banner171

3. köprü güzergâhından 'hazine' çıktı

Kuzey Marmara Otoyolu ve bağlantılarındaki arkeolojik veriler dudak uçuklatıyor. Sadece 2 günlük yüzey araştırmasında inanılmaz buluntulara rastlandı; Lahit odası, paleolitik dönem kalıntılar, seramikler, sikkeler, Bizans'a ait bir karakol binası...

3. köprü güzergâhından 'hazine' çıktı
 3. köprü güzergâhında ‘ilk bakışta’ görünen arkeolojik buluntular şaşırttı. Ancak uluslararası finans kurumlarından kredi bulmak amacıyla hazırlanan ÇED raporunda belirlenen kültür varlıklarından ne İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin ne de koruma kurullarının haberi var. Marmaray projesi sırasında Yenikapı’da müze tarafından yapılan arkeolojik kazılarda çok sayıda tarihi eser ortaya çıkmış ve proje 7 yıl uzamıştı. Bu projenin de uzamasından korkulduğu için müze devre dışı bırakıldı. 
2 günde 26.5 kilometre yürüdüler ve...
3. köprü ve güzergâhı ÇED raporundan muaf tutuldu. Ancak inşaatı yapan ICA Konsorsiyumu’nun uluslararası finans kurumlarından kredi bulabilmesi için göstermelik de olsa bir ÇED raporuna ihtiyacı var. Uluslararası danışmanlık ve mühendislik firması AECOM tarafından hazırlanan raporun 13’üncü bölümü Arkeoloji ve Kültürel Miras başlığını taşıyor. 
Bu bölüm Regio Kültürel Miras ve Danışmanlık şirketi tarafından hazırlanmış. Arkeolog Gökhan Mustafaoğlu ve Uğur Dağ 2 gün boyunca yaklaşık 26.5 km yol yürüyerek yaptıkları gözlemlerde çarpıcı arkeolojik verilere rastladı. Güzergâhın büyük bir kısmının ormanlık arazi, çalılık alan olmasından dolayı güzergâhın tamamında yürüme şansları olmadı. Yürüdükleri alanlarla ilgili ise ön inceleme raporunun sonuç bölümünde ise şu öneride bulundu: ‘‘Bölge Koruma Kurulları’nın işbirliği içinde inşaat alanlarının ormansızlaştırılmasından sonra yoğun bir saha incelemesi yapılmalı, bölgenin arkeolojik potansiyeli göz önüne alındığında, fiziksel müdahaleyi de kapsayan tüm faaliyetlerin deneyimli arkeologların gözetimi altında yerine getirilmesi zorunludur.’’
Raporun sonuç bölümündeki öneriye rağmen Kuzey Marmara Otoyol güzergâhındaki çalışmalarından İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin haberi bile yok. Müze yetkilileri kendilerine yapılan bir başvuru olmadığını belirtiyor. Oysa 2863 sayılı yasa gereği, inşaai faaliyet sırasında herhangi bir kültür varlığına rastlandığında inşaatın derhal durdurularak en yakın müzeye haber verilmesi zorunluluğu var. Ancak müteahhit firmalar proje uzar, başlarına iş açılır gerekçesiyle, kültür varlıklarını tahrip etme yoluna gidiyor. Bu nedenle de İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin yetkisini kullanarak yol çalışmalarını denetlemesi gerekir. Yol güzergâhı İstanbul’da 4 ayrı koruma kurulunun yetki alanlarından geçiyor. Kurullarda bu çalışmalar için ‘‘Müze denetiminde yapılmalı’’ kararı alabilir. 
1 No’lu Kurul’un 8 bölgede 8 eser olduğunu daha önce Radikal 25 Mart tarihinde duyurmuştu.


Çatalca ve Silivri: İnceğiz Mağaraları, Maltepe Antik Nekropolü ve Yerleşim Alanı (1. derece arkeolojik sit) 


Silivri: Anastasius Surları (Arkeolojik sit alanı). 

Gaziosmanpaşa ve Sultangazi: Kırkçeşme Su Galerisi Hattı. 


Avcılar: Ispartakule Spradon Antik Kenti (1. ve 3. derece arkeolojik sit alanı).


Arnavutköy: Şamlar Köyü Dutlar Mevkii kayaya oyulmuş mezar yapısı. 


Çatalca İğneağzı: Kartepe (Umurtepe) Mağara ve Antik Taş Ocağı (1. derece doğal ve 2. derece arkeolojik sit). 


Arnavutköy: Sazlıbosna Filiboz Örenyeri (1. derece arkeolojik sit) 


Silivri: Küçükkılıçlı Köyü Antik Yerleşim Alanı (1. derece arkeolojik sit).

Güncelleme Tarihi: 30 Mayıs 2014, 10:51
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner208

banner148

banner150

banner153