Özellikle son 10 yıldır ülkemizde uygulanan ekonomik politikalar sonucunda maalesef esnaf ve sanayicilerimiz, pek de kutlama yapacak bir halde bulunmamaktadırlar. Bu gün esnafın en önemli sorunu iş yapamamaktır. Kredi almakta zorlanan, aldığı kredisini ödeyemeyen, vergi ve sosyal güvenlik primlerini yatıramayan ve sonunda varsa çalışanlarının işine son vermek zorunda kalarak işyerini kapatıp işsizler ordusuna katılan esnaf ve sanatkârların sayısı hızla artmaktadır. Ayrıca perakende sektöründe yaşanan haksız rekabet kapanan esnaf sayısına önemli katkı sağlamaktadır.

 

   Esnaf ve sanatkârlarımızın beli kıran en büyük etkenlerden biri de haksız vergilendirme uygulamalarıdır. AB ve OECD ülkelerinde ortalama %30 civarında olan dolaylı vergilerin toplam vergi gelirlerindeki payı, Türkiye’de son yıllarda %70’lere yükselmiştir. Hükümet tarafından açıklanan destek ve teşvik paketleri büyük yatırımlara verilmiş, doğrudan esnafa yansıyan hiçbir teşvik hayata geçirilmemiştir. Yanlış eğitim sistemi sonucunda iş piyasasında özellikle ara kalifiye insan gücü bulma konusunda sıkıntı yaşanmaktadır.

 

   Sosyal güvenlik alanında da mağdur edilen esnaf ve sanatkârımıza, işçi ve memurlardan farklı olarak, 60 günden fazla prim borçları olduğu dönemlerde sağlık hizmeti verilmemektedir. İşyerini kapatan esnafımız işsizlik fonundan faydalanamamaktadır. Emekli olduktan sonra çalışılanların emekli maaşlarından yapılan kesinti 2011 yılı itibariyle %15’e yükseltilmiştir.

 

   Yukarıda küçük bir bölümüne değindiğimiz sorunlar yumağı neticesinde bu gün tekstilden ayakkabıya, oyuncaktan hırdavata kadar pek çok alanda üretim yapan yerli firmalarımız kapılarına kilit vurmuş, bazısı da işçilerini kapının önüne koyarak imalatını Uzakdoğu ülkelerine taşımıştır.

 

   Milli Görüş’ün iktidar ortağı olduğu 54. Refahyol hükümetinde IMF ile anlaşma yapılmamış, bir kuruş iç ve dış borç alınmamış, açıktan para basılmamış, hiç vergi konulmamış, KİT’ler kar ettirilmiş, ekonomide havuz sistemi, kaynak paketleri ve rantiyecilerden kurtarılan paralarla toplam 30 milyar dolar devletin kasasına girmiştir. Bu paralar çiftçiye, emekliye, polise, işçiye ve memura yüzde 300’lere varan maaş zammı olarak dönmüş ve halkımız cebindeki parasıyla alışveriş yaparak ekonominin çarkını döndürmüş, esnaf ve sanayicilerimiz Cumhuriyet tarihindeki en büyük ekonomik canlılığı yaşamışlardır.

 

   “Yeniden Büyük Türkiye” ancak Milli Görüş kadrolarıyla gerçekleşecektir. Her zaman esnaf ve sanatkârlarımızın sesi olmaya, sorunları her platformda dile getirmeye hazır olduğumuzu belirterek tüm esnaf ve sanatkarlarımızın Ahilik Haftasını kutluyor, en kalbi sevgi ve saygılarımı sunuyorum.