27 Mayıs 2010 tarihinde Gazze halkına yiyecek, içecek ve sağlık yardımı götürmek üzere tamamen gönüllülerden oluşan bir ekip Mavi Marmara gemisiyle İsrail’e doğru yol almıştı. İsrail bu yardımları engellemek amacıyla 31 Mayıs 2010'da gemiye saldırarak aktivistlerden bir kısmının öldürerek bir kısmını yaralayarak ve gemiyi yolcularıyla birlikte rehin almak suretiyle bir terör suçu işlemişti.

BM Güvenlik Konseyi, İnsan Hakları Konseyi ve Genel Sekreter Ban Ki-moon Mavi Marmara gemisine yönelik baskını kınamış ve olayla ilgili bağımsız ve şeffaf, uluslararası standartlarda bir soruşturma açılması çağrısında bulunmuştu. Tüm dünya saldırının insanlık dışı olduğunu biliyordu. Ve o gemide yabancı uyruklu bir  çok yardımseverde vardı. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan İsrail’e bu suç için mutlaka özür dilemelerini ve ailelere tazminat ödemelerini istedi.

Özür dilemek erdemli bir davranıştır ama nedense konu İsrail’in özrü olunca erdem kelimesine acıdım birden. Olayın üzerinden 3 yıl geçti. İsrail nihayet geçen haftalarda Türkiye'den resmi özür diledi ve saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerine tazminat ödemeyi kabul etti.  Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan da Türkiye Cumhuriyeti adına özrü kabul etti. Bu başarı tüm dünyada dikkatle izlendi ve memnuniyetle karşılandı. 

Başbakanımız hem iç  politika da hem de dış politika da yaptığı çalışmalarla halkın tam güvenini ve sevgisini kazanarak Türkiye’nin itibarını arttırıyor. Dünyada onlarca olay yaşanırken sağlık, sosyal, eğitim ve her alanda hizmette sınır tanımayan başbakanımız vatandaşın rahat, huzurlu, güvenli ve nezih ortamlarda yaşaması için kentsel dönüşüm hareketini başlattı. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan 6 Nisan Cumartesi günü saat 14:00’da kentsel dönüşüm kapsamında yıkım töreni için  Gaziosmanpaşa’ya  teşrif edecekler.

Gaziosmanpaşalılar heyecanlı sevgisini bir daha sergileyeceği için.