Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Abdi İpekçi Spor Salonu’nda düzenlenen Erzurum’un 93. Kurtuluş Yıl Dönümü Şöleni’ne katıldı Burada yaptığı konuşmada, İstanbul’da, Erzurumlularla buluşmanın ve hasret gidermenin heyecanını yaşadığını belirterek, İstanbul’daki tüm Erzurumlulara, Erzurum’daki kardeşlerine, tüm Dadaşlara selam ve sevgilerini yolladığını söyledi.
”Japonya’da meydana gelen deprem ve tsunami felaketinde hayatını kaybedenlere başsağlığı ve geçmiş olsun mesajlarını ileten Erdoğan, Erzurum’un depremin ne olduğunu Türkiye’nin depremin acısını bildiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, ”Japon kardeşlerimizin acısını paylaşıyor, her türlü imkanımızla yanlarında olduğumuzu, kendileriyle dayanışma içinde olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Şu anda Kızılayımız hazır haber bekliyor. Aynı şekilde bir sivil uçağımız, 3 askeri uçağımız hazır haber bekliyor. Tüm kurtarma ekiplerimizle Japonya’da olmaya hazır olduğumuzu Japon dostlarımıza bildirmiş vaziyetteyiz” şeklinde konuştu.
Bugün çok önemli iki yıl dönümünün idrak edildiğini kaydeden Erdoğan, Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunun 93′üncü yıl dönümü nedeniyle tüm Erzurumluları, tüm Dadaşları bu vesileyle tebrik ettiğini söyledi. Erdoğan, bugünün aynı zamanda, İstiklal Marşı’nın kabulünün 90′ıncı yıl dönümü olduğunu anımsatarak, bundan 90 yıl önce 12 Mart 1921′de, İstiklal Marşı’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde okunduğunu, ayakta dinlendiğini ve gözyaşları içinde, alkışlar içinde kabul edildiğini belirtti.
Ümraniye Belediyesi’nin düzenlediği ”11 Farklı Beste ile İstiklal Marşı” törenine katıldığını anlatan Erdoğan, ”Şunu söylemek istiyorum: İstiklal Marşı, bizim yüreğimize nakşolunmuştur. İstiklal Marşı, bizim zihnimize adeta kazınmıştır. İstiklal Marşı, bizim tarihimizdir, bugünümüzdür, istikbalimizdir. Merhum Mehmet Akif, İstiklal Marşı’yla ilgili şunları söylemişti: ‘İstiklal marşı. O şiir bir daha yazılamaz. Onu kimse yazamaz. Onu ben de yazamam. Onu yazmak için, o günleri görmek, o günleri yaşamak lazım. O şiir artık benim değildir. O, milletin malıdır. Benim millete karşı en kıymetli hediyem budur.’ Bu millete en büyük hediyeyi veren, İstiklal Marşı’nın şairi, büyük mütefekkir Mehmet Akif Ersoy’u rahmetle, minnetle yadediyor, Allah ondan razı olsun, mekanı cennet olsun diyorum” diye konuştu. Kurtuluş Savaşı başta olmak üzere tüm şehitleri, tüm gazileri rahmetle ve minnetle yadettiğini ifade eden Erdoğan, kabulünün 90′ıncı yıl dönümünde, İstiklal Marşı’nın son kıtasını bir kez daha paylaşmak istediğini söyledi.
Erdoğan, İstiklal Marşının ” Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal/Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal/ Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlal/ Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet; hakkıdır; hakka tapan, milletimin istiklal” dizelerini okudu. Erdoğan, “Hürriyet, bu ay yıldızlı bayrağın hakkıdır. İstiklal, bu milletin hakkıdır. Biz bu hakkı ebediyen koruyacak, bu hakka ebediyen halel getirmeyeceğiz ama şunu burada özellikle ifade etmek durumundayım. Hürriyet ve istiklal, sadece sözle, sadece sloganla, heyecanlı nutuklar atarak, bağırarak, çağırarak sağlanamaz. Hürriyet ve istiklal, güçlü bir ekonomiyle, itibarlı bir dış politikayla, büyük hedeflerle, büyük vizyonla sağlanır. Ekonomisi zayıf olan, bağımsızlıktan bahsedemez. Ekonomisi zayıf olan, uluslar arası itibardan, güçten söz edemez. Ekonomisi zayıf olan, demokrasiyi, insan haklarını ideal anlamda, ileri manada tesis edemez. İşte biz bu hissiyatla, güçlü bir ekonomiyi, ileri demokrasiyi, itibarlı dış politikayı bir arada tesis ediyor, hürriyetimizi, istiklalimizi daha güçlü temeller üzerinde muhafaza ediyoruz” diye konuştu.
Birinci Dünya Savaşı’nda, Erzurum’daki 3′üncü Ordu’nun bir harekat kararı aldığını ve orduların Sarıkamış’a doğru hareket ettiğini ifade eden Erdoğan, ”Ne yazık ki, Allahu Ekber dağlarında, Oltu’da, Tortum’da, Narman’da, Pasinler’de, Horasan’da, Köprüköy’de, binlerce askerimizi şehit verdik. Bizim askerlerimizin elleri, ayakları donmuştu, gözyaşları donmuştu, tüfekleri, tüfeklerindeki mermileri donmuştu. Erzurum ayazında adeta Mehmet’in hayalleri donmuştu. Ama düşman askeri, tam donanımlı, tam teçhizatlı biçimde, en kalın elbiseler içinde, Sarıkamış’a kadar olan tren yolunu kullanarak Mehmet’in karşısına çıkmıştı.
Ben daha önce de birkaç vesileyle ifade ettim. Düşman askeri, çok uzak diyarlardan trenle Sarıkamış’a kadar gelirken, bizim askerlerimiz, Haydarpaşa’dan trene biniyor, 3 gün 3 gece yolculuk yapıyor, Niğde’nin Ulukışla ilçesine kadar trenle gelebiliyordu. Oradan Erzurum 900 kilometre.
Bizim askerlerimiz, Mehmetçiğimiz yaya olarak, 52 günde Erzurum’a ulaşabiliyordu. Ne ayağında postal kalıyor, ne üzerinde elbise kalıyordu. Savaşacak, vatanı savunacak mecali zor buluyordu. Biz bu acı hadiseden, bu acı hatıradan çok önemli bir şey öğrendik. Eğer yol yoksa, zafer yoktur. Yol yoksa, istiklal yoktur, bağımsızlık, hürriyet yoktur. Yol yoksa, medeniyet de yoktur” diye söyledi.
Erdoğan, bu anlayışla kolları sıvadıklarını belirterek, 79 yılda Türkiye’de 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapılmasına karşılık, kendilerinin 8 yılda 13 bin 600 kilometre bölünmüş yol yaptıklarını dile getirdi.
Erdoğan, ‘Şimdi sizle bir hesap yapacağız. 8 yılda 13 bin 600 kilometre yol yapıldığına göre, AK Parti iktidarı olsaydı 80 yılda kaç kilometre yol yapardı? Söyleyeyim mi? 1′e 10 yani ortalama 130 bin kilometre yol yapardık. Peki Türkiye’nin yol sorunu diye birşey kalır mıydı? Ama bak şimdi konuşuyolar” diye konuştu. 3Y dediklerini, bunların yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar olduğunu anlatan Erdoğan, işte yolu olmamanın bir adı da yolsuzluktur. Öyle değil mi? Paran varsa yolu yaparsın. Paran yoksa adama sorarlar ‘Nereye gitti bu para?’ İşte bu para yolsuzluklara gitti. Yol-suz-dur” diye ifade etti. Başbakan Erdoğan, Erzurum’un güzel bir atasözü olduğunu dile getirerek, ”Ne söylemiş Dadaşlar ‘Dağ ne kadar yüce olursa olsun yol onun üzerinden aşar’ demişler. İşte o yüce dağların üzerinde yolları aşırdık, inşa ettik ve Erzurum’a ulaştık. İşte farkımız bu” diye konuştu.
Erdoğan, ”Dadaş tayyareyi, uçan arabayı sadece havada görüyordu, benim çocukluğumda gördüğüm gibi. Tayyare o kadar ulaşılamaz bir araçtı ki, rahmetli Teyyo Pehlivan, ‘Tayyareye bindim’ dediğinde çok büyük bir hayal, çok büyük bir palavra kabul edilir, kahkahalarla gülünürdü” diye konuştu.
Artık Erzurumlular’ın da istediği zaman uçağa bindiğini ve uçakla yolculuk
yaptığını anlatan Erdoğan, 2002 yılında 94 bin 610 olan Erzurum Havaalanı yolcu trafiğinin yüzde 746 oranında artarak, 2010 yılında 800 bine yükseldiğini bildirdi. Demir yollarında da aynı şekilde yol alındığını belirten Erdoğan, Türkiye üzerinden Avrupa-Kafkasya-Orta Asya doğrultusunda, yüksek standartlı bir demiryolu inşa etmek için kolları sıvadıklarını, Sivas-Erzincan-Erzurum-Kars Hızlı Demiryolu Projesi’ni planladıklarını söyledi.
Bu hattın etüt proje ve mühendislik hizmetlerini Haziran 2010 tarihinde
tamamladıklarını belirten Başbakan Erdoğan, ”Allah’ın izniyle, İstanbul’dan Erzurum’a kadar hızlı treni gerçekleştireceğiz. Hani söylüyorum ya 2023 cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıl dönümü diyorum ya, oraya bunları bitmiş olarak gireceğiz. Rahat, konforlu, güvenli, hızlı yolculuğu bu hat üzerinde de mümkün hale getireceğiz. Sadece yol yapmakla kalmıyoruz. Savunma Sanayii’nde Türkiye 8 yılda artık çok farklı bir yere geldi. Bu yıldan itibaren, Türkiye artık kendi milli piyade tüfeğini seri olarak
üretmeye başladı. ‘ALTAY’ adı altında, bütün alt sistemleriyle, Türkiye ilk defa modern bir tankın imalatına başladı. ‘ATAK’ helikopterlerimiz bu yıl testlere başlıyor. 2013 yılında seri üretime ulaşıyoruz, kendi helikopterimizi üretiyoruz. ‘ANKA’ adı altında insansız hava araçlarını biz tasarlıyor, biz imal ediyoruz. Aynı şekilde özel sektör de yapmaya başladı. Türkiye artık ABD ve İsrail’den sonra dünyada insansız hava aracı imal edebilen üçüncü ülke oldu. Türkiye’nin ilk savaş gemisi ‘MİLGEM’i tamamıyla öz kaynaklarımızla inşa ettik. Kendi imalatımız olan ‘GÖKTÜRK’ uydusunu inşallah 2012′de uzaya gönderiyoruz” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, dünyadaki 100 büyük savunma sanayi kuruluşunun içinde artık Türkiye’nin de bulunduğunu belirterek, Malezya’nın zırhlı tekerlekli araçlarını, Birleşik Arap Emirlikleri’nin silahlı güvenlik botlarını, Suudi Arabistan’ın zırhlı araç modernizasyonunu, Hollanda’nın alçak irtifa savunma sistemini, Pakistan’ın F-16 modernizasyonunu, Güney Kore’nin simülatörlerini Türk firmalarının ürettiğini kaydetti. Türkiye’nin artık dünyaya teknoloji ihraç eden bir ülke haline geldiğini dile getiren Erdoğan, ”Artık alan el değil, veren el, yardım elini uzatan el haline geldik. Türkiye’nin 2010 yılında dış ülkelere yaptığı yardımların toplamı 1 milyar doları geçti” dedi.
Türkiye’nin artık gündemi belirlenen değil, gündem belirleyen ülke konumuna yükseldiğini vurgulayan Erdoğan, ”Aynı şekilde devam edeceğiz. Aynı hızla, aynı aşkla, aynı şevkle devam edecek, Cumhuriyetimiz’in kuruluşunun 100. yıldönümünde, inşallah 2023′te Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına yükselteceğiz. Hedeflerimizi belirledik, projelerimizi, projeksiyonlarımızı belirledik, şimdi bu hedefe doğru emin adımlarla ilerliyoruz. 12 Haziran inşallah bir dönüm noktası olacak. 12 Haziran, 2023 hedefleri için bir milat olacak. Türkiye, 12 Haziran’dan itibaren daha güçlü, daha aydınlık, daha huzur dolu bir geleceğe doğru kararlı adımlarını atmaya başlayacak. Şunu burada özellikle ifade etmek istiyorum. Biz kardeşlikle bugünlere ulaştık. Biz birlikle, beraberlikle, dayanışmayla bu seviyelere geldik. Aynı şekilde kardeşliği yüceltecek, aynı şekilde dayanışma içinde inşallah yıldızlara ulaşacağız” diye konuştu. Başbakan Erdoğan, Erzurumlulara Üniversite Kış Oyunlarına (UNIVERSIAD) başarıyla ev sahipliği yaptıkları, misafirleri en iyi şekilde ağırladıkları, Erzurum’un, Türkiye’nin adını dünyaya en güzel şekilde duyurdukları için teşekkür etti.
Erdoğan, ”Şu anda Erzurum’da olan tesisler ne Ankara’da ne İstanbul’da var” diyen Erdoğan, 27 Ocak-6 Şubat arasında Erzurum’un, 57 ülkeden sporcuları, dünyadan, Türkiye’den misafirleri ağırladığını anımsattı. Erdoğan, ”Ben inanıyorum ki bundan sonra Erzurum bu tesislerde kış oyunlarında dünyada derece yapacak şampiyonlar üretecek” dedi. Bu oyunların gerçekleşmesi için Erzurum’a 600 milyon liralık yatırım gerçekleştirdiklerini, dünyanın en modern Kış Oyunları merkezlerini Erzurum’a inşa ettiklerini söyleyen Erdoğan, ”Ama bitmedi, şimdi inşallah Konaklı’da yeni oteller yapacağız. O otellerle beraber kış turizmi Erzurum’da çok daha farklı şekilde gelişecek. Biz şu anda pazarlamaya başladık. Ben iyi Erzurumluyum ha. Turizmciye diyorum ki, Erzurum’un konaklısına gel otel yap. Erzurum şu anda otel arıyor, oteller dolu. Bundan sonraki yıllar, kışlar daha farklı olacak. Atlama kulelerini sadece kışın değil, diğer mevsimlerde de kullanacağız. O teknolojiyi de yapacağız. 7 Ocak’ta Erzurum’a gittim, bu tesislerin toplu açılışını gerçekleştirdim. 27 Ocak’ta da Cumhurbaşkanı ile gittik, o muhteşem açılış törenine iştirak ettim. Bu elbette burada bitmiyor. Erzurum, bu muht KTÜRK’ uydusunu inşallah 2012′de uzaya gönderiyoruz” deşem tesislerle, bundan sonra da artık Türkiye’de, dünyada, Kış Sporları’nın merkezi haline geliyor. Erzurum’a hak ettiği önemi, hak ettiği değeri vermeye devam edeceğiz. Erzurum’u imar etmeye, Erzurum’u bir dünya kenti, bir marka kent haline dönüştürmeye devam edeceğiz.
Erzurum’un desteğiyle, katkısıyla, Erzurumlu kardeşlerimin hayır duasıyla, Erzurum’a, İstanbul’a, Türkiye’ye çok daha fazlasını kazandıracağız. Göreceksiniz Erzurum’dan ayrılanlar yeniden Erzurum’a dönmeye başlayacak. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri ne güzel söylemiş: ‘Hiç kimseye hor bakma/İncitme krrini Türk firmalarının imseyi, gönül yıkma/Sen nefsine yan çıkma/Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler/Hak şerleri hayreyler/Zannetme ki gayreyler/Arif onu seyreyler/Mevla görelim neyler/Neylerse güzel eyler” diye söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a konuşmasının sonunda çeşitli hediyeler takdim edilirken şölene, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın yanı sıra Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ da katıldı.İha