AZİZ YILDIRIM FENOMEN(D)İ!

Bugün size bir Aziz Yıldırım gerçeği anlatmak istiyorum. Bu ülkede Aziz Yıldırım gerçeği var. Peki kim bu Yıldırım? Diyarbakır, Ergani’de 1952 yılında doğdu. Diyabakırlı mı, Düzceli’mi acaba? Benim kafam karıştı. Çünkü Aziz Yıldırım İlk, orta ve liseyi Düzce’de okumuş. Aslında dünyayı Düzce’de tanımış. Amatör futbolcu olarak Düzce Hamidiyespor’da bile oynamış. Üniversiteyi Ankara’da okumuş. Gazi Üniversitesi’nden İnşaat Mühendisi olarak mezun olmuş. 1990 yılından beri Fenerbahçe Spor Kulübü’nde yönetim kurullarında yer almış, futbol şube sorumluluğu yapmış. 1998 yılından beri Fenerbahçe Başkanı olarak hemen hemen bütün taraftarların gönlünde taht kurmuş bir fenomen. NATO altyapı ihalelerinde sözü geçen, ihalelere katılan ve ihaleleri alabilen Maktaş Mühendislik şirketinin sahibi.

İki üç satır önce yazdığımı gibi Aziz Yıldırım Türk futbolu, futbolcusu ve taraftarı için bir fenomen (di). Ne oldu da “di” oldu.

Büyü bozuldu. Büyüyü Aziz Yıldırım bozdu!

Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe futbol içerisinde birçok şeyi birlikte paylaştılar. Dereağzı, Samandıra, Topuk Yaylası tesisleri, Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadyumu, Sancaktepe Can Bartu Tesisleri, Konuk Evi ve son olarak Ataşehir Tesisleri’ni Fenerbahçe’ye, dolayısıyla Türk Futboluna kazandırdı. Dünyanın en iyi yabancı oyuncularını Fenerbahçe’ye transfer etmeyi bildi: Anelka, Lugano, Ortega, Kenneth Anderson, Roberto Carlos vb. Dünya’nın en iyi hocalarını takımın başına getirdi. Aragones, Daum, Zico gibi çok ünlü hocalarla çalıştı. En iyi yerli transferlerini her zaman Fenerbahçe yaptı. Fenerium bir marka haline geldi. 2010 yılında Barcelona’dan daha fazla forma sattı. Rakamlar ortaya koyuyor ki, Fenerbahçe diğer üç büyüğün toplamı kadar büyük. Yani ekonomik anlamda rakibi yok.

Bunca olumlu ve güzel işler yapan Yıldırım döneminde olumsuz olaylar da oldu? Mesela Rüştü Samandıra’da neden dayak yedi? Zico’nun kardeşi soyunma odasına giremezsin deyince Zico’yu takımdan gönderdi. Zico kovulmasa Fenerbahçe bırakın Türkiye’yi, Avrupa’da alınmadık kupa bırakmayacaktı. Hakem odalarını bastığı söylendi. Fenerbahçe takımının soyunma odasından çıkmadı. Teknik Direktörlerin elini zayıflattı. Futbol Federasyonu’na olumlu ve olumsuz etkileri oldu. Tek adam oldu.

Fenerbahçe son 10 yılda iki şampiyonluğu rakiplerine son dakikalarda kaptırdı. 5 Türkiye Kupası finali oynadı ve kaybetti. Geçen sezon son dakika sürprizi yaşamamak için yapılan bazı işlemler Aziz Yıldırım’ın başına iş açtı. Türkiye temmuz ayından beri Şike davalarıyla ve hapisteki futbol adamlarıyla yatıp kalkıyor. Aziz Yıldırım 3 Temmuz 2011'de "Ekonomik çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yönetmek" ve şike iddiasıyla gözaltına alındı ve10 Temmuz 2011'de tutuklu yargılanmak üzere Metris Cezaevi'ne kondu. Futbol adamlarının terörist muamelesi görmesi kamuoyu vicdanı tarafından hâlâ kabul edilemiyor.

Futbol adamlarının içeride olmasını istemediğimiz kadar, futbolu kirletmelerini de kabul edemiyoruz. Aziz Yıldırım’la ilgili kararı mahkeme verecek. Ama şunu biliyoruz: Fenerbahçe’de oynayan futbolcuların, teknik direktörün ve taraftarların ne günahı vardı ki, bu kadar moral bozucu bir ortamı yaşamak zorunda kaldılar. Diğer takım taraftarlarının ne günahı vardı da gündem bu kadar meşgul edildi. Futbola yazık ettiniz. Futbolu katledenleri affetmeyeceğiz.

İçeride yatanları dışarı çıkarmak için yapılan kanun değişikliğinin hikâyesi ise bambaşka: Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca 24 Kasım 2011 tarihinde kabul edilen 6250 sayılı “Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”u inceleyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül kanun değişikliğini veto ederek meclise geri gönderdi. TBMM ve Hükümet ise kanunu görüşmeden olduğu gibi Cumhurbaşkanı’na geri gönderdi ve Cumhurbaşkanı kanunu imzaladı. Kanun yürürlüğe girdi. 14 Nisan 2011’de yürürlüğe giren kanun ilk by-pass’ını sadece 6 ay sonra görüyordu. Yasa ilk haliyle çok ağırdı. Şimdi Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında yasa en azından makul.

Bugünlerde ise Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Fenerbahçe taraftarı, Galatasaray, Bursaspor, Orduspor ve Trabzonspor’un değişmesine karşı çıktıkları meşhur 58. madde var. Madde Kulüpler Birliği’nin kucağına atılmıştı ki, birlik bu ateş topunu TFF’ye attı! Ortada Fenerbahçe’ye ve diğer kulüplere ceza vermekten korkan bir Federasyon olduğu müddetçe daha çok konuşuruz bu mevzuları… Dün yapılan TFF genel kurulunda yaşananlar tam bir tiyatro oyununu andırıyordu ve herkes görevini yaptı. Madde “PİÇ” gibi ortada kaldı…

Öncelikle Türkiye’de icrada bulunan insanların kişilik ve karakter sahibi olmaları gerekiyor. Fenerbahçe veya diğer takımların boyunlarını büktürmeye taraftarlarını germeye, üzmeye ve aşağılamaya kimsenin hakkı yok.

Şike nedir biliyor musunuz?

Süleyman Soylu cevap veriyor!

“Şike, tam bir ahlâksızlıktır. Emeğe karşı, hakkaniyete karşı, sevgiye karşı, taraftarlığa karşı acımasız bir sömürüdür. Türk futbolunda normal görünüyor olması, patolojik bir durumdur. Bunu, kim olursa olsun haklı göstermek, normalleştirmek; insan hayatında çok etkin olan futbol sporu üzerinden, materyalist yaklaşımla, güçlülerin ve haksızların, hangi sebeple olursa olsun haklıları ezebileceği şovunun görsel ifadesidir. Şikeyi herkes yapıyor diye mazur göstermek çaresizlik, zayıflık ve bedbahtlıktır.  Spor yöneticileri ve ülkeyi yönetenler, bu konuda alacakları kararlarla sadece futbolu değil, zihinleri henüz yeni gelişmekte olan futbol tutkunu olan çocuklarımıza, en önemli hayat dersini vermiş olacaklardır. Aksi, medeniyetimize ve benliğimize uymayan bir nesil aşısıdır ki, üzülürüz.”

Buradan kafası karışık futbolseverler adına sormak istiyorum.

Aziz Yıldırım neden tutuklu yargılanıyor?

Türkiye’de şike ilk kez 2011 yılında mı yapıldı?

Şike Türk futbolunun gerçeği mi?

Tek şikeci Fenerbahçe mi?

İsmi geçen 7 takım ne demek?

58. Maddeyi neden değiştirmek istediniz?

58. Maddeyi neden değiştiremediniz?

Gerçekleri anlatacak bir delikanlı yok mu?

Aziz Yıldırım 14 Şubat duruşmasında her şeyi anlatacağını söylüyor.

Biz de her şeyi öğrenmek istiyoruz…

Münir Üstün - Haber7
[email protected]