Hakkari Yüksekova Yüksekova Selahaddin Eyyubi Havalimanı’nın resmi açılışı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katıldığı törenle yapıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan törende yaptığı konuşmada, Başbakan olarak Hakkari’ye 5 kez geldiğini ancak cumhurbaşkanı olarak ilk kez ziyaret ettiğini hatırlattı. Başbakanlığı döneminde Hakkari’ye yapılan yatırım tutarın 4.5 katrilyon olduğunu belirten Erdoğan, "Biz geldiğimizde Hakkari’de 1 kilometre bölünmüş yol vardı. bugün Hakkari’de 73 kilometre yol var. Bu yollar örgüte rağmen, onların iş makinalarını yakmalarına, işçileri kaçırmalarına rağmen yapıldı. Van-Hakkari yolu 500 trilyon liralık dev bir proje. Ayrıca Başkale-Yüksekova, Yüksekova-Dağlıca, Çukurca-Hışımlı, Şemdinli-Umurlu yollarındaki çalışmalar da sürüyor" dedi.

"İSTİSMAR SİYASETİ YAPMIYORUZ"

Hakkarili çiftçilere 12 yılda 173 trilyon destek ödemesi yapıldığını vurgulayan Erdoğan, Yüksekova’daki arazileri sulayacak ve ilçenin işme suyu ihtiyacını karşılayacak Dilimli Barajı hizmete girdi. Bunları sağ olsun gerek dönemimdeki hükümet gerekse şimdi de Başbakanımızın yönetimindeki hükümet sürdürüyor. Hakkari son 12 yılda tüm zorluklara, sıkıntılara rağmen kazandırdıklarımız daha önce hiçbir dönemde görmedi. Biz istismar siyaseti yapmıyoruz, hizmet siyaseti yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Hakkarilileri istismar edenlerin bugüne kadar bu şehir, halk için herhangi bir hizmetini görmedik, görmüyoruz. Göremeyeceksiniz de onu söyleyeyim. Çünkü onlar sadece tehdit etmeyi, engellemeyi bilir. Biz hizmet için yola çıktık, Allah ömür verdikçe bu hizmete de devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

"RED, İNKAR, ASİMİLASYON POLİTİKALARINI BİZ YOK ETTİK"

"Örgüt ve onun güdümündeki partinin bölge halkına yaptığı baskıları biliyoruz" diyen Erdoğan, "Yıllarca baskıdan şikayet edenler şimdi kendileri aynı yöntemi bölge insanına uyguluyor. Red politikalarını biz yok ettik., asimilasyon politikalarını biz yok ettik, inkar politikalarını biz yok ettik. Kürt Vatandaşlarıma bu ülkede özgürce yaşamayı biz tattırdık. Öncelikle olağanüstü hali bu bölgelerden biz kaldırdık. Tek parti döneminin zulmüne asla bu bölgeyi boyun eğdirtmedik. 1970’te, 1990’ların o karanlık günlerinde bu millet ayakta kalmayı başardı. İnanıyorum ki şimdi de örgütün ve onun güdümündeki partinin baskısına teslim olmayacak" diye konuştu.

"ÇÖZÜM SÜRECİNİ BUNLAR MECLİS’TE DEĞİLKEN BAŞLATTIK"

"Çözüm sürecini bunlar Meclis’te değilken başlattık" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Başbakanlığım döneminde bizler ’partiler kapatılmasın’ diye ’Anayasa değişikliğini yapalım’ dedik maalesef muhalefetin tamamı Meclis’i terk etti, içimizden de 3-5 kişi ihanet etti. Şuanda partilerin kapatılması yine söz konusu değil ama Anayasa olarak tamamen kalkacakken maalesef onu başaramadık.

Önümüzdeki dönemde atacağımız adımlar var. Çözüm süreci aynı kararlılıkla devam edecek. Çünkü bu süreci örgüt veya onun güdümündeki parti için değil milletimiz için başlattık. Milletimizle birlikte başlattık. Aynı şekilde milletimizle birlikte ve milletimiz için bu süreci hedefine ulaştırmakta kararlıyız. Çözüm sürecini hayata geçirmek için gerçekten çok büyük risk aldık. Bu uğurda atacağımız adımlarla, pek çok kişiyle pek çok kurumla karşı karşıya da kaldık. Bütün bu karşılaşılan sıkıntıların, maruz kaldığımız darbe girişimlerinin önemli nedenlerinden biri de çözüm sürecidir. 2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçiminde önümüzü kesmeye çalışanların da Gezi’de, 17-25 Aralık darbe girişimlerinde karşımıza dikilenlerin de hedefinde çözüm süreci vardı. Burada anamuhalefet vardı, yavrumuhalefet vardı, terör örgütünün güdümündeki parti vardı bunun yanında Pensilvanyalı paralel örgüt de vardı. Hepsi beraberdi ama azimle kararlılıkla sabırla bu saldırılara göğüs gerdik ve meseleyi yoluna koyduk. Şehirler, köyler, yaylalar, huzura kavuştu, bu ülkede anneler evlatlarıyla Kürtçe konuşamıyordu, konuşabilir hale geldi. Şimdi propagandayı Kürtçe yapabiliyor mu? Yapıyor. Kimse bir şey diyor mu? Nasıl oldu bütün bunlar, kendiliğinden mi oldu. Bütün bunlar azimle gayretle oldu. Bugün Kürtçe yayın yapan bir devlet televizyonu var mı? Biz bunların ödül töreninde rahmetli Ahmet Kaya’ya yaptıklarını unutmadık. Bunlar maalesef acımazsızca bu adımları attılar. Ahmedi Hani’nin başta olmak üzere Kürt edebiyatının kitaplarının devlet tarafından basılması düşünülebilir miydi? Biz bunu da hallettik."

"ELİMDE KÜRTÇE KUR’AN MEALİ VAR"

Elindeki Kürtçe Kur’an mealini alandaki vatandaşlara gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunu Diyanet İşleri Başkanlığımız bastı. Çıktı malum partinin başındaki zat dedi ki ’Bundan bir tane bastırıldı, o da cumhurbaşkanına gönderildi.’ 10 bin adet bastırdı bundan Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Güneydoğu’nun her yerine gönderdi. Nedir bu? Qurana Piroz. Bundan rahatsız oluyorlar niye? Benim Kürt kardeşim Kürtçe mealli bir Kur’anı okumasın, öğrenmesin diye. Bunlar çok daha ileri de gittiler. ’Diyanet İşlerini kaldıracağız’ diyorlar değil mi? Siz ne diyorsunuz? Sesleniyorum Hakkari’ye. Ne diyorlar, ’din derslerini kaldıracağız’i ’imam-hatip okullarını kaldıracağız.’ Ben dindar Kürt kardeşlerimin bunların karşısında nasıl duracağını biliyorum. Biz bu ülkede Müslümanlar olarak bu duruşu her zaman sürdüreceğiz. Türkiye’yi bugünlere getirmek kolay olmadı, çok emek, mücadele verdik. Peki biz mücadelenin gayretindeyken bölücü örgüt ve onun güdümündekiler ne yaptı? Her fırsatta tehditleriyle, saldırılarıyla, provokasyonlarıyla maalesef bütün yatırımların ortaya çıkışını geciktirdikler. Bugün eğer Güneydoğu ve Doğu Anadolu’ya yatırımın gelmiyorsa tek sebebi terördür. Eğer bu ortadan kalksa işsizlik burada minimize olur. Çünkü sermaye ürkektir, korkaktır, tehdidin olduğu yere gelmez. Onun için de gelmiyor. Bunları bilmemiz ve hep birlikte bu kararı vermemiz lazım" ifadelerini kullandı.

"KARDEŞ OLACAĞIZ, HEP BİRLİKTE TÜRKİYE OLACAĞIZ"

Hacı Bektaş-ı Veli’nin "Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız" sözlerini dile getiren Erdoğan, "Ben de diyorum ki ilave kardeş olacağız, hep birlikte kardeş olacağız" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Tek bayrak dedik. Ne var bu tek millette Türkü, Kürdü, Lazı, Abazası, Çerkezi, Gürcüsü var, hepsi... Hepsiyle tek millet. Niye? Çünkü kardeşiz. İki, tek bayrak. Bizim bundan başka bayrağımız yok. Bayrağımızın rengi şehidimizin kanıdır. Hilal bağımsızlığımızın ifadesidir. Yıldız şehidimizin ta kendisidir. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.

Üçüncüsü tek vatan, 780 bin kilometrekare ile tek vatan. Bu vatan üzerinde kim operasyon düşünüyorsa aldanıyor. Karşısında bizi bulur, karşısında bütünüyle güvenlik güçlerimizi, Silahlı Kuvvetlerimiz, emniyetimiz ve hepsinden öte milletimizi bulur. Çünkü bu topraklar şehitlerin kanlarıyla sulanmıştır. Dört, tek devlet. Devlet içinde devlet tanımıyoruz. Yani devlet içinde devlet paralel devlet. Nerden çıktı bunlar? Bitiyor zaten. İnlerine gireceğiz demiştim. İnlerine girdik. Şimdi kaçıyorlar. Nereye? Pensilvanya’ya. Bunların imamları var, imam mihraptan kaçar mı? Onlar kaçıyor, biz kovalıyoruz ve sonuna kadar kovalayacağız. Şimdi 7 Haziran bilesiniz ki bunları kovalamanın final günüdür. Onun için de hep beraber elele vereceğiz. Kardeşçe, dayanışma içerisinde ülkemizin aydınlık yarınları için bu yatırımların başarılı bir şekilde devamı için ben diyorum ki gelin çekinmeden, yılmadan, usanmadan bu yarışa devam edelim."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hakkari Yüksekova Selahaddin Eyyubi Havalimanı’na yönelik, 1 Haziran’dan itibaren Hakkari-Ankara seferlerinin başlayacağını açıkladı.