İşte HSYK tarafından açığa alınan savcıların uzaklaştırılma gerekçeleri...
ZEKERİYA ÖZ: HSYK raporunda Savcı Zekeriya Öz'ün 18 Aralık'ta Emniyet Müdürlüğü'ne giderek oradaki kolluk görevlilerini tehdit ettiği vurgulandı. Fatih Belediyesi'ni baskı altına almaya çalışan Zekeriya Öz'ün bu davranışının da kanunsuz olduğu belirtildi. Öz'ün yılda 25-30 kez yurt dışına çıktığı, Dubai tatilinin masrafı olan 20 bin 259 dolarını işadamı Ali Ağaoğlu'na ödettirildiği belirtildi. Raporda, Savcı Öz'ün tanınan birisi olduğu ve yargı mensubu ve hukukçu kimliği ile etki alanına sahip olduğu kaydedildi.
CELAL KARA: Cumhuriyet Savcısı Celal Kara'nın 17 Aralık darbe girişimi sırasında gözaltına aldığı kişilere savunma hakkı vermediği ifade edildi. Raporda, 3419 sayfalık fezlekenin Savcı Kara tarafından incelenmediğine de vurgu yapıldı. Salih Kaan Çağlayan'ın ifadesinin 4 dakika, Barış Güler'in 7 dakika ve Mustafa Demir'in ise 14 dakika sürdüğü, böylece şüphelilerin savunma hakkının engellendiği belirtildi.
MEHMET YÜZGEÇ: Üç farklı soruşturmayı birleştirerek tek operasyon yapan Savcı Yüzgeç'in 17 Aralık darbe girişiminde çok sayıda hukuksuz işlem yaptığına dikkat çekildi. Yüzgeç'in somut bilgi ve belge olmadan gözaltı işlemi uyguladığı ayrıca malvarlıklarına el koyduğu belirtildi. Yüzgeç'in kanunun değil polisin inisiyatifiyle soruşturma yaptığı ortaya çıktı. Yüzgeç ayrıca İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı'ya hiçbir bilgi ve haber vermeden arama ve gözaltı işlemleri uyguladığı kaydedildi.
MUAMMER AKKAŞ: Müfettişlerin hazırladığı raporda özellikle Akkaş'ın yaptığı usulsüzlüklere yer verildi. 22 klasörde hiçbir delilin bulunmadığı, delillerin toplanmadığı, soruşturmayı yürüten Akkaş'ın ağzı mühürlü torbaları açmadan gözaltı kararı aldığı vurgulandı. Raporda, soruşturma evrakının eksik olmasına rağmen Akkaş'ın acele ile fezleke tanzim ettiği ve operasyon talimatı verdiği belirtildi. Yolsuzluk soruşturması adı altında yürütülen darbe girişiminde Akkaş'ın telefon dinlemeleri haricinde herhangi bir delil ve araştırma ve toplanmasına girişmediği belirtildi. Raporda ayrıca yolsuzluk olduğu iddia edilen işlemlere ve ihalelere ilişkin hiçbir belge veya dosya bulunmadığı ifade edilerek "Bunlarla ilgili hiçbir inceleme ve araştırma yapmadan, alel acele kişilerin mağduriyetlerine yol açabilecek bir şekilde gözaltı işlemleri yapıldı" denildi.
Müfettiş raporunda bakan ve milletvekillerinin suç işlediğinin öğrenilmesi halinde durumun derhal TBMM başkanlığına bildirilmesi gerekirken bundan kaçınıldığı da ifade edildi. Cumhuriyet savcılarının keyfi hareket etmelerinin çok ciddi mağduriyetlere sebep olduğu belirtildi. Raporda, "Hukuk , keyfi hareket eden Cumhuriyet Savcısının elinde bir koz hatta silaha dönüşür" denildi.
Sabah
Güncelleme Tarihi: 30 Aralık 2014, 17:00