Toplu sözleşme görüşmelerini yürüten Türk-İş Başkanı Ergün Atalay ve heyetine, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'na, Maliye Bakanı Naci Ağbal ve ekibine teşekkür eden Başbakan Yıldırım, toplu iş sözleşmesinin yaklaşık 200 bin kamu çalışanını ilgilendirdiğini vurguladı.
Ciddi anlayış içinde, olgunlukla, karşılıklı yapılan görüşmelerin bugüne kadar devam ettiğini, işçi sendikalarının çalışanları adına taleplerin, hükümetin ve ülkenin imkanları nispetinde azami oranda karşılanmaya çalışıldığını belirten Yıldırım, "Tabii ki mükemmel iyinin düşmanıdır. Gönül ister ki her şeyin en fazlasını verelim ancak şunu hepimiz biliyoruz, bu ülke hepimizin, imkanlarıyla, sorunlarıyla bir olacağız, beraber olacağız ve ülkemizi milletimizin arzu ettiği muasır medeniyetler seviyesine ulaştıracağız. Bunu sağlamak için en büyük kaynağımız insan. İnsan potansiyelimizi, gücümüzü en iyi şekilde değerlendirmek, ülkemizin geleceğe hazırlanması için olmazsa olmaz gördüğümüz en büyük kaynağımızdır. Özellikle Türk-İş, Hak-İş Konfederasyonlarının, kamu işveren sendikaları TÜHİS ile Kamu-İş'in, bu süreçte önemli katkıları var." ifadelerini kullandı.
AK Parti iktidarları döneminde çerçeve anlaşmalarla, çalışanların özlük haklarında önemli gelişmeler kaydedildiğini söyleyen Yıldırım, bir önceki toplu sözleşme dönemindeki çerçeve anlaşmayla ilk kez denge ödeneği getirildiğini hatırlattı.
Yıldırım bu dönemde işçilerin ücretlerine yapılan artış konusunda "Yıllık bazda ücret zammı ilk yıl, 2015 için 6+5, 2016 için 3+3 olarak öngörülmüştü. Tabii ki bu oranlara enflasyon farkı ve sosyal yardımlara yansıtılması, sosyal yardımların da aylık 220 brüt olarak yükseltilmesi de ayrıca ilave edilmesi gereken konular." değerlendirmesini yaptı.
Ek ödenek bir defaya mahsus yükseltildi
Başbakan Yıldırım, bu yılki çerçeve anlaşmaya ilişkin detayları şöyle anlattı:
"Bu toplu iş sözleşmesi 2017 ve 2018 yıllarını kapsıyor, iki yıllık yapılıyor. 2017 yani içinde bulunduğumuz yıl için zam oranı ilk 6 ayda yüzde 7,5, ikinci 6 ayda yüzde 5 şeklinde mutabakata varılmıştır. İkinci yıl için birinci yarıda yüzde 3,5, ikinci yarıda yüzde 3,5 olmak üzere kararlaştırılmıştır. Gerek ilk gerekse ikinci yılda ayrıca gerçekleşen enflasyona göre ayarlama da yapılacaktır. Diyelim enflasyon bunun üzerinde çıktı, aradaki fark ödenecektir. Bunlar referans artış oranlarıdır. Referans artış oranları gerçekleşen enflasyon ile kıyaslanacak ve fark oluşursa bu farklar da ayrıca verilmiş olacaktır. Bununla beraber ek ödenek bir sefere mahsus olmak üzere 500 liradan 750 liraya yükseltilmiştir, yüzde 50 nispetinde bir artış gerçekleşmiştir. Ayrıca brüt çıplak ücreti 3 bin liranın altında olan işçilerimize 90 lira ilave artış sağlanmıştır."
Bunun yaklaşık olarak normal oranın üzerinde bir artışı ifade ettiğini belirten Yıldırım, "Yani yüzde 7,5 buçuğu artı beşi alacak. Onun üzerine de ayrıca 3 bin liranın altında kalıyorsa ücreti, 90 lira da iyileştirme zammı almış olacaktır." şeklinde konuştu.
Düşük ücretli çalışanların imkanlarının artmış olacağını ifade eden Yıldırım, çerçeve anlaşmayla en düşük kamu işçi maaşının, en düşük memur maaşının altında olmayacağını bildirdi. Eksik varsa tamamlanacağını belirten Yıldırım, memur- işçi arasındaki taban ücretin böylece eşitleneceğini, farkın kaldırılacağını söyledi.
Sosyal haklar ve diğer konularda da uygun bir şekilde mutabakata varıldığını dile getiren Yıldırım sonucun, çalışanlar, millet ve ülke için hayırlı olmasını diledi.
Başbakan Yıldırım, imza töreni öncesinde toplu iş sözleşmesinde katkısı olanları da kürsüye davet etti. Sözleşmenin imzalanmasından önce Yıldırım, "Önce iyileştirme sonra zam yani iki zam oluyor." ifadesini kullandı.
Daha sonra "Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü", Başbakan Yıldırım'ın huzurunda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ile Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay tarafından imzalandı.
Güncelleme Tarihi: 03 Temmuz 2017, 13:47