Türkiye gündemine bomba gibi düşen telekulak listesini değerlendiren Soylu, "Türkiye büyük bir operasyon ile karşı karşıya" diyerek; durumun milli güvenlik tehdidi olduğunu dile getirdi. Daha önce kendisinin de dinlendiğini belirten Soylu, konunun uluslararası boyutta olduğuna dikkat çekti.
KARAR VERİCİLERİN DİNLENMESİ GÜVENLİK TEHDİDİ
Bunun yargı eli ile yapılabilmesi, bir ülke açısından en önemli tehlikelerden birisini teşkil eder. Bu ülke ve devlet içerisinde farklı bir yapının, farklı bir zihniyete çalıştığı ve farklı sonuçlara ulaşmak istediği temel tezi güçlendirir. Bu bir tehlikedir. İkincisi ise; yepyeni bir dünyadayız. Dış politika, güvenlik algılarının değiştiği, uluslararası rekabetlerin çok farklılaştığı bir dünyadayız.
Bir ülkede hangi alanda olursa olsun, vericilerinizle ilgili, böyle dinlemeler söz konusuysa ki söz konusu olduğu açıkça ortada, bunlar sizin önemli derecede altını çizdiğiniz insanlarsa burada bir problem vardır. Eğer bu uluslararası alandaki rakiplerinize sıçrarsa bu bir milli güvenlik tehdidi olarak karşınıza çıkar. Karar vericilerinizin veya siyaset adamlarınızın veya özel sektördeki kişilerin veya farklı insanların kişisel değerlendirmelerini özel konuşmalarının onların hareket kabiliyetlerinin, tarzlarının ipuçlarını verecek şekilde ortaya çıkarsa ülkenizin hareket alanını belirleyen insanları deşifre etmiş anlamına gelirsiniz ki bu bir ülke için milli güvenlik problemidir.
DİNLEMELERİN ULUSLARARASI OLDUĞU KANAATİNDEYİM
Bir bilgiye dayalı olarak söylüyor değilim, şahsi kanaatimdir, bunun uluslararası boyutta olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda başlanmamış olsa dahi, buna yönelik bir amaç taşınmasa dahi. Büyük ihtimalle, uluslararası servislerde elde etmek isteyeceklerdir. Ben elde ettikleri kanaatini taşıyorum. Bu bir tehdittir, bu masaya konulacak her şeyde önünüze bir şekilde servis edilebilir.
BU TAM TAMINA GÜVENLİK SORUNUDUR
Bu tip listelerin şu anda elimize geleni veya kamuoyunun bir şeklide haberi olanını biliyoruz. Bir savcının özellikle başka türlü yöntemler oluşturarak gerçekleştirdiği, ya da gerçekleştirmeye çalıştığı ve bunu sağladığı dinlemeleri biliyoruz. Ama başka türlü davalarla başka yerlerde neler yapıldığını, nereye servis edildiğini bilmiyoruz. Bu tam tamına bir milli güvenlik sorunudur. Büyük bir problemle karşı karşıyayız şu anda. Eğer bir milli güvenlik sorunu varsa bu Türkiye'nin istihbarat yapısını da , emniyet yapısını da savunma mekanizmalarının da tamamını ilgilendirir. Bu paralel yapılanma, paralel devlet mekanizmaları ortaya çıktıktan sonra farklı nedenlerle bunun böyle olduğu görülüyor. Yine bunun İstanbul yargısı üzerinden dinlediği görülüyor. İstanbul başsavcılığında direnmenin ne anlama geldiğini bugün çok daha iyi anlıyoruz operasyonların neden oradan başladığını daha iyi anlıyoruz. Bunu bilmek için Zati Sungur olmaya gerek yok.
Bir taraftan devletin emniyet birimlerinin dinleme cihazları kayıp. Diğer tarafta devletin savcıları sanki bir örgüt dinliyormuş gibi binlerce insanı telekulağa takıyor. Niçin milli güvenlik sorunu diyorum. Bir; MİT kamyonlarına yapılan baskın, devletin başka kurumlarını da önemli ölçüde baskı altına alabilmek sindirebilmek için birçok davranış yapılıyor. Türkiye çok büyük bir operasyon ile karşı karşıya. 17 Aralık bir operasyondur bir darbedir derken, o sadece bunun bir çıktısı. Oysa onun ciddi bir alt yapısı var. Siyasete el koyabilecek, siyasi yönetebilecek, devlete el koyup yönetebilecek uluslararası ilişkileri farklı mecralara kaydırabilecek bir yapı söz konusu. Bunun sadece bize yansıyan kısmını görebiliyoruz. Oysa buzdağının arkasında çok önemli faaliyetleri çok önemli birliktelikleri çok önemli mühendislik planını yeni yeni, o da bir kısmını keşfedebiliyoruz.
DP BAŞKANLIĞI DÖNEMİNDE CEP TELEFONUM DİNLENDİ
Bu listede ismim var mı yok mu bilmiyorum ama ben dinlendiğimi biliyorum. Kim tarafından dinlendiğimi de biliyorum. Demokrat Parti başkanı olduğum zaman, Türkiye'nin önde gelen, şimdi emekli olmuş komutanlarından birisinin talimatıyla bir dinlenme ile karşı karşıya kaldım. Gazetelere falan da yansıdı, aylarca dinlemişler. Çok enteresan bir şekilde ismen tanıdığım adamlar da dinlemişler. Bu bir tehdit. Özgürlük alanımıza müdahale. Ne dinlerse dinlesin çok önemli değil. Dinleniyorum dinlenmiyorum diye bir algım yok. Ben dinlenmediğim kanaatini taşıyorum, bunda samimiyim. Ancak bütün bu olaylardan ve oluşturulan bu korku ağından sonra Türkiye'de herkeste dinleniyorum paranoyası var ya , bunun da temelinin çok zayıf olmadığı ortaya çıktı. Bu bir vahamettir. Ülkemizin karşı karşıya olduğu ciddi bir tehdittir.
DERİN DEVLETİN İNFAZI MİLLİ İRADEYLE OLDU
Derin devlet mekanizması; 12 Eylül 2010 tarihinden, Ergenekon ve Balyoz davalarından önce devletin içinde olan bir mekanizma bu. Devletin sahibi olduğunu iddia eden , devleti biz yönetiriz diyen, uluslararası ilişkilerini o kuran, ekonomisini o yöneten ve yönlendiren siyaseti istediği zaman tasfiye edebilecek bir mekanizma. Millet buna direndi. sadece bugün direnmedi ama finali bugün yaptı. Daha doğrusu derin devletin infazını millet, milli iradeye sahip çıkarak gösterdi.
DERİN YAPI SAF DEĞİŞTİRDİ
Derin yapı saf değiştirdi. Derin yapı sahip değiştirdi. Derin yapı yön değiştirdi. Derin yapı kimya değiştirdi aslında. Bütün bunların tamamıyla ilgili olarak altyapısı açık şekilde kurulmuş. Dinlediğimiz derin devlet hikayelerinin dışında, bugün gördüklerimizden başka bir tablo karşımıza çıkmıyor ki. Türkiye'de dinlemeler var, fişlemeler var, uluslararası entegrasyon var, istihbarat ağına karşı saf dışı bırakma kabiliyetleri var.
haber7
haber7