Şimdi sizleri bu röportajımızla baş başa bırakıyoruz.
Röportaj/Gülsüm Şahin
1=Beyhan Hanım Sizi Tanıyabilir miyiz?
1972 yılında Kastamonu’da doğdum. Ortaokul ve liseyi Ankara’da bitirdikten sonra, 1990 yılında hemşire olarak işe başladım. 5 yıl Kastamonu’da görev yaptıktan sonra, İstanbul Gaziosmanpaşa’ya tayin edildim. 2004 yılına kadar Sağlık Grup Başkanlığında görev yaptım. 2004 sonrasında ise başkanımızla birlikte belediyeye geçtim, basın yayın halkla ilişkiler müdürü, özel kalem müdürü olarak görev yaptım, 2009 yılından bu yana da başkan yardımcısı olarak görev yapıyorum. Memuriyetim yanı sıra 1998 yılında Sağlık Programları önlisans programını, sonrasında İşletme Fakültesini bitirdim. Halen İstanbul Üniversitesi AUZEF Felsefe bölümde 2. Sınıfa devam ediyorum. 9 yaşında bir oğlum var.
2=Gaziosmanpaşa’da Hedefleriniz Nelerdir?
Belediye olarak ana hedefimiz; Gaziosmanpaşalıların mutlu olması… İlçe halkımızı mutlu edecek, yaşadığı yerden memnun olmasını sağlayacak her çalışmayı belediye olarak yerine getiriyoruz. Belediyecilik artık klasik kaldırım, temizlik, yol hizmetlerinin çok ötesine geçti. Vatandaşlarımız hayatlarının her alanında belediyenin varlığını, gücünü yanında hissetmek istiyor. Biz de bu beklentiye uygun olarak hizmet alanlarımızı genişletiyoruz. Mutlu Gaziosmanpaşalılar ve her Gaziosmanpaşalının gururla “ben Gaziosmanpaşalıyım” demesi en büyük hedefimiz.
3=Gaziosmanpaşa’nın Geleceği Üzerine Düşünceleriniz Nelerdir?
3=Gaziosmanpaşa’nın Geleceği Üzerine Düşünceleriniz Nelerdir?
Gaziosmanpaşa, özellikle bölünmeden sonra daha yerleşik, daha merkezi bir duruma geldi. İstanbul içi ulaşım avantajından da yararlanıldığında herkesin yaşamak isteyeceği bir ilçe konumuna geleceğini düşünüyoruz. Türkiye 2023 e hazırlanıyor. Bu paralelde Gaziosmanpaşa’nın 2023 yılı hazırlıklarına belediye başkanımızın 2. Döneminde başladık. 2023 yılına gelindiğinde, mekansal sorunları çözülmüş, okullardaki derslik sayısı İstanbul’un ilk sıralarında yer alan, sağlık hizmetlerinin her kademesinde ilçedeki sağlık kuruluşlarından yararlanılan bir Gaziosmanpaşa olacağını düşünüyorum. 2023 yılında gelindiğinde, Gaziosmanpaşa İstanbul’un önemli ilçeleri arasında yer alacaktır. Bu hedefin gerçekleşmesi için de ekip olarak çalışmaya devam ediyoruz.
4=Kentsel Dönüşüm Projesiyle G.O.Paşa Zirve Yaptı.Bu konuyla alakalı neler söylemek istersiniz ?
Kentsel dönüşüm, belediyemizde başkanımızın göreve geldiği 2004 yılından bu yana belediyemizin gündeminde. 2004 yılında belirlenen 3K stratejimizin ana başlıklarından biri. Belediye olarak, kentsel dönüşümün sadece bina dönüşümü olmadığı, binanın yanı sıra hayatın da dönüşmesi gerektiğine inanıyoruz. Hem binalarımız daha dayanıklı hale gelecek hem de vatandaşlarımız aynı yerde daha iyi bir hayat yaşayacaklar. O günden bu yana kentsel dönüşüm çalışmalarında önemli mesafe katedildi. Bir anda kentsel dönüşüm yapıyoruz diye ortaya çıkmadık. Konuyla ilgili çalışan ekibimiz, yıllardır dönüşüm bölgelerindeki vatandaşlarımızla görüşüyor. Anlaşmalar sağlanıyor. Bunlar kısa sürede sonuçlanan çalışmalar değil. Yıllardır yürütülen bu sabırlı çalışmanın sonuçlarını almaya başladığımız bir dönemdeyiz. Ancak kentin dönüşmesi gibi bir konuda bu yapılanlar yeterli olmayacağı gibi, gelecek yıllarda da konu güncelliğini korumaya devam edecektir.
5=Bu gün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Bu günün Önemi İle İlgili Neler Söylemek İstersiniz?
Ben hem kadınlar günü olması sebebiyle hem de bir kadın yönetici olarak özellikle kadın ve aileye yönelik hedeflerimizden söz etmek istiyorum. Belediye olarak toplumun temel taşının aile olduğu bilinciyle projeler geliştiriyoruz. Toplumun sadece belli kesimlerine hitap ettiğinizde eksik hizmet vermiş oluyorsunuz. Ama hizmetin temel noktasına aileyi koyduğunuz zaman verdiğiniz hizmet anlam kazanıyor. Temeli sağlam ailelerin kurulması için eğitime çok ciddi desteklerimiz var. Bir ilçe belediyesinin 1 yılda 7 okulun inşaatına başlaması son derece önemli bir olaydır. Hedeflerimizde önceliklerimiz arasında çocuklarımız, gençlerimiz için eğitim imkanlarını arttırmak var. Yapılan okul inşaatları, öğrencilerimize verilen uzaktan eğitim desteği hep çocuklarımızın daha bilinçli bireyler olarak yetişmesi için… Ailenin temel noktasında ise bana göre kadın var. Kadın bilinçli, kendine güvenen bir bireyse ailesine de o oranda sahip çıkıyor, çocuklarını yetiştirirken ona göre davranıyor. Kadının kendi kendine yetmesini feminizm olarak algılamamak lazım. Kadın ve erkek farklı yaratılış özelliklerine sahip. Bu farklılığı kabul ettiğimizde ilişkilerimiz ve iletişimimiz daha sağlıklı hale geliyor. Biz de düzenli olarak yaptığımız seminer çalışmaları ile başta kadınlarımız olmak üzere ailelerin bilinçlenmesine katkıda bulunmaya gayret ediyoruz.
Kadınlar günü gibi özel günleri bazen tüketim toplumu haline gelmemize sebep olduğu için eleştirsek de bu tarz özel günler olması gerektiğine inanıyorum. Bu günler bize unuttuğumuz, göz ardı ettiğimiz bazı gerçekleri tekrar hatırlatması açısından önemlidir. Türk kadınının tarih boyunca üstlendiği görevleri düşündüğümüzde, kadını ikinci sınıf sayan bir zihniyetin Türkiye’de varlığını kabul etmek çok zor. Kadının statüsü ne kadar yükselirse, ailenin doğal olarak da toplumun statüsü yükseleceği gerçeği son yıllarda daha da kabul edilmeye başlandı, ama bu konuda yapılacak daha çok çalışma var. Bu vesileyle bütün kadınların, kadınlar gününü kutluyor, kadına yönelik şiddetin hayatımızın rutini olmadığı bir gelecek diliyorum.
Beyhan Hanım size tek kelimelik soru soracağım, bu kelimeler size ne ifade ediyor?
Siyaset= Zor. Ufku geniş insanlar tarafından yapılmalı.
Seçmen=18 yaşını geçen vatandaş. Tepki gösterip oy vermeyecek kişiler bile mutlaka sandığa gitmeli, vatandaşlık görevini yerine getirmeli. Bu görevi yerine getirmen seçmenin, ülkenin ya da yaşadığı yerin yönetimi ile ilgili konuşma hakkı olmaz.
Vefa= Hayatınızda birilerine vefa duyacak kadar sevgi hissetmişseniz, dostluk kurabilmişseniz ne mutlu. Ne yazık ki son yıllarda vefa duygusunu hayatımızdan çıkardık.
Güven= En önemsediğim kişilik özelliklerinden biridir. Her insan kendini güvende hissetmek, birilerine güvenmek ister. Güven duygunuz olmadığında ne yazık ki kendinizi çok yalnız ve boşlukta hissedebilirsiniz. Özellikle iş hayatında güven duygusu başarıyı arttıran önemli bir unsur.
Doğruluk= Tek başına yeterli değil. Doğru zaman, doğru kişi ve doğru yer olmasına dikkat etmek gerekiyor. Bu üç doğru yan yana gelmediğinde doğrunuz olumsuz şeylere yol açabiliyor.
İyilik= Vicdanlı olmakla, insani değerleri kaybetmemekle alakalı sanırım. Herkes iyi olmayı ister, iyi olduğunu iddia eder ama bu iyilik ne yazık ki bazen sözde kalabiliyor. İşin özüne inmek en önemlisi. Ve iyi insan olmayı, her şeye evet diyen insan olmakla karıştırmamak gerekiyor.
Yalan= En nefret ettiğim şey der insanlar bunu duyduğunda. Klişedir. Ama hepimiz yalan söyleriz. Durumu kurtarmak amaçlı söylenen beyaz yalanların zararı olduğuna da inanmıyorum. Önemli olan yalandan ziyade yalanı kimin ve neden söylediğidir. En tehlikelisi de başkası hakkındaki iftiralardır ki bu durumun affı olmamalıdır.
İnanç= İnanç toplumları yan yana tutan bir değer. Manevi değerlerimiz zayıfladığında önce bireysel, sonrasında da toplumsal mutsuzluklar yaşıyoruz. Her insanın sığınacağı bir inancı olması gerektiğine inanıyorum.
Para= Önemli bir ihtiyaç. Ama her şey paraya odaklanmamalı. Bir insan paranın satın alamadığı değerlere sahip olmalı, hayatını devam ettirecek parayı kazanmak zorunda olduğunu da kabul etmeli.
Mutluluk= Anlarda saklı. Hepimiz mutlu olmak için hep büyük olayların gerçekleşmesini bekleriz nedense ama mutluluğun aldığımız nefeste gizli olduğunu hep atlarız.
Sevgi= Önce kendini sevmekle başlar. Kendini seven, kendine saygı duyan kişi hem yaşadığı dünyayı, hem de bu dünyaya ait canlıları sevecektir.
Savaş= Çıkar çatışmasının yok ettiği suçsuz insanlar... Ne yazık ki galibi olan savaşa pek rastlanmıyor. Kazanan dediğimiz tarafın bile öyle çok kaybı var ki.
Barış= Savaşlar olmasa barış kelimesi de anlamlı olmazdı sanırım.
Ümitsizlik=Güneş doğduğu sürece ümit de var olacaktır.
Kaybetmek= Kaybetmek, kazanmanın olduğu yerde doğal olarak var olacaktır. Her kaybettiğimizi düşündüğümüz anda, yeni kazanımların kapısını da aralamış oluyor aslında. Kayıpların hayatımızın geri kalanını mahvetmesine izin vermek çok büyük hata olacaktır.
Kazanmak= Kazanmak herkesi mutlu eden bir duygu. Hep kazanmak isteriz ama asıl kazanç kaybedebileceğimizi kabullendiğimiz zaman başlıyor.
Hizmet= Ticari kaygı gütmeden, her hangi bir beklentiye girmeden insanları mutlu etmeye çalışmak… Sanırım memuriyette kalmakta ısrar etmemin en büyük nedeni de budur. İnsanların mutluluğu o gece huzurlu uyumanızı sağlar. Sorununu çözdüğünüz, yüzünü bile görmeden yardımcı olduğunuz bir insanın duası, inanın her sıkıntınızın önüne geçebiliyor. Belediyelerde bu açıdan zor ama hizmet anlamında çalışabileceğiniz en önemli kurumlardan birisi.
Gönül= “Gönüller bir olsun” diye kullandığımız bir deyim vardır günlük hayatta. Bu deyim bize, fiziksel varlıktan çok kalbin, kalpten olan şeylerin daha önemli olduğunu anlatır aslında.
Aşk= Sevgiden önce yaşanan duygu yoğunluğu. Bazen de aklın önüne geçen kalp… En güzeli kalp ve beynin uyuştuğu duyguları hayatımızda yaşabilmek.
Zamanınızı Ayırdığınız için Çok Teşekkür Ederim.
Ben Teşekkür Ederim.