"Biz şimdi bu kanunun yönetmeliğini hazırladık, görüş için Başbakanlıkta. Bu kanunun yönetmeliğini de kısa bir süre içerisinde yayınlayacağız. Ve yayınlar yoluyla taraftarları tahrik etmek, taraftar gruplarını kendi içerisinden bir takım unsurların tahrik etmesi, tribün olayları, futbolculara ve yöneticilere yönelik saldırılar, rakip takım taraftarlarına yönelik saldırılar, kamu malına, güvenlik kuvvetlerine yönelik saldırılar bütün bunlar çok ağır yaptırımlarla karşı karşıya kalacak.
Geçtiğimiz günlerde de açıklamasını yaptık. O kanundaki iki önemli faktör, biri elektronik bilet uygulamasıdır; yani bilet alırken hangi stadyumdaki hangi numaralı koltuğun hangi TC kimlik numarası tarafından satın alındığı kayıtta bulunacak. Dolayısıyla bir eylem olduğunda, bir saldırı söz konusu olduğunda sahaya bir yabancı cisim atıldığında bunu çok rahat görebileceğiz. İkincisi, ise seyirden men edilen futbol taraftarları bilet alma hakkını da bu sayede yitirmiş olacak. Bilet almak üzere TC kimlik numarasını sisteme girdiği anda sistem sana bilet yok diyecek.
Elektronik bilet uygulaması çok önemli bir uygulama. Diğeri kameralı güvenlik sistemi. Hem stadyum içindeki tüm taraftarları 360 derecelik açıyla görecek bir sistem inşa ediyoruz. Hem de bu sistem aynı zamanda stadyum dışındaki olayları da tamamen 360 derecelik bir açıyla kayda geçirecek bir şekilde dizayn ediliyor. Bu iki kriteri en kısa sürede hayata geçireceğiz. Muhatap Türkiye Futbol Federasyonu'dur. Ama Bakanlık olarak biz de bu süreci yakinen takip ediyoruz. Tribünlerin huzurunu bozan, Türkiye'nin imajını bozan, tribünlere küfürlü slogan taşıyanlar 6222 kapsamında tespit edilecek ve nihayetinde seyirden men cezası dahil olmak üzere, hapis ve para cezaları dahil olmak üzere; o kanun kapsamında hangi yaptırımlar varsa bunlara muhatap olacaklar. İki kere iki dört. Kararlı durursak, dik durursak, bundan geriye adım atılmaz. Böylece olaya karışan, kanunun suç saydığı unsurları işleyen kim olursa olsun spor müsabakaları izlemekten ve stadyumlara ve salonlara girmekten men edilecek."
"DEPLASMAN YASAĞI AYIPTIR"
Spor savcılarının da stadyumlara gelip maçları yerinden izlemesinin olayın derinliklerine vakıf olması açısından önemsediklerini kaydeden Bakan Kılıç, Türkiye Futbol Federasyonu'nun projeyi bitirmesi için 1 buçuk yıl zamanı olduğunu söyledi. Bu projeyle birlikte kulüp yöneticilerinin şiddeti teşvik ve tahrik eden grupların esiri olmaktan çıkacağını ifade eden Bakan Kılıç, "Ve Türkiye'deki çok önemli bir ayıp son bulacak. Nedir o ayıp, bugün maalesef büyük kulüpler arasında zımni bir protokol var. Hükümet olarak, bakanlık olarak bizim bu yasakları kaldırmamızı kimse bizden beklemesin. Çünkü hükümetin, bakanlığımızın, valilerin, İl Güvenlik Kurulları'nın koyduğu bir yasak yok. Kulüplerin zimmi olarak koyup uyguladığı bir yasak var. Büyük kulüpler rakip sahaya taraftar götürmüyor. Yani artık Türk futbolunun ayıbı olarak adlandıracağım bir deplasman yasağı var. Bugün büyük kulüplerin taraftarlarını deplasmana götürmeyerek birbirine yabancılaştırmanın neticesi gelecekte çok daha büyük ayrılıklara zemin hazırlamaktır. Ben ziyaretlerimde tüm kulüp başkanlarına bu konuyu açıyorum. En son ziyaretinde Yıldırım Demirören'e de bu konuyu açtım. Burada futbol camiası tavır koymalı. Bu deplasman yasaklarını da en kısa sürede sonlandıracağız." diye konuştu.
"KULÜPLER YASASI'NI İSTEMEYENLER OLACAK"
Gündemde olan Spor Kulüpleri Yasası'nın gerekli olduğunun altını çizen Bakan Kılıç, dernekler yasasıyla kulüpleri yönetmenin mümkün olmadığını kaydederek şunları söyledi:
"Türkiye'de onlarca kulüp var ki maalesef çok derin ekonomik kriz batağında. Bunun önüne geçmemiz lazım. Bunun önüne geçmenin yolu Kulüpler Yasası'nı çıkarmak. Peki ne olacak? Türkiye Futbol Federasyonu destek vermezse, Kulüpler Birliği katkı vermezse Kulüpler Birliği Yasası çıkabilir mi? Hayır çıkamaz. Buraların katkısını almadan yani kanunun doğrudan kendilerini ilgilendiren kesimleri işin içine dahil etmeden bu kanunu çıkarmak mümkün değil. Kulüpler yasasını çıkarmak artık kaçınılmazdır. Bu konuda gereken desteği verin bu kanunu çıkaracağız. Bu kanunu istemeyenler olacak. Bazı yöneticiler ve başkanlar yeni yasayı sıkı bulacak, yönetim yetkilerinin kısıtlandığını düşünecek. Taraftarlar bu yasaya destek vermeli, tabii ki eğer kulüplerin yaşamasını istiyorlarsa. 'Yönetici gelsin dilediğince borçlansın, sonrasında ne olursa olsun' deniyorsa zaten yeni bir kanuna gerek yok."
"CÜNEYT ÇAKIR VE MESUT ÖZİL'LE GURUR DUYUYORUZ"
Real Madrid-Borussia Dortmund Şampiyonlar Ligi maçını yöneten Cüneyt Çakır'ı heyecanla izlediğini de aktaran Bakan Kılıç, "Bir Türk olarak bundan rahatsızlık duydunuz mu? Her Türk bundan büyük bir memnuniyet duydu. Ben ekran başında dua ettim, Cüneyt Çakır inşallah futbol dünyasını ayağa kaldıracak, bir tek defalığına mahsus bile olsa hatalı bir düdük çalmasın diye. Maçın hakemi Türk diye, bütün dünya bunu izledi." diyerek şunları söyledi:
"Keza Mesut Özil… Twitter'den Mesut Özil'e yönelik kutlama mesajı attım. 'Mesut'u niye bir Türk olarak kabul ediyorsun' diye bana soranlar var. Mesut Alman vatandaşı olabilir. Alman Milli Takımı'nın oyuncusu olabilir. Ne kabahati var? Türk anadan, Türk babadan dünyaya gelen bir delikanlı. Türk asıllı olduğu vurgusu yapıldıkça benim bundan göğsüm kabarır. Anadolu'nun neresinde olursam olayım benim bundan göğsüm kabarır. Diyarbakırlı da olsam, Samsunlu da olsam, Trabzonlu da olsam, Antalyalı da olsam ben bundan gurur duyarım. Artık bu havayı teneffüs etmemiz ve tribünlere de yerleştirmemiz lazım."
Üç büyük kulübü önemsediklerini ve bu kulüplerin milletin ortak değerleri olduğunu da sözlerine ekleyen Bakan Kılıç, Şampiyonlar Ligi'nde bugün Romanya temsilcisi CFR Cluj ile karşılaşacak Galatasaray ve UEFA Avrupa Ligi C Grubu'nda yarın Kıbrıs Rum Kesimi temsilcisi AEL Limassol'u ağırlayacak olan Fenerbahçe'ye de başarılar diledi.Akşam