Süleyman Soylu, katıldığı bir televizyon kanalında, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının istifasını değerlendirdi. Soylu, yaşanan krizin aslında geçen yıl yapılan YAŞ toplantısı itibariyle başladığını, istifaların bu sürecin sonu olduğunu kaydetti. Türkiye'de son dönemde yaşanan yemin krizi ve ekonomideki gelişmelerle ilgili değerlendirmelere dikkat çeken Soylu, şunları söyledi: "CHP'nin Meclis'e girmeme krizini biz salt bir kriz olarak değerlendirdik o tarihte. Hepimiz öyle yorumladık hemen hemen ve bunun doğru bir şey olmadığını söyledik. Daha sonra, Türkiye ekonomisi üzerinde yapılan birtakım değerlendirmeleri ve tespitleri de 'acaba, dünyada ekonomik kriz var, İspanya, İtalya, Portekiz, Yunanistan… Bunlardan kaynaklanan bizim belki ihracatımızın azalmasından kaynaklanan bir şeyler mi olacak' diye bir tedirginlik içerisinde oldu toplum. Şimdi anlıyoruz ki, hatta PKK'nın İmralı'nın itirazına rağmen ayın 15'inde bitmesi gereken veya bitmemesi gereken ateşkese 'Ankara Grubu' diye bilinen grubun itiraz edip devam ettirmesi ve Silvan'da, ondan önce ve ondan sonra terör olaylarının şiddetli bir şekilde yükselmesi…
Bütün bunları bir senaryo içerisine koyuyorum ve Türkiye sanki AK Parti'nin iktidarından sonra bir yeni anayasa sürecini, yeni bir iktidar sürecini, yeni bir muhalefet sürecini tam yaşayacakken Türkiye resmen bir kaos projesinin içine konuldu. Yani birdenCHPçıktı, birden BDP 'biz girmiyoruz' dedi, sanki bunların hiçbirisi bilinmiyormuş, sanki bunlarla ilgili bir değerlendirme daha önce hiç yapılmamış veya konuşma yapılmamış gibi hatta sayın Kılıçdaroğlu dönüp 'bu arkadaşlar çıkana kadar biz Meclis'e girmeyeceğiz diye bir tavrı ortaya koydular. Ve bütün bunların tamamı, işte şimdi anlıyoruz ki hem Emre Uslu'nun Taraf'ta yazdığı, hem daha önce konuşulan, hem bir önceki YAŞ toplantısından da bizim ortaya koyduğumuz bu değerlendirmeden anlıyoruz ki, bana göre bunların önemli bir bölümü büyük bir restleşmenin parçasıdır."
"HUKUKA MÜDAHALENİN NET ADIDIR"
İstifaları iki şekilde okumanın mümkün olduğunu ifade eden Soylu, "Birincisi ya stratejik bir geri çekilme yapıyorlar, yani bunu daha sonra tekrar başka bir oyun planıyla ortaya koyabilmek için bir stratejik çekilme yapıyorlar ya da tamamen geri çekiliyorlar. 'Sahayı bu saatten sonra istediğiniz gibi değerlendirebilirsiniz' diye bir geri çekilme ortaya koyuyorlar. Bunun hangi birisinin doğru olduğunu anlayamayız.
Bunu, önümüzdeki günlerde gelişecek olaylardan anlarız, çünkü ne hiçbirimiz Sayın Başbakanın, Sayın Cumhurbaşkanının, Sayın Genelkurmay Başkanının bilgisine sahibiz ve arada yaşananlara, istenenlere sahibiz. Ama burada net bildiğimiz bir şey var. Biz vatandaşız. Hukukun üstünlüğünü isteriz. Bugün Genelkurmay Başkanlığının yaptığı hareket, yani kuvvet komutanlarının ve Genelkurmay Başkanının istifa etmesi hukuka müdahalenin net adıdır. Bu daha önce de yapıldı. Bizatihi Sayın Koşaner'in altını imzaladığı bildirilerle ortaya koyuldu. Bugün mahkeme bir karar vermiş. Verdiği karar, özellikle bir önceki YAŞ'ta Kara Kuvvetleri Komutanı olması beklenen paşanın, bugün internet andıcının bir numaralı sanığı olması kararını vermiştir." değerlendirmesini yaptı.
"SİYASİ İKTİDARA SONUNA KADAR DESTEK VERMEK LAZIM"
Yaşanan olaylarda siyasi iradenin atik davrandığını söyleyen Soylu, şunları söyledi: "Böyle bir krizi beklediği için o da alternatif bir B planı hazırlamıştı. Yeni komuta kademesine ilişkin bir hazırlık içerisinde olduklarını da düşünüyorum. Ben son on-onbeş gündür Sayın Başbakanın açıklamalarını da aslında kamuoyunu buna hazırlamaya yönelik konuşmalar olduğunu düşünüyorum. Siyasi iktidara sonuna kadar destek vermek lazım, çünkü sivil irade belki de elini rahatlatabilecek çok önemli bir sürece doğru adım atmaktadır."
"ESKİ TÜRKİYE'YE ÖZLEM DUYUYORLAR"
Sivil irade ile askeri kanaat arasında sürekli bir çatışmanın olduğunu vurgulayan Soylu, "Bir iktidar çatışması var ve eski Türkiye'ye yönelik bir özlem duyuluyor. Bugünkü iktidar bile bu arzuyu duysa, o da kaybeden tarafta olur. Ama onlar bu dünyayı iyi okumaya çalışıyorlar, nereye gittiğini iyi okumaya çalışıyorlar, bu konuda da Sayın Başbakanın Azerbaycan'dan dönüşte ortaya koyduğu cümle benim için önemli: 'Hukuk devletinin dışında başka bir şey yapamayız. Yasalar, kurallar ve bütün nizam bellidir. Bunun etrafı içerisinde dolaşmalıyız' gibi bir anlayışı ortaya koymuştur ki bugün Türk Silahlı Kuvvetleri'nin de uyması gereken budur." diye konuştu.
"YÜZDE 50'LİK OY İKTİDARIN RAHAT HAREKET ETMESİNİ SAĞLIYOR"
Siyasal iktidarın çok rahat hareket ettiğini söyleyen Soylu, konuşmasına şöyle devam etti: "Burada siyasal iktidarın da, seçilmişlerin de bu kadar rahat hareket etmelerini sağlayan tek şey var, 12 Haziran'da verilen yüzde ellilik oy. Bu oy diyor ki 'ben size bir irade verdim, bu iradeyi alın, benim lehime kullanın. Bu iradeyi benim lehime kullanırken de benim hukukumu savunabilecek hukuk devleti ilkelerinden de ayrılmayın.' Bunu her tarafa söylüyor. Bunu anlamayanlar bugün istifa etmişlerdir."