İlk olarak Mağlova su kemerini gezen mimarlar, 450 yıldır ayakta duran kemere hayran kaldı. Misafirleri bilgilendiren Mağlova Belgeseli’nin yönetmeni Umut Mete Soydan, 36 metre yüksekliği ve 258 metre uzunluğuyla kemerin İstanbul’un su ihtiyacını karşıladığını kaydetti. Mimari, mühendislik ve estetik açıdan kemerin bir şaheser olduğunu kaydeden Soydan, “Mağlova Kemeri’nin ayrıca 17 metre yerin altında temeli bulunmaktadır; kemerin ayakları piramit şeklindedir. Diğer eserlerindeki ses akustiği kemerlerde de mevcuttur. Mimar Sinan kemeri inşa ederken bölge insanının özelliklerinden estetik değerlere varıncaya kadar bütün ayrıntıları düşünmüştür. Kemer aynı zamanda bölge halkının yaz ve kışın köprü olarak geçişlerini de sağlamıştır” dedi.
Geziye katılan Brezilyalı Mimar Washington Fajardo da eserin kemer olmasının yanı sıra estetik açıdan da harika olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Kemerin bir sanat abidesi ve çok güzel bir yapıt olduğunu düşünüyorum. Mimar Sinan eserlerini görmekten çok mutlu olduk; Türkiye’ye ait bir değer olmasının yanısıra Unesco’nun da kültürel değerleri arasında yer alması önemlidir. Daha çok insan tarafından bilinmesi, tanınması gerekiyor” .
Güzelce Kemerini de görme imkanı bulan mimarlar, 29.5 metre yüksekliği ve 155 metre uzunluğu olan kemerin önünde hatıra fotoğrafları çektirdiler.
Gezi bitiminde Mimarlarla bir araya gelen Sultangazi Belediye Başkanı Cahit Altunay, yabancı ülkelerden gelen mimarları ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyduğunu belirtti. Kemerlerin 500 yıl önce su sıkıntısı yaşayan İstanbul için büyük bir öneme sahip olduğunu kaydeden Başkan Altunay; “450 yaşına gelen Mağlova Kemeri daha yıllarca ayakta kalacak. Bizler de tarihi dokusunu bozmadan korumayı sürdüreceğiz. Bu önemli şaheserin herkes tarafından tanınması için gerekli çalışmaları sürdüreceğiz” dedi.