Bir grup gazeteciye açıklamalarda bulunan Çavuşoğlu, Mısır ile ilişkiler konusunda değerlendirmelerde bulundu. Çavuşoğlu, “Mısır ile bakanlar düzeyinde başından itibaren iletişim içinde olmamız konusunda Cumhurbaşkanımız da aynı şeyleri en az bir yıldır söylüyor. Dolayısıyla New York'ta muhatabım Semih Şükrü ile biz bir görüşme konusunda teyitleşmiştik ama bizim açıklamalarımız sebebi ile onlar bu görüşmeyi iptal ettiler” dedi.
YARDIM ETMESEK ÇÖKERDİ
“Biz düşüncelerimizi tabi ki söylemeye devam edeceğiz” diyen Çavuşoğlu açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Esasen Mısır'ın güvenliği, istikrarı, halkının refahı bizim, Afrika, Ortadoğu ve İslam dünyası için önemlidir. Dolayısıyla güçlü bir Mısır istiyoruz. Körfez ülkelerine soruyorum; Mısır şu haliyle Filistin sorununa katkı sağlayabilir mi? Hayır. Şu haliyle Mısır'da güvenlik var mı? Yok. Bölgenin güvenliğine katkı sağlar mı? Hayır. Ekonomik olarak Mısır güçlü mü? Hayır. Yardım etmesek kısa süre içerisinde çökebilirdi. Bunun sorumlusu Türkiye değil ki. Sorumlusu şu andaki darbe ile işbaşına gelen yönetim.”
BİZ AYNI NOKTADAYIZ
Özellikle siyasi motifli kararların idam cezaları ve çok sayıda siyasi mahkumun olmasının Mısır'daki kırılganlığı daha da artırdığını söyleyen Çavuşoğlu, “Biz de diyoruz ki, kardeş bir Mısır halkı daha iyisini hakediyor. Mısır yönetiminin de bu hatalarından dönmesi gerekir. Ama bazı sendromlardan dolayı verdiğimiz bu tepkilere karşı aşırı duygusallık, aşırı tepki gösteriyorlar. Biz hiçbir zaman Mısır'la ekonomik ilişkilerimizi azaltmak ya da kesmek için bir tavır da almadık, söylem içinde de olmadık. Tam tersine Mısır ulaşım, ticaret konusunda bazı yanlış adımlar attı. Biz aynı noktadayız. Mısır'ın da bu yanlış adımlardan vazgeçmesini istiyoruz. Esasen attıkları adımda görüyoruz ki Türkiye'yi değil Mısır halkını etkiliyor” diye konuştu.
BAKANLAR DÜZEYİNDE OLABİLİR
Çavuşoğlu, 'yeni bir randevulaşma olup olmayacağı'na ilişkin şunları söyledi:
“Olur. Bazı platformlarda zaten dışişleri bakanı ile ayaküstü de olsa sohbet ediyoruz, görüşlerimizi kendisi ile paylaşıyoruz. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte böyle karşılaşmalar olabilir. Görüşmeye de ben şahsen kendim için söylüyorum hazırım. Ekonomi bakanımız da öyle. Önümüzdeki süreçte de bu anlamda bakanlar düzeyinde görüşmeler olabilir.”
YENİ SİSTEM BU AY
Türkiye'ye Himars füze sistemi kurulmasına ilişkin çalışmalar hakkında değerlendirmelerde bulunan Çavuşoğlu, Himars'lerin bölgeye intikalinde teknik bir gecikme olduğunu söyledi. Son olarak Clinton geldiğinde de kendisiyle görüştüklerini belirten Çavuşoğlu, bu sistemin DAEŞ'le mücadelede çok etkili olacağını vurguladı. Çavuşoğlu, “Füze top karışımı bir sistem. 90 kilometre menzilleri var. Şuandaki Türkiye'deki kullandığımız fırtına obüslerinin menzili 30 kilometre, dolayısıyla 3 katı daha fazla bir menzile sahip olması hem DAEŞ'le mücadele bakımından hem de Türkiye'nin güvenliği açısından önemli. İnşallah Temmuz ayında konuşlandırılır” diye konuştu.
Angajmanı uyumlu hale getirdik
Çavuşoğlu, “Sınırdaki angajman kuralları uluslararası koalisyon için daha kolaylaştırıcı mı oldu?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi: “NATO'dan bizim taleplerimiz oldu. NATO'nun her müttefikine olduğu gibi bize yönelik de taahhütleri var. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi konusunda da angajman kurallarımızın NATO'nun angajman kuralları ile uyumlu olması gerektiği konusunda NATO ile mutabık olduk. Mayıs ayındaki NATO dışişleri bakanları konsey toplantısı öncesinde de bunu gerçekleştirdik. NATO'ya da söyledik. 'Angajman kurallarınızla uyumlu hale getirdik. Türkiye'ye olan yükümlülüklerinizi, aldığınız kararları biran önce yerine getirin. Türkiye'nin hava savunma sistemine yönelik katkıları da yerine getirin' dedik. Bu tamamen NATO ile işbirliğimizin bir gereği olarak uyumlulaştırmanın sağlanmasıdır. Sınır ihlalleri dahil karşılıklı angajman kuralı nedir? Size yönelik oluşan bir tehdit de sizin de vereceğiniz cevaptır, atacağınız adımdır. NATO'nun da angajman kuralları var bu anlamda. Suriye bizim uçağımızı düşürdükten sonra biliyorsunuz kendi angajman kurallarımızı açıklamıştık ve daha sonra bunu NATO ile uyumlu hale getirdik. Bu teknik bir şey.”
Yardımda ortak yolu buluruz
AB'den gelecek 3 milyar euroluk yardımı da değerlendiren Çavuşoğlu, “AB 100 milyon euroya yakın bir miktar gönderdi. Şimdi söz verdiği 1 milyar euroyu göndermek istiyor. Bunun bir kısmını sivil toplum örgütlerine, uluslararası örgütlere vermek istiyor. Yaklaşık 600 milyon eurosunu da Milli Eğitim Bakanlığımıza doğrudan aktarmak istiyor. Bu paranın okulların restorasyonuna kullanılmasını, Türkiye'deki okulların eksikliklerinin giderilmesi için harcanmasını istiyor” dedi. Bu konuda zaten bütçe ayrıldığını belirten Bakan Çavuşoğlu, “Fakat Suriyeli okul çağındaki çocukları düşünüyorsan yeni okullar yapmamız lazım. Çünkü biz şu anda zaten Suriyelilerin ağırlıklı yaşadıkları bölgelerde imkân el verdiği ölçüde okulları tahsis ederek bu çocukların eğitim almalarını sağlıyoruz. Ancak tüm bu çabalarımıza rağmen halen 300 bin civarında Suriyeliye eğitim verebiliyoruz. 700 bin civarında eğitim çağında Suriyeli var. Geri kalan 400 bine eğitim verebilmek için bir an evvel yeni okulların yapılması gerekiyor” diye konuştu. Çavuşoğlu, bu konuda bir ortak yol bulabileceklerini söyledi.
ABD'liler Münbiç'te mutabakata uydu
Çavuşoğlu, Münbiç operasyonuna ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu: “PYD'nin, YPG'nin zaten rasyonel açıklama yapmasını bekleyemezsiniz. Amerikalılar da kendileri itiraf ediyorlar. Bu konuda kontrol edemediklerini de söylediler. Böyle sosyal medya üzerinden tahrik edici açıklamalar yapıyorlar ama bizim bu konudaki tutumumuz nettir. Zaten Münbiç operasyonunda sayılara baktığımızda çok cüzi bir YPG unsuru vardır. Ve daha çok lojistik destek amaçlı. Sayıları az olmasına rağmen gürültüsü fazla, onu da bilerek yapıyorlar. Amerikalılar da, biz de bundan duyduğumuz rahatsızlığı dile getirdik. Bu operasyon çerçevesinde vardığımız mutabakata Amerika harfiyen uymuştur. Bir tek bu sosyal medyadan YPG'nin yaptığı kışkırtıcı açıklama hariç. Amerikalılar da 'gerekli uyarıları yaptık' dedi ama bu çok önemli değil. Biz onlara takılmıyoruz. Esas olan Amerika ile vardığımız mutabakata harfiyen uyulmasıdır. Şu ana kadar da Amerika bu mutabakata uymuştur. Operasyon bittikten sonra da YPG unsurlarının tamamı Fırat'ın doğusuna geçecektir. En büyük senaryo ile geçmezse ne olur o zaman biz de kendi tedbirlerimi almasını biliriz.”
Yaşam koşullarını düzeltmeliyiz
Suriye'nin geleceğini kaybetmemek için Suriye çocukların da iyi bir şekilde eğitim almalarının sağlanması gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, “Öyle veya böyle bu 1 milyar euronun gelmesi de önemli bir adım olacaktır. Geri kalan 2 milyar euro ve artı 3 milyar euronun da 2018 sonuna kadar Suriyeliler için harcanması gerekiyor. Bu insanların günlük ihtiyaçları var. Yaşam koşullarını bizim daha da ileri noktaya getirmemiz lazım. Bunların da en temel insan hakları olduğunu unutmamamız gerekiyor. Eğitim, sağlık başta olmak üzere birçok alanda bu insanlara hizmeti ulaştırmalıyız” dedi. Çavuşoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
KONUT DA YAPMAMIZ LAZIM
“Bunu Avrupa Birliği'ne tehdit olsun diye söylemiyoruz. Bu insanları yaşadığı yerde mutlu edemezsek, belki konuta da geçmemiz lazım. Çünkü Suriye'deki belirsizlik devam ediyor. Bunları Suriye'de veya Türkiye'de, Lübnan'da, Ürdün'de yaşadıkları yerde mutlu edemezsek mutlaka bu insanlar yeni arayışlar içerisine girecekler. Esasen 4 seneden sonra AB ülkelerinin kapılarına dayanmalarının sebebi de budur. Dönmek istiyorlardı, ifade de ediyorlardı. Bizim şartlarımız diğer komşu ülkelerdeki şartlarla kıyaslanmaz ama bir beklenti içindeydiler. Hayatları normale dönmeli. Dolayısıyla birden Avrupa ülkelerine akın etmeye başladılar. Yük paylaşımı bu noktada önemli.”
Yeni Şafak
Güncelleme Tarihi: 03 Temmuz 2016, 13:07