştir. Kim seçilirse seçilsin onun etrafında kenetlenmek zorundayız. Kimseyi kapının önüne koymaya hakkımız yoktur. 

Geldiğimiz noktada 'ben' demek bitmiştir, 'biz' demek zorundayız. Hedefimiz bellidir. 23 Nisan 2020'den önce, TBMM'nin açılışının 100. yılı dolmadan, gazi Meclis'in yetkilerini geri almak olmalıdır. 2019'da yapılacak seçimde ülkücülerle, muhafazakarlarla, Kürtlerle, Alevilerle, sosyalistlerle nasıl bir araya gelecekler? Kendi arkadaşlarına katlanamayanlar topluma bunu nasıl anlatacaklar. 

Bir lider taşın arkasına saklanırsa, millet dağın arkasına saklanır. Ben aday değilim ama adayı ben belirlerim demek, seçim kazanamam demektir. Bu bile tek başına değişimin acil bir ihtiyaç olduğunu göstermektedir. 

15 yıllık bir süreçte marjinal bir siyasetçi yüzde 10'luk bir ikna görüşünü yüzde 50'lere getirmişse, sosyal demokratlar yüzde 65'e çıkarmalı bunu. 

Olağan kurultay diyerek, 8 aya yayarak tartışmayı kapatmaya çalışmayın. CHP'nin yeni iddialara ihtiyacı vardır. Zamana yayarsanız, yöneten olmaktan çıkar, zamanın yönettiği kişi olursunuz. Toplayın olağanüstü kurultayı bu işi bitirin. Bazı renklerimizi daha kalın çizmeliyiz. 

Savrulan değil, kararlı olan bir CHP olmalıdır. 

Bu adaylık açıklama toplantısı değil. Ortada bir olağan kurultay takvimi yoktur. Benim elimde yok. Hani takvim. Bu olağanüstü kurultay talebini zamana yaymak için alelacele yapılmış bir açıklamadır. Şimdi olağanüstüye ihtiyaç var. 

Adaylık konusu tabanla konuşulacak bir şeydir. Ben hiç iddialarından vazgeçmiş birine benziyor muyum? 

Biz CHP'liyiz. Yarışırız, aday oluruz ama düğünlerimiz var, cenazelerimiz var. Cezane töreni vardı, biri İstanbul'da, biri Yalova'da. Buradan bir siyasi anlam çıkar mı bilmiyorum. Ben rahmetli babamın cenazesinde de bir yanımda sayın Kılıçdaroğlu, bir yanımda sayın Baykal vardı.

Sayın Kılıçdaroğlu Yalova'ya gelseydi onunla birlikte de giderdim. 

Aslında bir saptırma var. Ben CHP'nin Kuvayi Milliye'den bu yana kökleri olan bir partinin kendi göbeğini kendinin keseceğini biliyorum. 

Sanmıyorum. Kimse gitmesin benim partimden. Herkes gelsin. Söyledim, kapının önüne koymak çözüm değil. Kapının önünü bayram yerine çevirmek lazım. Disiplinlik bir şey yaptığını düşünmüyorum. Sayın genel başkan kendisini milletvekili yaptım dedi, yani lütufta mı bulunmuş. 31'ler bildirisinde sayın Kılıçdaroğlu'nun da benim de imzam var. Biz sayın Baykal'a 2005'te çekilmelisin dediğimizde sayın Baykal bizi 2007'de tekrar listeye koydu, hiçbir zaman bunu gözümüze sokmadı.