Kredi kartı faizlerindeki artış asgari ödeme yaparak yaşamını sürdüren 10 milyon kredi kartı ve takipte olan 5 milyon kredi kartı sahibininin temerrüte düşme ve icra takibine girme sürecini hızlandıracak.
Bu iddia Tüketici Hakları Uzmanı avukat Mehmet Bülent Deniz'e ait.
Deniz'e göre tehlikenin nedeni, tek limit, kredi kartı asgari tutarının arttırılması, kredi kartı faizlerinin artırılması ve kredi kartı aidatı ile ilgili kararlarda çok geç kalınması.
Büyümeye yönelik endişelerin arttığı bir süreçte alınan bu kararların tüketime olumsuz yansıyacağını ve kararların reel ekonomiyi zora sokacağının altını çizen Deniz,"Bu uygulamalar öyle bir zamanda hayata geçiriliyor ki, hem tüketiciye hem de reel ekonomiye faydadan çok zarar getirecek. Ekonomi yönetimini kangrene dönen kredi kartları için geriye dönük acil bir önlem almazsa hem tüketici hem de reel ekonomi bundan çok zarar görecek" dedi.
"FAİZ ARTIŞI HACİZLERİ ARTIRACAK"
Son 2 yıldır kredi kartı faizlerini düşüren Merkez Bankası'nın ani bir kararla kredi kartı faizlerini artırarak asgari ödeme yaparak yaşamını sürdüren 10 milyon kredi kartı ve takipte olan 5 milyon kredi kartı sahibininin temerüte düşme ve icra takibine girme sürecini hızlandıracağını vurgulayan Deniz, bankaların her üç ayda bir "hesabı katetmek" adını verdikleri işlemi yenilediklerini ve Aralık sonu itibariyle bu sürenin dolması ile birlikte kart borçlularına hacizlere başlayacaklarını söyledi.
SORUN CARİ AÇIKTAN DAHA ÖNEMLİ
"Ekonomi yönetimi yaklaşan tehlikenin farkında. Artan kredi kartı faizlerinden dolayı milyonlarca kredi kartının patlayacağını bazı bakanlarda dile getirdi" diyerek sözlerini sürdüren Deniz, şöyle konuştu:
"50 milyon kredi kart sahibinin yaklaşık 10 milyonu kredi kartına asgari ödeme yaparak yaşamını sürdürüyor. 5 milyonu ise haciz kıskacında. Hükümetin ekonomiyi soğutma çabaları maalesef yine bu kesimi vuracak. Bu Türkiye'nin artık kangrenleşen bir sorunu ve kalıcı bir çözüm gerekiyor. Bu sorun cari açıktan da daha ciddi bir konu. Ve hükümet yeni bir yapılandırma ile geçmişe dönük borçların temizlenmesine yönelik bir adım atarak yaklaşık 15 milyon kredi kartı sahibini mağdur olmaktan kurtarmak zorunda. Bu durumda durağanlaşan ekonomiye ciddi bir para akışı sağlanır. Şu anda yaklaşık 10 milyon kişi harcama yapamıyor.Bu kesimin harcamaları ise reel ekonominin ayakta kalması için çok önemli."
"MERKEZ BANKASI'NIN FAİZ POLİTİKASI HATALI"
Merkez Bankası'nın hatalı faiz politikasını ısrarla sürdürdüğünü ve kredi kartı faizinin piyasada geçerli faiz oranından yaklaşık 2-3 kat fazla olduğunun altını çizen Mehmet Bülent Deniz, şunları söyledi:
"Sanayi ve reel kesimin baskısı ile faizleri düşük tutan Merkez Bankası nedense kredi kartı faizlerinde aynı hassasiyeti göstermiyor ve faiz enstümanları arasında ciddi bir dengesizlik yaratıyor.
" TEK LİMİT KANDIRMACASI SÜRÜYOR"
Aralık ayında gündeme getirilen kredi kartlarında tek limit uygulamasının 2006 yılından bu yana 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 9. maddesinde yer aldığını ancak bilinçli olarak uygulanmadığını ifade eden Mehmet Bülent Deniz, "Merkez Bankası ve ekonomi yönetimi, tüketici aleyhine işletilen bu duruma göz yumdu ve ses çıkarmadı" diye konuştu. Deniz, "Tek limit uygulaması yıllardır yasada var ama uygulanmıyor. Şimdi ise yeni bir uygulamaymış gibi anlatılıyor. Oysa 6 yıldan fazla bir zamandır yasa da var olan bu madde görmemezlikten gelindi. Şimdi ise bunun faturası kredi kartı sahiplerine ödetilmeye çalışılıyor. Kararın alındığı tarihte etkili olabilecek bir uygulama üzerinden zaman geçtikten ve tüketici mağdur olduktan sonra akıllara geliyor. Milyonlarca insanının bugün 10'un üzerinde kartı var ve bu kartlar üzerinden dönerek yaşamını sürdürüyor. Şimdi bu yasa uygulamaya başlandığında hem tüketici hem de ekonomi sıkıntıya girecek" değerlendirmesinde bulundu.
"BİLANÇOLAR SEVİNDİRİCİ DEĞİL DÜŞÜNDÜRÜCÜ"
Türkiye'nin krizden bu yana ayakları yere basan bankacılık sektörü ile övündüğünü ancak büyük karlar yazan banka bilançolarının sevindirici değil düşündürücü bir görüntü sergilediğine de işaret eden Deniz, "Son yıllarda banka bilançolarına baktığınızda faaliyet dışı karların, faaliyet karlarından daha fazla olduğunu görürsünüz. Bu demektir ki, bankalar asıl işleri olan bankacılık faailiyetlerinden değil, kredi kartı aidatı, işlem ücreti, havale ücreti gibi bankacılık faaliyeti dışındaki işlerden ciddi karlar elde etmişler. Bu sevindirici değil tersine üzerinde düşünülmesi gereken bir durum" şeklinde konuştu.
YOK BÖYLE FAİZ!
Merkez Bankası'nın kredi kartı faiz oranlarını artırmasına yönelik bir uyarı da Tüketici Örgütleri Federasyonu'ndan geldi. Federasyon Başkanı Fuat Engin, artışın kredi kartında sorunların ve mağduriyetlerin artmasından başka bir işe yaramayacağının altını çizerek, Merkez Bankası'na yönelik şu eleştirilerde bulundu:
"Yıllardır tüketicilerin yaşadığı sorunları dikkate almayan Merkez Bankası yetkilileri kredi kartı faizini bir anda yüzde 10,5 oranında artırarak milyonlarca kredi kartlıyı mağdur edecek bir süreci başlatmış oldu. Tüketici kredisinde faizlerinin aylık yüzde 1, yıllık yüzde 12 olduğu bir süreçte kredi kartı gecikme faizi yüzde 2,84, yıllık yüzde 34,08 ve yasalara ve hukuka aykırı olmasına rağmen yıllık bileşik faizi yaklaşık yüzde 40'a gelecek şekilde yeniden düzenledi.Bu kredi faizinin 3,5 katına, enflasyonun da 4 katına gelen bir rakam ve kabul edilebilir bir faiz oranı değil.Yıllık yüzde 40 faiz uygulamasının bir örneği dünyada yok."