banner171

Eyüp Sultan’ın Hayatı “Mihmandar” Eyüp’te Tanıtıldı...

Bugüne dek yayımlanan 5 tarihî romanıyla okurların gönlünde taht kuran İskender Pala’nın Eyüp Sultan Hazretleri’nin yaşamından kesitleri anlattığı Mihmandar romanının tanıtım toplantısı, Eyüp’te yapıldı.

Eyüp Sultan’ın Hayatı “Mihmandar” Eyüp’te Tanıtıldı...
 Mekke’den göç eden Hz. Peygamberi Medine’deki evinde ağırlayan, İstanbul kuşatmasına katılan, Konstantinopolis’te defnedilen ve İslam’ın önemli merkezlerinden birine ismini veren Eyüp Sultan’ın hayatı, Kapı Yayınları’ndan çıkanMihmandar’la roman oldu. Kitabın tanıtım toplantısı da Eyüp Sultan’da, Eyüp Belediyesi Kültür Merkezi’nde yapıldı.
Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu’nun evsahipliğinde düzenlenen toplantıya, Ak Parti İstanbul Milletvekili Hüseyin Bürge, yazarlar, siyasiler, akademisyenler ve Eyüplüler katıldı. Başkan İsmail Kavuncu, Eyyub El Ensari Hazretleri’nin yaşam öyküsünü anlatan Mihmandar’ı kaleme alan İskender Pala’ya teşekkür ederek, “Eyüp Sultan gönüllüleri olarak size minnettarız. Böyle güzel bir eseri ülkemize kazandırdığınız için teşekkür ve şükranlarımızı sunuyoruz” dedi.
İskender Pala da “Mihmandar”ın bugüne kadar yazdığı kitaplar arasında müstesna bir yeri olacağını belirterek, “Uzun zamandır yazmak istediğim çok severek kaleme aldığım bir eser. Kitabı yazarken yaptığım araştırmalar sırasında Eyyub El Ensari Hazretleri’yle ilgili birçok yeni bilgiyi öğrenme imkanım oldu. Yanlış bildiğimiz şeyleri de düzeltme şansı buldum. Bütün bunları Mihmandar’da anlatmaya çalıştım “ diye konuştu.
Mihmandar…
 
İskender Pala bu kez bir büyük karakteri, bir İslam büyüğünü romanlaştırdı.

Ebu Eyyub El-Ensari.

O bir hizmetkâr; ama muhteşem bir hizmetkâr…
Efsanevi kişiliği gerçeklerle iç içe geçmiş bu büyük idealist ve saf inanç eri, hayatının ve ruhunun bütün çizgileriylegönüllere yansıyan kahraman.
Bir büyük müjdenin simgesi.

O müjde bir yandan İslam Peygamberine dayanıyor, diğer yandan İstanbul’un fetih idealine.
O ideal ki fedakârlık ve adanmışlık yanında ilim ve ahlakı bir araya getirir ve sönmeyen bir ateş gibi gönülleri ışıtır.
Bu yüzden; menkıbelerde, İslam Tarihi kaynaklarında ve elbette Osmanlı Tarihi içinde çok kilit bir rolü vardır Ebu Eyyub El-Ensari’nin.
Kutlu Peygamber baskılardan bunalıp Mekke’den Yesrib’e geldiğinde mübarek devesi Kusva, Eyüp Sultan’ın babasının evi önüne çöker ve aile peygamberi misafir etme şerefine kavuşur. Şüphesiz bu mihmandarlık sembolik bir hüviyete bürünecek, Eyüb Sultan’ın hayat çizgisinin ve inanç kadar ahlak anlayışının da azığı olacaktır. Sonra da bu manevi azık bütün âlemi besleyecektir.
Hz. Muhammed, inananlara bir müjde olduğu kadar bir hedef de göstermiştir; İstanbul’un Fethi.
İşte bu ideal uğruna, Eyub Sultan’ın son nefsini verinceye kadar girdiği fedakârlık ve geçtiği zamanın ruhu Mihmandar’a sinmiş bulunuyor. O hem İslam inancının aşk ve gönül iklimini temsil ediyor hem de bu temsil daha öteye taşınıyor.
Bizans, Emevi çağı, efsanevi Rum Ateşi, coğrafyalar, çatışmalar, iç yakan hikâyeler, askerler, İstanbul’a doğru akarken, İskender Pala, bugün Eyüp Sultan semtinde bütün maneviyatıyla yatan bir büyük kahramanın, bir ilim ve ahlak sevdalısının çekip çevirdiği büyük idealin ruh haritalarını sunuyor.
Geçmiş ve gelecek arasında, bir aşk ve kuşatma romanı Mihmandar.

Gönül kuşatmak isteyenler için.
İstanbul gibi bir şehri fethetmek idealinin ruh iklimini okumak için.
Peygamber sevgisi ve bu sevginin solmayan ışıklarında yıkanmak için.
Mihmandar…
 
İskender Pala’nın usta kaleminden…
 
Arka Kapak Yazısından:
 
BİR GÖNÜL KUŞATMASI
 
“Peygamber’in mihmandârı! Bir arzun varsa yapayım. Bir vasiyetin varsa yerine getireyim!”
“Ey Emîr! Sakın Allah’ın dinini bozma, müminler arasına fitne girmesine müsaade etme. Askere adalet ile muamele eyle ve düşman karşısında can kaygusu çekme. Bana gelince, senden ve senin ait olduğun şu dünyadan hiçbir şey istemediğimi bil ve herkese böylece ilan et. Şurada can oynatan cengâverlerden son arzum odur ki Azrail (a.s) bize uğradıktan sonra na’şımı Kostantiniyye surlarına yakın götürsünler.  O gün savaş hattı nerede oluşursa, bedenimi o noktaya kadar taşısınlar ve orada, savaşan mücahidlerin arasında beni defneylesinler. Ta ki atlarımızın ayakları bedenimi çiğnemiş olsun, Bizans dokunamasın. Ayrıca, eğer yapabiliyorlarsa, cenazemi kendi atımın arkasında bir sedyeye bağlayıp taşısınlar. Tıpkı Kutlu Nebi’yi getiren Kusvâ’nın Medine’de bizim hanemizi bulduğu gibi o da benim için nereye gideceğini ve nerede duracağını bulacaktır.”
 
KUŞANACAKSAN PEYGAMBER AŞKINI KUŞAN; 
KUŞATACAKSAN İSTANBUL’U KUŞAT…
 
Çölde gönüllere düşen ateş tutku oldu, dünyaya yayıldı.
Eyüp Sultan, o ateşin hem mihmandârı hem de kahramanıydı.
O kahraman, Mekke, Medine ve Şam’dan geçti ve İstanbul önlerinde durdu.
İstanbul’un fetih müjdesini nesillerin ve zamanın ruhuna işledi.
İskender Pala, bu gönül kuşatmasını dile döktü.
Bizans ateşi ile aşk ateşini karşı karşıya getirdi.
Kostantiniyye’yi İstanbul’a dönüştüren müjdenin haritalarını çizdi.
İnanç ve tarih, bir aşk ve iman insanının öyküsünde bugünün ışığı oldu.
Mihmandar!
 

Güncelleme Tarihi: 11 Ocak 2014, 10:58
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner208

banner148

banner150

banner153