O kapı demokrasiye açıldı
Saat tam 09.45'i gösteriyordu. Genelkurmay şeref salonunun kapıları açıldı ve "Başkomutan" tebrikleri kabul etmeye başladı.
Aslında sadece bir kapı açılmadı, yeni bir dönemin kapısı aralandı.
Türkiye hızlı bir değişim dönemine girdi.
50 yılda atılmayan adımlar atılıyor. Haftalık hatta günlük değişimler gerçekleşiyor.
Bir önceki gün bir demokrasi ayıbı olan, "e muhtıra" Genelkurmay'ın sitesinden kaldırıldı.
Dün Başkomutan sıfatıyla Cumhurbaşkanı Gül, 30 Ağustos Zafer Bayramı tebriklerini kabul etti.
Bu 27 Mayıs'la Türkiye'ye giydirilen, "deli gömleği"nin parçalanması demek.
27 Mayıs'la başlayan askeri vesayeti tasfiye ederek, demokrasinin normlarını bir bir hayata geçirmek demek.
Onun için tarih bu dönemi farklı kaydedecek.
Bu dönem, "demokrasi tarihine" sivilleşmenin öncü adımlarının atıldığı bir devir olarak geçecek.
Bu süreçte Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün payı büyük.
Gül, bu ülkeye demokrasinin muhafızı, sivil bir Cumhurbaşkanı nasıl olur onu gösterdi.
Bu süreçte Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in katkısı unutulamaz.
Şimdiye kadar darbelerle arasına mesafe koymayan, Koşaner Paşa'nın açıklamalarında olduğu gibi, darbeyi asli vazifesi olarak gören zihniyetle arasına bir, "Demokrasi" çizgisi çekti.
27 Nisan e-muhtırasının kaldırılması konusunda Başbakan Erdoğan'ın, "Bu arzumuzu daha önce de önceki yönetimlere ifade etmiştik. Onlar bu adımı nedense atmamıştı, ama şu andaki Türk Silahlı Kuvvetleri yönetimi, Genelkurmay Başkanımız, bu adımı atmıştır. Dolayısıyla olması gerekeni yerine getirdikleri için ben kendilerini kutluyorum" şeklindeki sözlerinden de anlıyoruz ki, daha önce de bu gündeme gelmiş. Ancak darbeyi varoluş nedeni olarak gören Koşaner Paşa'dan, İlker Başbuğ'dan bunu nasıl beklerseniz. Önce kafaların değişmesi ve demokrat olması gerekiyor.
Hilmi Özkök ve Necdet Özel Paşalar dışındakilerin sadece sırtında değil, kafalarında da üniforma ile dolaştıklarını gördük. O üniforma onların sırtında bir elbise değil, kafalarında bir ideolojiymiş.
O muhtıra metnini TSK'nın resmi internet sitesinden kaldırmak bir şereftir. TSK'nın alnından darbe, muhtıra gibi yüz kızartıcı bir lekenin silinmesi çabası demektir. Necdet Özel Paşa bunu başardı. O şeref ona ait. Gün gelecek TSK adına 27 Mayıs'tan, 12 Mart'tan, 12 Eylül'den ve 28 Şubat'tan dolayı milletten özür dilenecek. Bunu yapan komutan tarihe geçecek. Zaten e-muhtıranın kaldırılmasıyla birlikte ordu, 27 Nisan'dan dolayı özür dilemiş demektir.
Demokrasinin Genelkurmay başkanları böyle olur.
Ama süreçte biri var ki, bu millet onu unutmayacak. Başbakan Erdoğan'dan söz ediyorum.
"İleri Demokrasi hamlesi ile ülkenin önünü açtı. Yüksek Askeri Şuralarda sergilediği dirayetli tavrı ile milletin kendisine emanet ettiği görevi layıkıyla taşıdı.
Bu devirler geçecek.
Bakın 17 gün sonra merhum Menderes'in idamının 50 yılı.
Bu ülkede dağa, taşa, yeni doğan çocuğa onun adı verildi.
Menderes bir öldü bin yaşıyor. Peki Menderes'in katili 27 Mayısçılar nasıl anılıyor.
Menderes'i astıktan sonra ailesinden, "ip parası" isteyecek kadar küçülenleri bu millet nasıl yad ediyor?
O bir milletin sevgisine mazhar oldu. Onu asanlar da bu asil milletten nefretten başka bir şey görmediler.
Bu milletin aziz sinesinde yeni bir sayfa açıldı. Bir onur köşesi oluşturuldu. O tablonun başköşesinde iki isim yer alacak. Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül...
Onlar daha yaşarken, bu millete hizmet ederken ve daha çok hizmet edeceklerken orada yerlerini aldılar.
"e-muhtıra" TSK'nın internet sitesinden kaldırılınca, görüş almak için aradığımız bir uzman," tatilden sonra değerlendiririm" demişti. Biz de,"Siz tatilden dönene kadar başka adımlar atılır, bu olay geride kalır" demiştik.
Evet siz tatildeyken yeni bir Türkiye kuruluyor.
Yeni Türkiye'nin mimarlarını ayakta alkışlıyorum.