Dün, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 29 Mart’ta Finlandiya Cumhurbaşkanı ile görüşmesinde basın özgürlüğü eleştirisine muhatap olmak zorunda kalması ardından, Ergenekon savcılarının basılmamış kitabı toplatmaya kalkmasını –reklam gerekçesiyle de olsa- eleştirdiğini ve aynı gün savcı Zekeriya Öz’ün Ergenekon görevinden alındığına dikkat çekmiştik.
Kuşkusuz bu tesadüf tek başına yürütmenin yargı üzerinde doğrudan etki oluşturduğuna kanıt sayılmaz. Zaten Cumhurbaşkanı Gül dün gazetecilere Öz’ün görev değişikliği ile ilgili konuları önce basın başdanışmanı Ahmet Sever, sonra da televizyonlardan öğrendiğini söyledi.
Gül bu açıklamayı dün eşi Hayrunnisa Gül ile birlikte destekledikleri “Diyabeti durduralım” kampanyasının Çankaya Köşkü’ndeki töreni ardından sohbet ettiği gazetecilere yaptı.
Gül’ün Öz ve Ergenekon süreci üzerine sorulara yanıtları şöyle oldu:
* “Devlet işlerinde devamlılık olur. Devlet işleri kişilere göre olmaz. Görev yapılırken kanunlar ne diyorsa öyle yapılır. Benim soruşturmanın aynı ciddiyetle devam edeceğinden tereddüdüm yok. Süreç devam eder.”
* “Süreci etkilemez. Görevi yapanlar yeni görevlerine terfi ettiler. Dava geneli kanunlar ne diyorsa ayırım yapılmadan devam eder. Göreve gelenler de yine kanunlar ne diyorsa ona göre görevlerini yaparlar.”
* (Tutukluluk sürelerinin uzunluğu üzerine) “O tabii yargının işi. Davaların hızlı devam etmesi en büyük arzumuz.”
Görülebileceği gibi Cumhurbaşkanı Gül de, dün İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı’nın da söylediği gibi, Öz’ün gidişinin Ergenekon sürecinde herhangi bir değişikliğe yol açmayacağına inanıyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da dün ‘Başsavcı hâlâ Erdoğan’ diyerek işin siyasi özünün değişmediği iddiasını sürdürdü. Aslına bakarsanız, savcı Öz’ün özel yetkileri ve Ergenekon görevinden alınmasına hem yargı, hem de siyaset kulislerinde geçici bir tedbir olabileceği gözüyle bakılıyor. Bunun birkaç nedeni var.
Birincisi, Öz’ün yerine gelen Fikret Seçen de aynı ekolden, yani önce Çolakkadı, sonra Gül’ün söylediği doğru. Bir darbe soruşturması olarak kalsa belki çoktan sonuçlanıp memleketin hayrına olacak Ergenekon davasının, raydan çıkıp neredeyse bütün muhalif görüşleri kapsama alanına alır hale getiren bakış devam edebilir.
İkincisi, kulislerde söylenen doğru çıkarsa, Çolakkadı’nın yaş haddi ya da benzeri nedenle Yargıtay, Danıştay ya da Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda boşalacak ilk makama atanması, yerine de Öz’ün getirilmesi ihtimali bulunuyor. Tabii bu makamlara doğrudan Öz de getirilebilir.
Üçüncü senaryoya göreyse, Öz, 12 Haziran seçimleri ardından siyasi önemi olan bir makama, örneğin Adalet Bakanlığı müsteşarlığı ya da müsteşar yardımcılığı gibi bir makama getirilebilir.
Yani Öz’ün görevden alınmasına bir kamuoyu yatıştırma tedbiri gözüyle bakılıyor. Böylece, Ergenekon savcısının, kimilerince Başbakan Tayyip Erdoğan, kimilerince Fethullah Gülen’e fatura edilen basın özgürlüğünü zedeler uygulamalarına içeriden ve dışarıdan gelen tepkilerin giderilmek istendiği spekülasyonu yapılıyor.
Radikal.com.tr