Rapora göre, Avrupalı gayrimenkul yatırımcılarının geçen yıllarda gelişme beklentilerinde ilk sırada gösterdiği İstanbul, geçen yıllardan farklı olarak, yeni gayrimenkul alımlarında da ikinci sıradan 1. sıraya yükseldi. İstanbul; mevcut yatırım performansı sıralamasında ise 5 sıra yükselerek 2. sırada gösterildi.
İstanbul'un üst sırada yer almasının nedeni olarak raporda, özellikle Avrupa'nın geri kalanında görülen ekonomik sorunların, İstanbul'u çok fazla etkilememiş olması gösterildi.
Avrupa bölgesi için sekizinci kez gerçekleştirilen raporda, gayrimenkul şirketi temsilcileri, kredi verenler, aracılar ve gayrimenkul danışmanlarını içeren 600'den fazla sektör temsilcisinin öngörüleri de yer aldı.
Rapora göre, Avrupa'daki kemer sıkma politikaları, katı düzenlemeler ve ülke borçlarındaki krizlerle birlikte hala kısıtlı düzeyde kalan kredi piyasası nedeniyle 2011 Avrupalı gayrimenkulcüler için zorlu bir yıl olacak.
Rapora göre 2011, yatırım noktaları ve ikincil gayrimenkul piyasaları arasındaki büyüyen boşluğu yansıtan iki vitesli bir piyasanın ortaya çıkması ile Avrupa emlak sektörünün ümit ettiği iyileşme yılı olmayacak. Katılımcılar Avrupa'da sektörün daha fazla küçüleceğini tahmin ediyor.
GAYRİMENKUL YATIRIMINDA PERAKENDE VE OFİS ALIMI ÖNERİSİ...
Avrupalı yatırımcılar İstanbul'da, gayrimenkul yatırımı için yüzde 24,5'lik oranlarla en çok perakende ve ofis alımını önerirken, bununla birlikte sanayi gayrimenkulü alımını önerenlerin oranı artarak yüzde 17'ye ulaştı. Bu alanda yatırım önerenler sadece İstanbul'u değil Türkiye'deki diğer şehirleri de önerdi.
Raporda ayrıca, İstanbul'u farklı kılan ve öne çıkaran en önemli etkenlerden biri stok çeşitliliği olarak gösterildi. Avrupa'daki varlık yönetimi ve yatırımların başarısı için stok çeşitliliğinin önemli olduğu görüşüne paralel olarak İstanbul'un bu alandaki gücü yatırımcıların dikkatini çekti.
PwC Türkiye Gayrimenkul Sektörü Lideri Ersun Bayraktaroğlu rapora ilişkin değerlendirmesinde, 2011'in Avrupa gayrimenkul sektörü için dönüşüm yılı olacağını ifade etti.
Sektör profesyonellerinin zorlu bir sürecin içinde olduğunu belirten Bayraktaroğlu, yeni finansman kaynaklarının devlet fonları ya da sigorta şirketlerinden çıkması beklenirken, boş ya da yenilenmesi gereken gayrimenkullerin yeniden finansmanı için geleneksel borç kaynaklarına ulaşmasının kolay olmayacağının altını çizdi.
Sektörün sürekli olarak küçülmesinin çok önemli bir konu olacağını ve bu ortamda kazananların akıllı hisse seçimi yapanlar değil, varlıklarını en iyi yönetebilenler olacağına işaret eden Bayraktaroğlu, şunları kaydetti:
''Böyle bir ortamda İstanbul'a ilişkin raporda ortaya konan sonuçlar gelecek için umut verici ancak kesinlikle şaşırtıcı değil. Kendi iç finansman sorunlarını çözmüş Avrupalı gayrimenkul yatırımcılarının Avrupa'da orta ve uzun vadedeki tek yatırım seçeneği Türkiye olacaktır. Kriz öncesindeki yoğun uluslararası yatırımcı talebi bunun en önemli göstergesidir. Türkiye, sadece genç nüfus yapısı ve şehirleşme oranları ile değil artan ticaret ve finans imkanları ile de gayrimenkulde çok önemli bir yatırım hedefi olarak ortaya çıkmaktadır.''
Pwc Gayrimenkul Sektörü Lideri Uwe Stoschek ise raporda İstanbul ile ilgili güzel haberler bulunduğunu hatırlatarak, gayrimenkulde İstanbul'un en heyecan verici şehirler arasında gösterildiğini söyledi.
İstanbul'un yatırımcılar için önemli fırsatlar sunduğunu anlatan Stoschek, ''İstanbul gerçekten yeni proje geliştirme konusunda son derece büyük potansiyele sahip. Sahip olduğu olağanüstü konumu ile de İstanbul diğer şehirlerden ayrılıyor'' dedi.
KAPININ ÖNÜNDE BEKLEYEN ÇOK FAZLA YATIRIMCI YOK
ULI Türkiye Başkanı Haluk Sur ise Türk gayrimenkul sektörünün sunduğu fırsatların, özellikle son 5-6 yıldır Avrupa'nın yakın takibinde olduğunu ve bu yıl 19 Avrupa ülkesinden 27 şehrin yatırım ortamını değerlendiren uzmanların İstanbul'u gayrimenkul yatırımları için en yüksek cazibe merkezi olarak göstermesinin Türkiye açısından sevindirici olduğunu söyledi.
Sur, sektördeki kurumsallaşmanın genişleyerek yaygınlaşmasının, kentsel dönüşüm projeleri ve kent içi imarlı arazi üretimi, risk almak istemeyen yabancı yatırımcı açısından bu potansiyelin hak ettiği kadar proje ve yatırıma dönüşmesi için büyük önem taşığının altını çizdi.
Haluk Sur, İstanbul'un yıldızı çok parlak olsa da kapının önünde bekleyen çok fazla yatırımcı bulunmadığını, bazı uygulamalardan dolayı bekleyen yatırımcıların dönüp gittiklerine şahit olduklarını anlattı.
Toplantıda ekonomideki gelişmeleri değerlendiren HSBC Başekonomisti Murat Ülgen ise dünya ekonomisinin muazzam bir krizden çıktığını, ekonomik yansımalara politika yapıcıların hızlı tepki vermesiyle krizin daha kısa sürdüğünü anlattı.
Bu yıl büyümede bir miktar yavaşlama beklediklerini dile getiren Ülgen, büyümenin daha fazla gelişmekte olan piyasalardan kaynaklanmasını tahmin ettiklerini söyledi.
Türkiye'nin durumuna da değinen Ülgen, Türkiye'nin güçlü yanlarına rağmen, henüz istenilen miktarda tasarruf sahibi olmadığını anımsatarak, büyümenin de sadece iç kaynaklı değil dengeli olması gerektiğinin altını çizdi.