banner171

'Gaziosmanpaşa'da bir tekstil dükkanında otururken polisler bana bir adet el bombası ve bir tabanca verdi''

''Gaziosmanpaşa'da bir tekstil dükkanında otururken polisler bana Cumhuriyet gazetesine atılmak üzere bir adet el bombası ve bir tabanca verdi'' diyen Şinal, ''Bu el bombasını Cumhuriyet gazetesine atacaktım ama patladığı zaman yaşanacakları düşündüm ve bomba atmaktan vazgeçip molotofkokteyli hazırladım. O bombayı da Cerrahpaşa'da oturan bir arkadaşıma teslim ettim'' diye konuştu.

'Gaziosmanpaşa'da bir tekstil dükkanında otururken polisler bana bir adet el bombası ve bir tabanca verdi''

Birinci ''Ergenekon'' davası ile birleştirilen Cumhuriyet Gazetesine molotofkokteyli atılmasına ilişkin davanın tutuklu sanıklarından Bedrettin Şinal, ''El bombasını Cumhuriyet Gazetesine atacaktım ama patladığı zaman yaşanacakları düşündüm ve bomba atmaktan vazgeçip molotofkokteyli hazırladım'' dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmada ifadesi alınan Şinal, emniyet, savcılık ve cezaevinde verdiği ifadeleri reddettiğini, söz konusu ifadeleri baskı altında verdiğini söyledi.

Bugüne kadar davanın diğer sanıkları hakkında haksız suçlamalarda bulunduğunu ifade eden Şinal, diğer sanıkların 4 yıldır tutuklu kalmalarına neden olduğu için üzüntü duyduğunu kaydetti.

Şinal, 2007'de olay olmadan önce Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne bağlı polislerce kendisine baskı yapılmaya başlandığını ifade ederek, ''Buradaki bazı kişilere komplo kurulması için beni kullanmaya çalıştılar. 2007 yılında organize polisinin baskısıyla bazı olayları üstlendim'' iddiasında bulundu.

Cezaevine girmesi gerektiği için olay tarihinde 18'den küçük olan yaşının 4 yaş büyütüldüğünü savunan Şinal, ''Cezaevine girmem gerekiyordu, bana bir silah verdiler ve Haydarpaşa Tren Garı'nda silahla birlikte yakaladılar. Bayrampaşa Çocuk Cezaevinde kaldım, sonra yaşımı büyüttüler ve Bayrampaşa B Blok'taki bir koğuşa verildim. Yaklaşık 10 gün sonra C Blok'taki C-27 koğuşuna verdiler. Burada Eyüp Ülkü Ocağı'ndan tanıdık isimler vardı. Bu koğuşta 3 ay kaldıktan sonra salıverildim'' diye konuştu. Bedrettin Şinal, tahliye edildikten sonra polislerin kendisiyle çok yoğun görüşmeler yaptığını ifade ederek, büyük baskı ve tehditler altında kurulan tuzağın kurbanı olduğunu öne sürdü.

"POLİSLER BANA EL BOMBASI VE TABANCA VERDİ"
Polislerin Bayrampaşa'daki bir internet kafedeki bombalama olayını üstlenmesini istediklerini iddia eden Şinal, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne teslim olarak olayı üstlendiğini kaydetti. Şinal, sevk edildiği savcılıkta olay yerini gösteremediği için savcının inanmayarak kendisini serbest bıraktığını anlatarak, polislerin bu planının başarısız olduğunu iddia etti.

''Gaziosmanpaşa'da bir tekstil dükkanında otururken polisler bana Cumhuriyet Gazetesine atılmak üzere bir adet el bombası ve bir tabanca verdi'' diyen Şinal, ''Bu el bombasını Cumhuriyet Gazetesine atacaktım ama patladığı zaman yaşanacakları düşündüm ve bomba atmaktan vazgeçip molotofkokteyli hazırladım. O bombayı da Cerrahpaşa'da oturan bir arkadaşıma teslim ettim'' diye konuştu.

Şinal, Cumhuriyet Gazetesine molotofkokteyli atılması olayında mahalleden yaşı küçük 2 kişiyi yanına alarak daha önce 3 kere keşif yaptığı gazetenin Mecidiyeköy'deki binasına gittiğini ifade ederek, gazeteye molotofkokteyli attıktan sonra olay yeri yakınında biraz oyalandığını, sonra eve gittiğini kaydetti.

Polislerin sabah kendisini evden aldığını belirten Şinal, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde sorgulandığı 3 gün boyunca kendisine akıl almaz şeyler yapıldığını, bu nedenle polislerin planladığı şeye bağlı kalmak durumunda kaldığını söyledi.

Emniyette sorgulanırken dönemin şube müdürünün cezaevinde kaldığı süre boyunca maddi yardımda bulunma sözü verdiğini ifade eden Şinal, 5 ay öncesine kadar kendisine para gönderildiğini öne sürdü.


''KİMSE ÖLDÜRÜLMEYECEĞİMİN GARANTİSİNİ VERMİYOR''
Şinal, bunları anlattıktan sonra can güvenliğinin olmayacağının farkında olduğunu belirterek, şunları kaydetti: ''Kimse o cezaevine döndüğümde öldürülmeyeceğimin garantisini vermiyor. Cezaevi 'dingonun ahırı' gibi olmuş, terör polisleri elini kolunu sallayarak geziyorlar. Benimle cezaevinde gayriresmi görüşme yapan polislerin beni öldürmeyecekleri ne malum? Bu adamların burada olmasının sebebi Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde örgütlenmiş polislerdir. Ne dava sanığı Boğaç Kaan Murathan'ı ne de Sedat Peker'i tanırım. Emniyetin kurduğu bir tezgah'' diye konuştu.

Şinal, yaklaşık 4 yıllık yargılama sonunda son 10-15 günde gerçekleri itiraf etmesi gerektiğini anladığını belirterek, ''Bu kadar sürede psikolojim bozuldu. İnançlı bir insanım ve insanın kendi vücuduna zarar vermesinin günah olduğunu biliyorum ama kaç kez intihara teşebbüs ettim ve cezaevi yönetimi beni kaç kez ipin ucundan aldı. Kendimi doğradım. İnanmazsanız size gösterebilirim'' diyerek göğsündeki kesikleri mahkeme heyetine gösterdi.


AA


YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner208

banner148

banner150

banner153