Hemen söyleyeyim. Öyle istenmese de sempatizanların önemli bir bölümü sandığa gitmeyecek. Profesyoneller, kriptolar ise AK Parti’nin karşısındaki en güçlü adaya oy verecekler.
Bir de, Paralel Yapı, bu seçimde kendi adına kendi partisi ile seçime girmeyecek ama, başta AK Parti, CHP, MHP, BDP, Emine Ülker Tarhan’ın çatı hareketi içinden birilerini Meclise sokmaya çalışacak.. Mesela CHP’den 5, MHP’den 3, BDP’den 2 milletvekili, AK Parti’den en az bir düzine.. Cemaatin mecliste grup kuracak kadar milletvekiline ihtiyacı var.. Onun için de, eğer AK Parti dışındaki partilerden herhangi birinden kendi adamları seçilecek sırada ise, o adayın bulunduğu partiye oy verecekler..
Latif Erdoğan’a göre, AK Parti’ye aday adaylığı için başvuranların yarıya yakını Cemaat elemanı..
Eğer grup kuracak sayıya ulaşamazlarsa, herkes seçildiği yerde kalacak, etkin komisyonlarda yer almaya çalışacak.. Eğer grup kuracak sayıdan daha fazla milletvekiline ulaşacak olurlarsa, her partide bir iki milletvekili uykuya yatacak, ötekileri işaret edilen bir partiye katılacaklar..
Hani imkân bulurlarsa, kendi partilerinde grup kurarlarsa, mecliste temsil edilecek diğer partilerle de, Anti Erdoğan, Anti AK Parti bir “Demokrasi Cephesi” (!?) kurabilirler.. Asıl maksatları, Erdoğan’ın başkanlık koltuğuna oturmaması ve AK Parti’ye karşı blok olarak mücadele etmek.. “İntikam mangası” yani..
Gül’ü ikna edebilselerdi yeni bir seçim koalisyonu deneyebilirlerdi, ama olmadı. Bu iddia ve taleplerinden de vazgeçmiş değiller. Ama önce Erdoğan ve AK Parti’den kurtulmaları gerek.. Sonra da AK Parti’den kendilerine yakın isimleri toplayıp bir milli mutabakat etiketi altında halkın önüne çıkmaları lazım..
Paralel yapının AK Parti’ye sızmasını önlemek için ciddi bir çaba gösterildi, ama yine de sızma olması muhtemel.. Bunu zaman gösterecek..
Paralel yapının muhalefete sızması çok kolay.. BDP dışa açılacak. CHP ve MHP kendilerinin oy kaybını önleyecek her teklife açık.. Tarhan, DSP ile uzlaştığına göre Paralel yapı DSP kapısından kolaylıkla geçebilir..
Paralel yapının AK Parti bariyerini aşmak için, Milli Görüş, BBP, İmam Hatip, Has Parti, tarikat bağlantısı gibi AK Parti tabanına yakın çevrelerin etiketini kullandığı söyleniyor.. Yerel yönetim, STK, Bürokrasi ve daha önce deşifre olmamış, çok öne çıkmayan isimlerin bu süreçte görevlendirildiği de gelen bilgiler arasında..
Paralel yapı AK Parti’den koltuk kapmaya çok önem veriyor.. İstifalar AK Parti’ye kan kaybettirir, partide bölünme havası doğurur diye düşünüyorlar.. Bir de kritik oylamalarda bu kişiler sorun çıkartabilir. Eğer AK Parti seçimden Anayasal çoğunlukla çıkarsa ya da parlamentodan ihtiyaç duyduğu desteği sağlayabilirse, içeriden buna karşı çıkacak bir kaç isim son derece etkili olabilir.
Yine gelen bir diğer bilgiye göre, paralel yapı, kendileri dışındaki herkesi paralel yapıya yakın olmakla suçluyor. Çünkü yakın geçmişte, zaten AK Partililerin çoğunun bu yapı ile bir şekilde dirsek teması vardı.. Böylece bir taşla iki kuş vurmuş oluyorlar, hem kendilerini, suret-i haktan gösteriyorlar, hem de rakiplerini tasfiye etmiş oluyorlar.
Krizden bu yana her seçimde cemaat tabanı ciddi bir şok yaşıyor.. AK Parti’ye karşı CHP’ye oy vermek onlara zül geliyor.. Ciddi tartışmalar yaşanıyor. Özellikle de aynı aile içinde hem AK Partili, hem de Paralelci birileri varsa bu tartışmalar daha vahim bir hal alabiliyor.. Bana kalırsa bu kriz bu seçimde daha can alıcı bir hal alacak.. Kendi aralarında eskisi kadar toplanma, haberleşme imkânları yok.. Kriptolar ve profesyoneller arasında bir ağ hâlâ aktif olsa da, diğer kanallar kopuk kopuk.. Abiler, ablalar arasında da görüş ayrılıkları oluşuyor artık.. Bir de özellikle şu KPSS soruşturması bir çok kişinin uykusunu kaçırıyor.. Öte yandan; Cemaat kehanet yorgunu, her gün yeni bir haber geliyor ve bu haberlerin hiç biri gerçekleşmiyor.. Cemaat içindeki birileri bu kriz dualarından rahatsız.. AK Parti ve Erdoğan’dan kurtulmanın ekonomik ve siyasi hayattaki karşılığı üzerine sorular sormaya başlıyorlar.. İçeriden birilerinin anlattıkları, kendilerinin tanık oldukları bazı olaylarla birleşince birilerinin aklı karışmaya başlıyor..
O Cemaatin “yenilmez muhteşem gücü”ne olan güven de sorgulanmaya başlıyor artık.. Dün herkes dinleniyordu, emniyet, istihbarat, savcı, hakim hepsi kendilerindendi. Ama artık değil.. Dış kabuktakiler, ABD, İsrail, İngiltere, Vatikan ilişkisine inanmak istemiyorlardı, ama yeniden düşünüyorlar..
Bu kesim bir çok açıdan yeni bir başlangıç olacak, AK Parti ve muhalifleri için.. Bu anlamda Türkiye tarihinde siyasi bir milattan söz edebiliriz..
AK Parti adaylarını belirleyecek heyetin işi zor.. Tamam Paralelleri eleyin. Ama dikkat edin tek bir Paralel yapı yok. Bunu bir kenara not edelim.. Bu yapı kendinden ibaret bir yapı değil, hakkında kaseti ve dosyası olanları yarın tehdit ve şantajla kendi yanlarına alabilirler. Bu tür zaafı olanlara da dikkat.. Komitacı tiplere de dikkat! Ve yine, para, kadın ve güç konusunda zaaf gösteren ya da muhteris tiplere de dikkat. Şimdi iyi olabilirler ama yarın satarlar.. Hem tek başına iyi olmak yetmiyor. Dürüst mü, dürüst olmak da yetmiyor, cesur mu? O da yetmiyor, genel bilgi değil, ondan beklediğiniz işi yapabilecek ehliyete sahip mi? Siyaset kendi alanında kariyer sahibi birinin aynı şekilde, başarılı bir şekilde yapacağı bir iş değil.. O işin ehli olmak, farklı meziyetler gerektiriyor..
Cemaat listeye adam sokabilecekse sokacak, sokamayacaksa bile listeye girenlerden kazanabileceklerinin kapısını çalmaya devam edecek..
Bu arada; “tencere yuvarlanacak, kapağını bulacak”, “her topluluk layık olduğu gibi yönetilecek”. Biz görevimizi doğru yapalım. Yoksa “her şey olacağına varacak”.. Selam ve dua ile..