Gülme yogası seanslarına katılan kişileri bulup onlara “kahkahalarla gülmek kalbi öldürür” demek istiyorum. Mutlu olmak istiyorsanız ilk önce ailenize, arkadaşlarınıza, çevrenizdeki insanlara gülümseyin. Asıl mutluluk başkalarının mutluluğunu görerek, başkalarının mutluluğuna ortak olmakla mümkündür. Fakir fukarayı ziyaret edip onlara yapacağınız küçük bir yardımla onların gözlerindeki mutluluğu görün. Öksüz bir çocuğu, yetim bir çocuğu severek, dinleyerek, anlayarak huzuru arayın. Hangi yaşta olursanız olun bu memlekete bir hizmette bulunun, hiçbir şey yapamıyorsanız bir duvara bir çivi çakın, ilerde ceketini asıp dua eden biri illaki olur.
Günümüz dünyasında sırf moda diye önem atfedilen yoga ve benzeri bu çalışmaların insanları etkilememesini isterim. Medeniyetimizde mutluluğu bulma yollarını uzakta aramaya gerek yok. Mevlânâ Celaleddin-i Rûmî, Yûnus Emre, Hacı Bektaş-ı Velî gibi ilim ve irfan abideleri, topraklarımızda önce hoşgörü ve insan sevgisini bize öğrettiler. Bu sevgi nasıl gerçek sevgiye ulaştırır onun yollarını yaşadılar yaşattılar. Güzel ahlak ve düşünceye nasıl sahip olunur 800 yıl önce bize anlattılar. Anlatırken onlar da kendilerine 600 yıl önceki ışığı şiar edindiler. O ışığa gerçek anlamda ulaşmamız ve gelecek nesillere ulaştırmamız dileğiyle…
bir gün gülebilmek için para haracayacağımız kimin aklına gelirdi?